Şehirli (Tamamlandı)

Yemek

Evet arkadaşlar beğeni ve yorumlarınızı eksik etmeyin. Bu arada bölümün başları biraz aynı ancak sonlarını değiştirdim. 

"Hocam sınıfta yeni öğrenci var tanışmak istiyoruz." Bağıran çocuğa döndüğümde bana göz kırptı. Kirli saçları ve sivilceli yüzü ile hiçte ilgimi çekecek bir tip olmamasına rağmen özgüveni fazla birine benziyor. Bu hareketine göz devirmekle yetindim. Tamam fazlasıyla serbest olabilirim ama her erkekle de muhattap olmam. Benim istediğim erkekler sadece hayatıma girebilirdi. Hoca beni baştan aşağı süzdükten sonra konuşmaya başladı.

"Evet kendini tanıt madem sınıftakiler de bu kadar istekliyken kırmak olmaz." Bu adam biraz yalaka mıydı yoksa ben mi öyle hissettim. Arsız bakışları üstümde dolaşırken rahatsızca yerimden kıpırdandım.

"Adım Asel." Soyadımı söylemeye bile gerek görmedim. Hoca hala yüzüme bakarken bakışlarımı yanımdaki Asafa çevirdim.

"Hoca herkese böyle cıvık mı davranır?" Asaf ilk başta ağzını açsada sonradan beni takmadı ve sırada geriye yasladı. Ne sanıyordu ya bu cocuk kendini. Salak işte ne olacak altı üstü bir soru sordum ne olurdu cevap verseydi. Hoca benim onu tınlamadığımı fark edince ders anlatmaya başladı. Tabi ders anlatırken delici bakışlarılarını üstümden çekmemişti. Asafında kaç defa dönüp bana baktığını görmüştüm. Sanki bir şey söyleyecekte söyleyemiyor gibi bir hali vardı. Okulların bitmesine yaklaşık iki ay gibi bir süre kalmıştı. Özel ders aldığımdan benim derslerim çoktan bitmişti. Şimdide dersi dinleyerek biraz tekrar yapmış oluyordum. Malum bu sene üniversite sınavım var. Ders boyunca hoca lise 1,2,3 ve 4'ü bir arada yürüttü. Böylece dört yılın tekrarını yapmış oluyordum. Bu benim için daha da bir avantajdı. Ara vermeksizin üç ders istemişti ve benim artık beynim error vermek üzereydi. Neyseki ara vermek aklına gelmişti.

"Asel sen benimle birlikte gelsene sana sormam gerekenler var." Dedi ve hiç hoşuma gitmeyen gülümsemesi ile sınıftan çıktı. Bakışlarım yanimdaki Asafa kaydı giden öğretmenin arkasından kaşlarını çatmış bakıyordu. Benim bakışlarımı fark edince bana döndü ama ağzını açıpta tek kelime etmedi. Tabi bende mecburen sınıftan çıkmak üzere olan hocanın peşine takıldım ve öğretmen odası olduğunu tahmin ettiğim bir yere girdim.

"Evet Asel biraz kendinden bahset seni daha iyi tanımak isterim."Ne diyo ya bu denyo. Gerçi adamın adı Yakup ama olsun ben ona denyo demeyi tercih ederim. Masanın üstüne otururken eliyle yanına yaklaşmamı işaret etti. Ancak iki adım atıp yine yerimde durdum. Derste arsız bakışlar atan insan yanlızken kim bilir neler yapar. O yüzden aramızda mesafe olması iyi. 

"Gerek yok. Eğer kendimi tanıtmak isteseydim bunu sınıfta yapardım. Sırf bunun için çağırmanız çok saçma. " daha fazla konuşmanın gereksiz olduğuna karar verdim ve kapıyı açtım ancak koluma dolanan parmaklarla durmak zorunda kaldım. Kapı tekrardan kapanırken odanın içine çekildim. İşte şimdi korkmaya başladım.

"Amacım kötü değil sadece öğrencimi tanımak istiyorum. " boğuk çıkan sesine eşlik eden gülümsemesi ile olduğum yere çakıldım. Hele o bakışlar ne öyle. Kolumu elinden kurtardım ve aramıza mesafe bırakmak amacı ile geri adım attım.

"Tamam işte ben yasal olarak sizin öğrenciniz değilim. Hakkımda bilmeniz gereken bir şey yok. " Dedim ve bu defa kapıyı açtığım gibi kendimi dışarı attım. Adam deli midir nedir? Ya da azmış.  Karnımdan gelen sesler üzerine etrafta dolaşan bir kızı durdurdum.

"Kantin nerdeydi acaba." Kızın bana tuhaf tuhaf bakması ile kantin olmadığını anlamış oldum. "Siz yemeklerinizi nerden alıyorsunuz?"

"Evden getiriyoruz. Ama ilerde bakkal var ordan kendine çikolat al." Bakkal ve çikolat mı? Bunlar nece konuşuyordu acaba biri bana tercüme etse. Aç kalacağım tokat gibi yüzüme çarparken Tekrardan sınıfa geldim ve sırama oturdum. Allah'tan Asaf sınıfta değildi bir de onla uğraşamazdım. Kafamı sıraya yasladım ve konuşulanları dinlemeye başladım. Gerçi her ne kadar fısıldayarak konuşsalarda sınıf küçük olduğundan seslerini duyabiliyordum. Sınıftaki öğrenciler hakkında durmadan dedikodu yapıp duruyorlardı. Mevzu tam Asafa gelmişti ki konuşmalar kesildi. Acaba ben burdayım diye onun hakkında konuşmaktan vazmıgeçtiler. Kafamı sıradan kaldırdım. Neden konuşmadıklarını şimdi anladım. Asafın bana doğru gelen bedeni gözüme ilişti. Bu çocuğun cüssesi bu kadar var mıydı? Geniş omuzlu olduğunu şimdi fark ettim. Gelip sırada yanımda oturdu. Bu defa konuşmaya karar almış olmalı ki kafasını çevirmeden bana baktı.