Multi: İdil Öncü
Birilerine hayranlık duymayı seviyordum. Kim olduklarının, ne yaptıklarının zerre önemi olmadan hem de. İster aktör ister sanatçı isterse de okuduğum herhangi bir romanın karakteri. İsminin veyahut cisminin olmasına gerek olmadan; kendimi bulduğum her şeyi benimsiyor; kalbimin ve zihnimin tüm kapılarını ardına dek aralıyordum. Fakat öyle biri vardı ki; bu sıradan hayranlığımın çok daha ötesindeydi.
Marlon Brando.
İleride karşıma çıkacak birinin onun gibi olmasını her ne kadar arzulasam da bulamayacağımı biliyordum. Bu sebeple de on dokuz yaşıma basmama rağmen hep yalnızları oynadım. Hayal dünyamdaki şeyleri, gerçek dünyada bulamadım. İşin trajikomik kısmıysa; bulamayacağımı en başından beri bilmemdi.
Bundan asla şikâyetçi olmadım. Mutlu olmak için bir erkek arkadaşa ihtiyacım yoktu. Bunu bilerek büyümüş ve ona göre hayatımı şekillendirmiştim. Şimdiyse her şeyin boka batışına anbean şahit oluyordum.
Ne mi olmuştu?
Eh, bunu öğrenmek için biraz beklemeniz gerekecek. Neticede ben de on dokuz yıl boyunca bu kişiyi beklemiştim.
Kimden mi bahsediyorum?
Bana Marlon Brando'yu bile unutturacak adamdan.
Hazar Acar'dan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYNI KIYIDAN BAKALIM [ TAMAMLANDI ]
Fiksi RemajaMutlu olmak için bir erkek arkadaşa ihtiyacım yoktu. Bunu bilerek büyümüş ve ona göre hayatımı şekillendirmiştim. Şimdiyse her şeyin boka batışına anbean şahit oluyordum. Ne mi olmuştu? Eh, bunu öğrenmek için biraz beklemeniz gerekecek. Neticede be...