Saat 8.5 olmuştu yarım saat sonra Toprakla göl yolunun girişinde buluşacaktık fakat babamdan hala izin istemedim.
Büyük olasılıkla izin vermiyecek ve ben söz verdim bu sefer gitmessem Toprak daha yüzüme bakmaz.Sanırım camdan kaçmam gerekicek. Allahım neler yapıyorum ben böyle.
Asla yapmam dediğim şeyleri yapmaya başladım. Resmen gizli işler çeviriyorum.Anneme ders çalışıp uyuyacağım söyledim. Zaten normalde odamdan çok çıkmam bu yüzden büyük olasılıkla ruhları bile duymayacak.
Odama camdan girmeye alışkınım eskiden Kaanla hep odama tırmanarak girerdik, bir keresinde Kaan düşmüş ve bacağını kırmıştı. Zavallı Kaan 6 ay bacağı alçıda kalmıştı tabi o zaman tombiş olduğu için ayağının iyileşmesi uzun zaman almıştı.
...
Artık tam anlamıyla hazırdım.
Camı açtım ve yavaş yavaş emin adımlarla çatıda yürüdüm.
Çatının kenarına bahçe merdivenini koymuştum fakat çatıya uzanacak kadar yüksek değil merdiven. Merdivene ulaşmak için kendimi sarkıtmam gerekiyor."Bu riski almak zorundayım"
İki elimle çatının kenarını tutmuş bacağımla merdiveni bulmaya çalışıyorum.
Evet merdiveni ayaklarımla kavuşturdum.
Usul usul merdivenden indim ve bisikletimi olabildiğince sessiz şekilde aldım.
Hava kapkaranlık ve etrafta kimse görünmüyor. Göl giriş yolu ile evimiz arası bisikletle normalde 20 dakikalık bir mesafede fakat ben orman yolunu kullanarak bu mesafeyi 10 dakika indireceğim, aksi taktirde geç kalacağım.
Orman yolu oldukça ıssız bir yol özellikle bu saatte, fakat sakin ve güvenli bir kasabada yaşadığımız için bir problemle karşılaşacağımı düşünmüyorum.
Olabildiğince hızlı olmaya çalışcam.
Bir yandan etrafı izlerken ne kadar heyecanlı olduğumun farkına varıyorum. Kalp atışlarımı hissediyorum...
Bir anda kulağıma uzaktan bağırışma sesleri geliyor. Yavaşlayıp etrafa bakıyorum. Ses ormanın içinden geliyor.
Bir sorun olmalı yoksa normalde böyle bir şey olmaz. Belki yardım istiyordur biri.
Bisikletimi kenara çekip sesin olduğu yere doğru gidiyorum. Yanımda fenerimde var fakat açmıyacağım belki tehlikeli bir durum olabilir ve ifşa olmak istemem.Yaklaştıkça tanıdık gelmeye başlıyor ses ve adımlarımı oldukça yavaşlatıyorum, ağacın aralarından ilerliyorum ve artık ses çok daha duyulur.
Bu ses...
Kaanın sesi. Karşısında birine bağırıyor fakat kime bağırdığını göremiyorum sadece görebildiğim Kaanın sırtı.
Neler oluyor orada, Kaan çok sinirli.
"Bak sakın... Seni öldürürüm."
Olamaz neler diyor Kaan, ne öldürmesi, ne oluyor. Telefona bakıyorum ve saatın 9'u geçtiğini görüyorum.
"Olamaz Toprağı unuttum."
Nasıl olsa Kaan'dan öğrenirim ne olup bittiğini. Yavaş yavaş geri adımlarla bisikletime dönüyorum.
...
Toprak göl yolunun kenarında, beni bekliyor. Bisikleti ağaca bağlamak için ipi alıyorum ve tamamdır.
Toprak:
"15 dakika geç kaldın.""Kusura bakma, evden zor çıkabildim."
Toprak gülüyor. Yanıma doğru geliyor ve elimi tutuyor.
Bu da ne. Sanki avuç içim yanıyor fakat bende tutuyorum elini. Ama bu hiç arkadaşça değil.
Yürüyoruz ve bizden başka kimse yok etrafta.
Toprak:
"Ee anlat bakalım buzlar kraliçesi."Biraz sonra bunun yanlış bir şey olduğunu düşünüyorum ve elini bırakıyorum.
"Ne anlatmamı istersin?"
"Bilmem kendin hakkında bir şeyler olabilir."
Her yerim yanıyor sanki. Allahtan hava karanlıktı da belli olmuyor yüzümün kızarıklığı.
"Beni biliyorsun işte babanın ortağının kızıyım."
Toprak gülüyor.
"Çok acımasızca bir misilleme bu."
Bende gülüyorum.
Toprak:
"Gülmek sana çok yakışıyor, çok güzel bir gülümsemen var."O kadar utanıyorum ki, yerin dibine girmek istiyorum, asıl işin garip yani bu sözleri kalbimi pır pır ettirmesi.
Toprak bana yaklaşıyor ve ellerimi tuttuyor,
gözlerimin içine bakıyor.Donup kaldım, hareketsiz bir biçimde duruyorum, çok savunmasızım.
Bana gittikçe yaklaşıyor, nefesini dudaklarımda hissediyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafya Ve Melez Vampir
VampireBaşına geleceklerden habersiz her gün gibi normal bir güne uyandığını düşünüyordu ama yaşayacakları bütün bildiklerini değiştirecekti. Normallık artık ona çok uzaktı...