35

713 29 0
                                    

Multi: Bora Candemir

Ortaköy taraflarında şık sayılabilecek mekânlardan birinde kahvaltı yapıyorduk. Karşımda Bora, yanı başımda da İmge ile. Önümde yemekte zorlandığım orta büyüklükteki omletimle savaş verirken Bora'nın bakışlarıyla dikkatim dağıldı.

"Aşırı iştahsız bir kız olduğunun farkındasın değil mi?"

Gülümsedim. İmge bana kıyasla daha çok keyif almış gibi bir ses çıkarttı. Hâlbuki ikimiz de birbirimizden beterdik bu konuda.

"Belki de." Dedim ufak parçayla dolu çatalı ağzıma atmadan hemen önce. Bora gülerken başını iki yana salladı.

"İflah olmaz bir kızsın İdil."

"Buna katılıyorum." Dedi İmge ona destek çıkar gibi.

Dün olanlardan sonra sabah hiçbir şey olmamış gibi erkenden uyanmış ve Bora ile İmge'yi tanıştırmak için kahvaltıda soluğu almıştık. Bir şeyleri gizlemek konusunda her geçen gün biraz daha ustalaşıyordum. Babam bu halimi görse muhtemelen artık güvenilmez biri olduğuma kanaat getirip eskisi kadar güvenmezdi. Çünkü ben onun için şeffaf evlattım. İçim dışım, hislerim, acılarım her şeyim meydandaydı. Her ebeveynin isteyeceği evlattım.

Şimdiyse şeffaflıktan çıkıp matlaşmaya başlamıştım.

Kahvaltıdan sonra İmge, Bora'yı sevdiği için hemen ayrılmak istemedi. Gerçi sevmemesi için bir neden yoktu çünkü Bora mükemmel bir şekilde kendini ifade edebilen bir adamdı. Ayrıca zekiydi ve İmge, zeki erkekleri ayrı severdi.

"Mutluluk toplarından yemek ister misin İdil?" diye takıldı Bora. Abartılı bir biçimde ona baktığımda neşeli bir şekilde kıkırdadı.

"Oranın müdavimi olmaktan yoruldum."

"Abartıyorsun," dedi gülüşünü genişletirken. "Altüstü kaç defa gittik sanki. Ayrıca İmge'nin oraya bayılacağına eminim." Dedi İmge'ye bakarken.

İmge ilgiyle, "Nerede bu kafe?" dediğinde Bora tereddüt etmeden cevapladı.

"Uzak sayılmaz buraya. Araba var zaten hemen gideriz."

"Tamam." Dedi İmge neşeyle ellerini birbirine çarparken. Ona kaçamak bir şekilde baktığımda omuz silkmekle yetindi.

"Siz dilerseniz burada bekleyin ben de otoparktan arabayı alıp geleyim olur mu?"

İmge heyecanla atıldı. "Harika olur. Bu ayakkabılar canımı yakıyor."

Ayakkabılara göz ucuyla bakıp homurdandım. "Otuz yedi numara ayaklarınla otuz altı numaralık ayakkabı giyersen böyle olur."

"Ne dedin?" dedi İmge duyduğu halde duymamış gibi.

"Diyorum ki; ayakkabılarım da pek güzelmiş."

Mavi gözleri benim süet botlarımda dolandı. Yüzünde memnun bir gülümseme belirdi. "Eh, kardeşim zevkliymiş. Aynı zamanda da aşırı cömertmiş çünkü bu güzel ayakkabıları ablasına hediye etmiş."

"Saçmalama!" dedim korkuyla. İmge ve Bora eş zamanlı olarak güldü.

"Ben arabayı alıp hemen geliyorum."

Bora yanımızdan ayrıldığımızda İmge hafifçe kolunu koluma sürttü. "Bu çocuk harika!"

Bir şey demedim.

İmge bana imalı bir bakış attı. "Senin kısmetin ne ara bu kadar açıldı be İdil?"

Kısmetim mi açıktı? Peki, öyleyse neden kalbimi kaptırdığım adamda bu kısmet açıklığı işime yaramıyordu?

AYNI KIYIDAN BAKALIM [ TAMAMLANDI ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin