16

806 33 1
                                    

Multi: Hazar Acar

Birinci haftanın sonunda her şey rutine bağlamıştı. Her sabah kalkıp okula gidiyor ve lisedekine kıyasla çok daha ağır derslerde yaşam savaşı veriyordum. Ben böyle olacağını düşünmemiştim. Üniversite daha eğlenceli ve boş vakitli olmalıydı. Fakat böyle bir şey diş hekimliği fakültesinde geçerli değildi. Profesörlerin çoğu sıkıntılı tiplerdi ve en ufak bir hatada öğrenciyi harcayabilecek gibiydiler.

Anatomi dersi bitmek bilmiyordu. Hoca anlattıkça anlatıyor; ilk haftada olmamıza rağmen büyük bir çabayla dersi bitirmekten kaçınıyordu. Sıkıntıyla başımı eğdim ve cebimdeki telefonu çıkartıp İmge'ye mesaj attım.

İdil: Müsait misin? Lütfen ol çünkü birazdan ruhumu bu sırada bırakacağım.

Ekrana boş boş bakarken İmge'nin çevrimiçi olduğunu gördüm. Hemen ardından da yazıyor... ifadesini.

İmge: Her şey yolunda mı? Ve evet, müsaidim.

İdil: Dersin yarım saat önce bitmesi gerekiyordu ve bil bakalım ne oldu?

İmge: Hoca salmadı? :D

İdil: Sanırım buraya gelmekle hata yaptım. :(

İmge: Sakin ol. Daha şunun şurasında ne kadar oldu okul başlayalı. Tempoya alışırsın ve bir bakarsın okul bitmiş elinde diploman duruyor. ;)

İdil: Ha-ha-ha! Hiç sanmıyorum o günleri görebileceğimi.

İmge: Abartıyorsun İdil. Hem babamın izinden gitmek isteyen hep sendin. Ne değişti?

İdil: Hiçbir şey ama bu öyle değil. Beklediğimden daha zor.

İmge: Güzel olan hiçbir şey kolay elde edilmez İdil. Bunu hayatın boyunca unutma tamam mı? Zor olan hep en tatlısıdır.

Aklıma zor olan dedikleri an Hazar'ın düşmesi normal miydi? Peki, bunu İmge'ye söylemeli miydim?

İdil: Zamanla göreceğiz. Şimdi gitmem gerekiyor teşekkür ederim! Seni akşam Skype'dan arayacağım tamam mı?

İmge: Hele bir arama o zaman ölümlerden ölüm beğen fare. İkidir beni ekiyorsun.

İdil: Söz veriyorum.

İmge: Tutsan iyi edersin. Öpüyorum.

İdil: Ben de, görüşürüz.

Ve konuşmadan çıktım. Ona Hazar'dan bahsedemezdim çünkü ben bile ne hissettiğimi bilmiyordum. Sadece geçici bir beğenme de olabilirdi. Ki özünde bu bile büyük bir olaydı çünkü pek sık yaşadığım bir şey değildi. Suçluluk hissettim bunu İmge'ye söylemediğim için.

"Çıkabilirsiniz." Hocanın sesini duymamla çantamı omzuma attım ve arkadaşım olmayan sınıftan hızlıca çıktım. Koridor boyunca ilerlerken Hazan'ın hala okulda olup olmadığını bilmiyordum. Yoksa da otobüsle geçerdim.

Okuldan çıktığımda karşıdaki otoparkta Hazan'ın arabasını gördüm. Hatta arabanın yanında Hazan ile Hazar da vardı. Hazar, buradaydı. Merakla onlara bakarken aralarında bir şeyler konuştuklarını gördüm. Görünüşe göre bu konuşma pek Hazan için iyi gitmiyordu. Ellerini gelişi güzel havada sallıyor ve kendisinden bile oldukça uzun olan ikizine bir şeyler anlatmaya çalışıyordu. Yanlarına gidip gitmeme arasında muallakta kalsam da sonunda pes edip yanlarına ilerledim. Hazar ile nedensizce konuşmak istiyordum.

AYNI KIYIDAN BAKALIM [ TAMAMLANDI ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin