~Sonda sizi birkaç sürpriz bekliyor, iyi okumalar..
-
Sehun banyodan çıkıp elindeki havluyla saçlarını kurulayarak ortak odaya geçtiğinde Chanyeol ve Jongin de kendi odalarından çıkıyorlardı.
"En azından ödevi yapmak için uğraş, yazık çocuğa."
"Yeterince olağanüstü almadı mı sence de?"
"Yine de onu utandırma Jongin, ayıp olur."
Jongin omuz silkerken gözü onlara doğru yürüyen sarışına takıldı.
"Günaydın."
"Günaydın Sehun."
Sehun başıyla ikisini de selamlarken Jongin ellerini cebine sokmuş sırıtan yüzünü kaçırıyordu ondan.
"Bugün antrenman yoktu değil mi?"
"Evet, sınav öncesi toparlama derslerine giriyoruz hepimiz."
"Güzel, sınıfta görüşürüz o zaman." dedi Sehun ve arkasını dönüp odasına girdi.
Chanyeol, gözlerini kısarak önce yanında sallanan Jongin'e sonra da ona göz kırpıp giden Sehun'un arkasında kapanan kapıya baktı.
"Sana göz mü kırptı o?"
"Bana mı, yoo? Belki sana kırpmıştır?"
Chanyeol onun sırıtarak yürüyen haline iyice bakakalırken bir an sonra ayıldı.
"Biri bana göz kırpsa anlarım herhalde Jongin."
Jongin omuz silkip çıkarken Chanyeol gerisine doğru bir bakış daha attı, ne yazık ki Jongin sessiz mırıldanışını duymamıştı;
"Biri sana göz kırpsa onu da anlarım Jongin."
*
"Konuşmayı kesip, önündeki tırtıllarla ilgilen Park."
Park Chanyeol keskin sesi duyduğunda Jongin'e anlattığı şey her neyse kesip gözlüklerinin ardından dikkatle ona bakan McGonagal'la gözgöze geldi. Mahcup bir tavırla dudak büküp önüne dönerken profesör de kısaca göz devirip sınıfın kalanına döndü.
Koca bir kasenin içindeki tırtılları bütün bir ipliğe döndürmeye çalışıyorlardı ve ne yazık ki sınıf olarak parçadan bütüne dönüştürme işleminde henüz çok ileri seviye olamamışlardı. Ya kopuk kopuk ipliklere dönüştürüyorlardı ya da bütün bir ipliğin arasında solucanlar can çekişiyordu ve açıkçası bu fazlasıyla iğrenç görünüyordu.
"Zavallı tırtıllar.." dedi Sehun, ön çaprazında oturan Jongin'e doğru.
Jongin kafasını tabağından kaldırıp kıkırdarken Sehun uzun parmaklarıyla masasını tıkırdatıyordu, sırıtarak. Jongin'in tabağında iplerin arasına sıkışmış tırtıllar gerçekten de acınası durumdalardı ve Jongin'in bunu bilerek mi bilmeden mi yaptığı belirsizdi.
"Profesör!"
Baekhyun heyecanla elini havaya kaldırırken sınıf da pes etmiş bir şekilde asalarını sıralarına bırakıyordu. Chanyeol ise sırıtarak arkasını dönüp hevesle yerinde çırpınan Baekhyun'a baktı. Beklendiği gibi tabii ki ilk önce o bitirmişti.
"Tebrikler Byun." dedi McGonagall parıl parıl parlayan altın sarısı ipi eline alıp açarken, "Bu kadar zorlanacağınızı tahmin etmezdim, birinci sınıf biçim değiştirmeye geri mi dönsem acaba? Gryffindor'a beş puan."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Véspero || Chanbaek/Sekai
FanficPark Chanyeol, zehirli bir yılandı. Her an kanınıza karışabilirdi. Byun Baekhyun ise pençelerini arkasında saklayan naif bir aslandı. Kim Jongin, yeşil ve grinin uyumuydu. Gözleri donmuş bir orman gibiydi. Oh Sehun ise gün batımı gibi sarıydı. Soğum...