Gecenin karanlığı ikimizi hapsetmiş günahlarımızı kapatmış gibi rahatız. Ya da iyi rol yapıyoruz. Ne kadar süredir Buğranın lüks arabasında oturmuş boş boş yıldızlara baktığımı bilmiyorum. Tek bildiğim ilk konuşan ben olmak istemiyorum. Buğra boğazını gürültü ile temizleyip bana döndü.
"Bana öfkeli ve kırgın olduğunu biliyorum. (Ciddi olmazsın dememek için kendimi zor tuttum ve konuşmasının devamını getirsin diye bekledim. ) en yakın arkadaşın için seni terk edip biraz ağır sözler söyledim. Ama yemin ederim çok pişmanım. Her insan hata yapar. Hem sen ne dersin her insanın hatası ne olursa olsun bir şansı daha vardır. " doğru bu lafı söylerken yaşayacağım şeyleri düşünmeden söylemiştim. Ancak şimdi kalbime desemki hadi Buğrayı affet hemen eder. Ancak beynim, kulaklarım, gözlerim bunlar affetmez. Çünkü bunlar bana yapılan ihanetin en büyük tanıkları.
"Hala bu lafımın arkasındayım. Ancak artık sana şans veremem. " Buğra arabasının içindeki lambayı yaktı ve koltukta yan dönerek bana baktı.
"Beni affetmen için herşeyi yaparım. Seni bu köyden götürüp prensesler gibi yaşatacağım. " zorla gülümsedim. Buğraya takılıp bu köyü en önemliside Asafı bırakabilir miyim ki?
"Evliyim. " korktuğum için dönüp Buğranın ne tepki vereceğine bakmadım bile. Arabada uzun süre sessizlik oldu. Korkunun ecele faydası yok diyerekten kafamı kaldırıp Buğraya baktım. Boş gözlerle bana bakıyordu. Saniyeler sonra yüzünden gülümseme oluştu ve sesli bir kahkaha patlattı.
"Inanamıyorum. Benden intikam almak için attığın yalana bak. " yine gülünce sinirle arabadan çıktım. Resmen benimle dalga geçiyordu. Sırf birinden intikam almak için yalan söyleyecek kadar alçalmadım. Arkamdan kapının açıldığını duyduğum halde durmadım. Valizim ve kıyafetlerimi almadığımı hatırlayınca sinirle durup Buğranın gelmesini bekledim. "Neden bu kadar sinirlendin ki?" Bu arada bana yetişip kolumdan tuttu.
"Çünkü yalan söylemiyorum. Valizimi ver. Hata bendeki en yakın arkadaşımla beni aldatan adamı dinlemek için buraya kadar geliyorum. " sırf Asafa sinir olduğum için buraya kadar gelmiştim. Tabi birde merak ettiğim mevzular var. Buğra dediklerimin şokuyla bir adım geri atarken benim dudaklarımda gülümseme oluştu. Belki amacım intikam almak olmayabilir ancak onun böyle çökmesi hoşuma gitti.
"Sen evlendin mi?" Sesindeki titremeyle içim acıdı. Arabanın ışığı yüzlerimizi aydınlattığı için ikimizde birbirimizi çok net görebiliyorduk. Buğra kalçasını arabanın kaputuna koyup çökmüş haliyle bana baktı. "Benim yer fıstığım evlenmiş öyle mi? " söylediği cümle ile sarılmak ve burayı terk etmek arası iki düşüncede gidip gelmeye başladım.
"Niye bu kadar şaşırdın ki? Seçille giderken ömrümün sonuna kadar seni beklerim mi sandın?" Bana söylediği sözler gibi benim sözlerimde onda yara olsun istiyorum.
"Ömrünün sonuna kadar beklersin sanmadım. Sadece hatamı anlayıp geri dönmemi bekleseydin yeterdi. "Dolan gözlerime lanet ettim. Buğranın karşısında aciz durmak şuan istediğim en son şey. Acaba beni bırakıp gittikten sonra ne halde olduğumu biliyor mu acaba. Gözümden düşen yaşı hırsla silip Buğrayı omzundan ittim.
"Bana ettiğin hakaretlerden sonra bencilce seni beklememimi istiyorsun. " elimle saçlarımı dağıtıp sinirle inledim. "Aptal kalbim seni bekledi zaten. Senin yüzünden genç yaşta bardan çıkamayan alkolik biri oldum. Gençler gibi gidip sevgili edinip hayatın tadını çıkarmak yerine söylediğin sözleri unutmak için ağlaya ağlaya içtim. Sense en yakın arkadaşımla kim bilir neler yapıyordun. " artık yaşlar silemiyeceğim kadar hızlı akıyordu. Tamda dediğim gibi onu bekliyordum. Hala bekliyor muyum emin değilim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şehirli (Tamamlandı)
Teen Fiction"Madem okula gitmeyeceksin kahvaltını yap seninle meydana inelim."Merak ediyorum acaba bu küçücük yerde daha ne kadar şeyler çıkacak. "Olurda orda neler var."Haydar amca bana şaşkın şaşkın bakarken mahçup şekilde gülümsedim.Şimdiye kadar köy görmüş...