Yaşadığım anlık şoku atlatarak Asafın belinden indim. Ayaklarım tutmadığından biraz zorlansamda koşar adımlarla feryat figan bağıran kadının yanına geldim.
"Gidin ebeyi çağırın. " kocasının bağırmasına karşılık Zeynep cevap vermişti.
"Ebe bugün köyde değil ki. " harika bi bu eksikti. Yine iş başa düşmüştü. Kadının bacaklarının önünde oturdum ve bana garip bakışlar atan kocasına döndüm.
"Derin derin nefesler aldığına emin ol. " adam hala yüzüme bakınca dişlerimi sıktım. Karısının ve çocuğunun hayatını kurtarmak için burda bir yerlerimi yırtıyordum. Bu defa bağırarak konuşmaya başladım. Belki böyle anlardı beni.
"Hadi sene be adam vakit yok çocuk nefessizlikten boğulacak. " adam bu defa ikna olmuş olmalıki hemen ağlayan karısının yanına oturdu ve derin derin nefesler alması için uğrasıyordu. Bu defa bakışlarım Asafa döndü. Şimdiki görev vereceğim kişi oydu.
"Asaf üstündeki gömleği çabuk bana ver. Bide bana ılıkta olsa su bul. Hadi bekleme zaman yok. " Asaf aceleyle gömleği çıkardı ve bana attı. Koşar adım uzaklaşırken su bulmaya gittiğini anladım. Elimdeki gömleği yanıma bırakıp doğum yapan kadının kocasına döndüm. "Sende üstündeki gömleği ver." Kocası da gömleği çıkarıp bana attı. Kadının bacaklarının üstüne gömleklerden birini attım ve bacaklarını havaya kaldırıp iki yöne doğru açtım. Kadın acıdan bacaklarını kapatmak isteyince Zeynep yardımıma koşup yanıma gelerek kadın bacaklarını kapatmasın diye elleri ile tuttu.
"Abla şimdi ıkına bildiğin kadar ıkın. Hatta elinden geldiğinden daha fazlasını ıkın. " kadının çığlıkları yeşillik alanı doldururken dediğim gibi kendini zorluyordu. Bir iki ıkınmadan sonra çocuğun başı gözüktü. Ellerimi çocuğun başının etrafına yerleştirdim ve yavaş hareketlerle ordan çıkması için çekmeye başladım.
"Daha fazla ıkınman lazım. Hala çocuğun kafası tam çıkmadı. Sende karının karnına hafif baskılar uygulaki çocuğun çıkması rahat olsun." benim bağırmama karşılık kadında bana bağırdı.
"Kolaysa gel sen yap. " uvv sanırım şuan biraz sinirliydi. Her ne kadar bana laf söylesede kendini daha fazla zorlamaya başladı. Bu arada kocasıda dediğim gibi karnına hafif baskılar uyguluyordu. Etrafımdaki kalabalık beni biraz rahatsız etsede onları umursamamaya çalıştım. Çocuğun kafası tam anlamı ile çıkarken rahat bir nefes aldım. Uzun uğraşlar sonucu çocuğu tamamiyle çıkarmış oldum. Elimdeki ağlamayan çocukla öyle ortada kalmıştım. Şimdi ne yapılıyordu hatırlatmakta biraz zorluk çektim. Neyseki kalabalıktan gelen ses ile çocuğun poposuna vurmam gerektiğini hatırladım. Şaplağı çocuğun poposuna indirdigim gibi cıyaklayan bir ses doldu kulaklarıma. Çocuğu Asafın gömleğine sararak annenin kucağına verdim. O kadar gerilime dayanamayınca çimenlerin üstüne kendimi bıraktım. Daha demin ikinci doğumu yaptırmıştım. Ilkini on altı yaşında yapmıştım. Ikincisini de şimdi. Kucağındaki ağlayan bebeğe ve anneye baktığımda benimde gözlerim doldu. Kadın o kadar acıya rağmen çocuğuna gülerek bakabiliyordu. Asafın önüme suyu koymasıyla ona döndüm ve ayağa kalkarak sarıldım. Ellerim kanlı olsada umursamadım. Daha demin bir çocuk doğmuştu ve bunu yapan bendim. Ölme ihtimalini düşünmeden böyle bir şeye girişmem çok saçmaydı. Asaf beni iterek yüzümü ellerinin arasına aldı. Gözlerinde endişe vardı.
"İyi misin?"kafamı olumlu anlamda salladım. Zeynep dibimde biterek bana sarıldı. Bana destek vermek istiyordu. Sanki ne hissettiğimi anlıyormuş gibi.
"Ben bile izlerken bu kadar gerildiysem kim bilir sen nasılsındır. " diyip eliyle belimi sıvazladı.
"Zeynep ya çocuk ölseydi. " gözlerim yine dolunca Asaf beni Zeynepten kurtardı ve gözlerimin içine bakarak konuşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şehirli (Tamamlandı)
Teen Fiction"Madem okula gitmeyeceksin kahvaltını yap seninle meydana inelim."Merak ediyorum acaba bu küçücük yerde daha ne kadar şeyler çıkacak. "Olurda orda neler var."Haydar amca bana şaşkın şaşkın bakarken mahçup şekilde gülümsedim.Şimdiye kadar köy görmüş...