28 - Bu Ateşi Kalbimizde Hissediyoruz

3.4K 255 762
                                    

~

Dört bina, bir yürek!

Bu ateşi kalbinde hisset!

~

*

Jongin hafifçe gözlerini araladığında yüz üstü bir şekilde yatağında yatıyordu. Gözü seğirerek yastığına çarparken nerede olduğunu hatırlaması ve yanındaki sarışının yatağındaki ışıltısını görmesi bir saniyesini almıştı. Başını yastığından ayırıp kendini yavaşça yatakta doğrulturken dirseğinden destek alarak tek eliyle gözünü ovaladı.

Solundaki Sehun'un çıplak sırtı ona dönüktü. Tek eli yastığının altındaydı. Sarı saçları yastığının üzerine dağılmış, sanki her bir teli ayrı ayrı parıldıyor gibiydi. Yıllardır neredeyse her gün baktığı ama gerçek anlamda şu anda gördüğü altın sarısı saçların nasıl bu kadar güzel olduğunu ve de yıllardır nasıl dikkatini çekmediğini düşündü..

Biraz sonra, onu uyandırmamak adına nefes bile almadığını fark ettiğinde yavaşça sıcak nefesini aralarına bıraktı. Doğrulduğu yatakta gözleri bir an için Sehun'dan odanın boşluğuna doğru kayarken henüz ayılmamıştı ama içinde fırtınalar kopmaya başlamıştı bile. Neredeyse yataktan kalkıp gidecekti.

Durup sadece bir an, gerçekten bir an, gözlerini kapatırken kendini dinledi. Burada kalmak istiyordu. Kim Jongin hep tutamayacağı sözler veriyor olabilirdi ama Sehun'a verdiği sözü bu sefer tutmak istiyordu. Gözlerini araladığında bakışlarını yeniden onun çıplak tenine döndürürken sevişmelerinin tadı hala dudaklarındaydı. Dili, dudakları arasında kayarken kendini bir şey olmayacağına dair telkin ederek başını yavaşça yastığına düşürdü.

Henüz aydınlanmaya yüz tutmuş ihtiyaç odasında, gözleri uykuya dalmadan önce elini Sehun'un yastığına doğru uzattı. Parmak uçları hayal meyal saçlarına değerken Sehun, kapalı gözlerinin arasından gülümsemişti kendi kendine.

Kalmak için kendiyle cebelleşen Jongin'e karar vermesi için tanıdığı şansı doğru kullandığı için memnundu. Kalkıp gitmemesi ve Sehun'u büyük bir yaygara koparma zahmetinden kurtarması ikisi için de iyi olmuştu. Gülümsemesi yüzünde, gerisindeki karmaşık delikanlının saçlarıyla oynamasına izin verirken gitmeyeceğinden kesinlikle emin olarak rahatça yeniden uykuya daldı.

*

"Uyanmadığını ve beni izlemediğini düşünmek istiyorum."

Chanyeol hafifçe kıkırdarken Baekhyun gözlerini yummuştu iyice.

Astronomi Kulesi, güneşe yakınlığından mıdır bilinmez daha gün aymadan Hogwarts arazisinde aydınlanan ilk yer olmuştu. Chanyeol, karanlığın azalmaya başladığı ilk anda gözlerini açmıştı. Gece minderleri birleştirip üstlerine uzanmışlardı. Bir örtüyü de üstlerine alıp gece boyu yıldızlara açık tavandan gökyüzünü izleyerek ve sohbet ederek uyuya kalmışlardı.

Chanyeol uyandığında henüz saat daha erken olduğu için Baekhyun'un biraz daha uyumasına izin verdi. Yattığı yerde doğrulup başını koluna yaslarken dün geceki manzaranın mı yoksa şu an önünde uzanan manzaranın mı daha güzel olduğunu düşünüyordu. Kızıl saçları karışmış, üzeri açılmıştı. Chanyeol onu uyandırmadan örtüyü omuzlarına doğru çekerken kelimenin tam anlamıyla büyülenmiş gibi görünüyordu.

Kıpırtısız bir şekilde bir süre daha yatarlarken, bunun ne kadar bir süre olduğundan kesinlikle emin değildi ama onlar öylece yatarlarken oda iyiden iyiye aydınlanmıştı. Sonunda Baekhyun, kapalı gözlerinin ardından aydınlığı hissederek kıpırdandığında, gözlerini açmadan nerede olduğunu kavramıştı ve şu anda yanındaki ağırlığını hissettiği Chanyeol'un uyanık olduğundan ve onu izlediğinden adı kadar emindi. Chanyeol'un kıkırdaması kulaklarını doldururken elini yüzüne kapattı.

Véspero || Chanbaek/SekaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin