"Uzatma Jongin. Ben de geleceğim dedim sana ve konu tartışmaya kapalı."
"Neden bu konuda benim isteklerim ciddiye alınmıyor?"
"Senin isteklerinden önce sen ciddiye alınıyorsun da ondan. Geliyorum o kadar."
Jongin oturduğu yatakta omuzlarını düşürürken arkadaşını kesinlikle vazgeçiremeyeceğini biliyordu.
Yeni yıl tatilinin üzerinden tam olarak üç gün geçmişti ve o geceki eğlenceleri hafızalarında çok güzel bir yere yerleşmişti. Hem de hepsi için.. Şimdi Chanyeol antrenmana gitmek için üzerine eşofmanını ve hırkasını giyerken Jongin arkasındaki yatakta, onun planlarını kendisi için bozmamasına ikna etmeye çalışıyordu.
"Hem Dumbledore sadece bana izin verir. Seni göndermez ki benimle?"
Aynada saçlarını yana yatıran Chanyeol, yansımasından ona anlamsız bir bakış atarken, Jongin de ona bakıyordu. Chanyeol dönüp hırkasının önünü kapatıp asasını arka cebine soktu.
"Ben bugün izin alacağım. Sen endişelenme."
Jongin pes edip kafasını sallarken, Chanyeol gidip onun omzunu sıktı hafifçe.
"Seni yalnız bırakmayacağım."
*
Chanyeol büyük salonda kahvaltılarını yapan Gryffindor masasına doğru yürürken, Sehun ve Junmyeon kafalarını kaldırmış onun gelişini izliyorlardı.
"Bitirdiniz sandım. Yixing diğerlerinin sahaya geçtiğini söyleyip gitti."
Junmyeon portakal suyunu kafasına dikerken, Sehun ağzını peçeteye siliyordu.
"Jongin de mi gitti?" dedi sonra çekimser kalarak.
"O bugün antrenmana katılmayacak, biz çalışacağız."
Sehun düşünceli bir şekilde kafasını sallayıp ayağa kalktı. Arkasına bıraktığı çantasına uzanırken, Junmyeon da ayağa kalkıyordu. Chanyeol elini masaya yaslayıp hemen yanında kahvaltısını yapan Baekhyun'un kulağına doğru eğildi.
"Senden bir şey rica edebilir miyim?"
Baekhyun az önce neredeyse ona selam vermediği için bozulacakken şimdi kulağının dibine kadar girip nefesini üflediği için boynunu geriye çekmişti. Merakla ona dönerken Chanyeol ona dönen güzel yüzünü bir saniye inceleyip mırıldandı.
"Bugün Dumbledore ile görüşmem için bir şeyler ayarlayabilir misin? İzin gibi, odasının şifresi gibi?"
"Nedenmiş?"
"Senin bu merakını ne yapacağız Byun Baekhyun?"
Chanyeol dikleşip hazır olduklarını söyleyen Junmyeon ve Sehun'a kafasını sallarken, Baekhyun da çatalını masaya bırakıyordu.
"Bakarız." dedi sessizce.
Sonra üçü de dönüp giderken, Baekhyun'un gördüğü şey, eğer hayal falan değilse, Park Chanyeol'un gitmek için dönmeden önce resmen ona göz kırptığıydı..
*
Chanyeol, sahaya girdiklerinde cebindeki Snitch'i havaya salarken, as ve yedek olarak ayrılmış bir şekilde sahada onları bekleyen takım arkadaşlarına döndü. Sehun bir şey söylemeden Snitch'in peşinden fırlarken, Chanyeol ve Junmyeon takıma yeni planları anlatıyordu.
"Maça çok bir süre kalmadığını biliyorsunuz. Artık daha sık antrenman yapmalıyız ve bu süre içinde bizim için en önemli şey kesinlikle yaralanmamanız. Maç anında her şey olabilir ama bu takıma maçtan önce bir şey olmasını kesinlikle yasaklıyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Véspero || Chanbaek/Sekai
Hayran KurguPark Chanyeol, zehirli bir yılandı. Her an kanınıza karışabilirdi. Byun Baekhyun ise pençelerini arkasında saklayan naif bir aslandı. Kim Jongin, yeşil ve grinin uyumuydu. Gözleri donmuş bir orman gibiydi. Oh Sehun ise gün batımı gibi sarıydı. Soğum...