78

640 21 5
                                    

Arka arkaya gelen bölüm atma isteği ve finale son iki bölüm demenin buruk hüznüyle iyi geceler... 

"Bu olanlar bana fazlasıyla saçma geliyor." Dedi babam havalimanının girişindeyken. "Ne bu apar topar İstanbul işi?"

"Baba acil bir dosya durumu varmış vallahi ben de anlamadım. Benim gitmemi istedi bürodakiler. Ben de tek gitmektense İstanbul'u bilen kardeşimle gitmek istedim." Dedi İmge ciddi bir biçimde.

Arka koltukta içten bir biçimde sırıttım. İmge istediğinde ne de güzel rol yapabiliyordu. Gerçi bu konuda ben de kendimi epey geliştirmiştim. Babam homurdandı ama daha fazla uzatmadı. Plan istediğim gibi ilerliyordu. Tek bir pürüz vardı o da havalimanından İmge'yi nasıl şutlayacaktım?

Babam arabayı park edip inmemizi söylediğinde ne İmge ne de ben ödün vermeden arabadan indik. Sırt çantalarımızla birbirimize öylece bakıyorduk. İmge ve Tolga'nın arasındaki bu sevgili değiliz ama olmak üzereyiz durumu işime yaramıştı. Tolga büroyu idare edecekti iki günlüğüne. Derin bir iç çektim ve iç hatların içine doğru yürüdük.

"Bu iş hala bana saçma geliyor ama-"

"Öf baba." Dedi İmge bıkkın bir şekilde. "Amma abarttın. Altüstü iki günlüğüne gidiyoruz. Hem İdil'in evinde kalacağız. Sanki gören de yabancı yere gidiyoruz sanacak. Allah aşkına abartma lütfen."

"Tamam." Dedi babam göz ucuyla bize bakarken. "Ama bunun altından başka bir şey çıkarsa..."

"Ya çok merak ettim baba ne çıkabilir?" İmge gerçekten de çirkefleşmek istediğinde bayrağı taşıyabiliyordu.

Babam kaşlarını çatarken adımlarını yavaşlattı. "Hazar ile ilgili bir durum?"

"Ay baba!" İmge gözlerini irileştirdi. "Çocukcağız gemide aylardır. Sen kaç bin kilometre ötedeki adam için bu kadar endişeleniyorsun. Ayrıca Hazar mevzusunu aştığını sanıyordum."

"Kötü biri olmadığına ve İdil'i üzmediğini kabullendim. İlerisi için hiç kimse bana garanti veremez."

"Veremez tabii." Diye ben girdim araya. "Ama şimdi konumuzun uzaktan yakından Hazar ile alakası yokken yazık değil mi çocuğun kulaklarını çınlatmaya?"

Babam şüpheyle yüzümüze baktı sonra da hak vermiş gibi başını ağır ağır salladı. "Sanırım haklısınız. Fazla tepki veriyorum kızlar."

İmge derin bir nefes verdi ve babamı sıkıca kucakladı. Sabahın altısında havalimanında olmak ben de baş ağrısına neden olmuştu. O yüzden de hareketlerim yavaş da olsa işliyordu. Babamı ben de kucakladım ve ona iyi olduğuma dair kaçıncı olduğunu unuttuğum nutuklarımı çektim.

"Bir aksilik olduğu takdir de beni arıyorsunuz." Dedi babam kaşlarını çatarken. "Ayrıca dönüş biletlerinizi aldım. İki gün sonra iki kızımı da yanımda görmek istiyorum."

İmge ile aynı anda asker selamı verdik. "Emredersiniz komutanım."

Babam hoşnut bir biçimde güldü ve ikimizi tekrardan kucakladı. Saçlarımıza bıraktığı öpücükler arasında, "İyi yolculuklar kızlar." Dedi.

Gülümsedim ve geri çekilirken minnetle babama baktım. Ardından İmge'nin beni dürtüklemesiyle ilerlemeye başladık. İçeri girmeden hemen önce babama son kez baktığımda bize el salladığını gördüm.

Umarım sana yalan söylediğim için Allah beni affederdi baba. Aksi takdir de işim zordu.

AYNI KIYIDAN BAKALIM [ TAMAMLANDI ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin