16-Aldım Başıma BELAYI

265 14 7
                                    

Gözlerimi açtığımda, nerde olduğumu düşünüyorum. Görüş açım bulanık. Neden yerdeyim ben. Aklıma içtiğim meyve suyu geliyor. Toprak, içinde sürüsüyle meyve olduğunu söylemişti, büyük olasılıkla bana dokunan bir meyve de içindeydi.

Yerden kalkıyorum, üstüm başım toprak içinde. Bizimkiler çok fazla soru sormasın diye arka taraftan odama tırmanarak giricem.

Odama giriyorum, banyoya kendimi atıyorum.

Güzelce duş aldıktan sonra düşüncelere dalmaya başlıyorum. Toprağı ne kadar az tanıdığımı düşünüyorum, aklıma bir anda ormandaki ölen hayvan geliyor. Çok ilginç...
Midemin guruldadığını hissediyorum, şöyle güzel sulu bir et canım çekiyor, az pişmiş kanlııı.
Bir an korkuyorum, kanlı et mi? Miğdem kalkıyor, tuvalete koşarak gidip kusuyorum.
Nasıl olur da canım kanlı bir et çekebilir? Kesinlikle anlam veremiyorum, insanların bazen demir veya kum canı çekmesi gibi şeyler bana çok tuhaf gelirdi, sanırım böyle aptalca şeyler olabiliyormuş.
Aşağıya gidip kendime et pişiriyorum, evde kimse yok annemler ve babalar daha gelmemiş, Can'da okulda. Yardımcımız da izinde.
Dolaptan et çıkartıyorum, çok az pişirdikten sonra yiyorum.

...

Saat akşam 10 gibi bizim evin kapısı çalıyor. Aşağıya kapıyı açmaya ben iniyorum.
"Ben bakarım anne"
Kapıyı açtığım da karşımda Toprağı görüyorum.
"Merhaba, nasıl oldun merak ettim."
Affallıyorum.
Annem:
"Kim gelmiş Duru"
"Toprak anne, ben beş dakika kapını önüne çıkıyorum."
"Duru saat geç oldu, uzaklaşma"

Üstüme hırka alıp kapının önüne çıkıyoruz.
"Noldu, nerden esti Toprak?"
"Bilmem, canım seni görmek istedi sadece."
"Gecenin bu saatinde mi?"
Cidden ilginçti, neden bu saatte beni görmeye geldi ki, yarın okulda görebilirdi pek ala.

"Ah duru... Niye bu kadar etrafına duvarlar örüyorsun, sana yaklaşmama izin vermiyorsun, ben artık sıldım bu durumdan."
"Nasıl yani? Ne demeye çalışıyorsun?"
"Şunu demeye çalışıyorum, biraz akışına bırak hayatı. Şu kontrolcü tutumundan vazgeç, her şeyi denetlemek istiyorsun, insanları denetleyemezsin, etrafında olan şeyleri denetleyemezsin, hislerini deneyleyemezsin."
Kalbim yerinde çıkıcak, hislerini denetleyemezsin derken ne demeye çalışıyor?
"Bir şeyi denetlemeye çalışmıyorum."
"Emin misin?"
Bana doğru yaklaşıyordu. Ellerimi tuttu. Sessizce sadece ona bakıyorum. Sessim oldukça alçak çıktı.
"Eminim..."
Çok utanıyorum, içimde bir şeyler karıncalanıyordu.
"Çok üşüdüm, saatte çok geç oldu ben gidiyim"
"Yarın seni almaya gelmiyim mi?"
"Yok benim sabah işim var"
İşim falan yok ama sanırım yarın yalnız gitsem daha doğru olacak.
"Peki görüşürüz"
Yanıma doğru yaklaştı ve yanağımı öptü. Yanaklarım yanıyordu.
"Görüşürüz" dedim.
Arkama bakmadan eve doğru yürüdüm.

...

Gözlerimi açmaya çalışıyorum, alarm çaldı mı hatırlamıyorum. Saat 9 olmuş, okula yine geç kaldım. Sanırım bu sefer sınıfta kalıcam.

Tüm gece saçma sapan rüyalar gördüm, bir rüyam da Kaan'ı bir rüyam da Toprağı gördüm. Çok karışıktı, yarım yamalak anımsıyorum ama kabus gibiydi...
Kanlar içindeydi Kaan, ben ise Toprakla kaçıyorum, çığlıklar atıyorum Kaan'ın adını sayıklayarak ama Toprak artık çok geç kaçmalıyız diyordu. Çok korkunçtu. Düşündükçe tüylerim diken diken oluyor, çok gerçekçiydi.

Kendime gelmeliyim. Çabucak hazırlanıp okula gitmezsem bu rüyadan bile kötü şeyler yaşayabilirim. Babam çok katı bir insan ve eğer bu devamsızlık problemim onun kulağına giderse çok acımasız davranabilir bu yüzden çabucak okula gitmem ve biyoloji hocamıza yalvarmam gerek, eğer ders edebiyat olsaydı asla bunun için uğraşmaz kaderime boyun eğerdim.

Evden çıktım ve en hızlı şekilde okula varmak için en kestirme yoldan hızlıca okula geldim. Ders başlayalı neredeyse yarım saat olmuştu. Ne yapacağımı düşünmeliyim, derse girsem mi yoksa girmeden hocayı beklesem ve ona yalvarsam mı?

Sınıfın kapısının önünde bir o yana bir bu yana yürüyüp duruyorum, "ne yapcam şimdi?"

Yanıma doğru birnin yaklaştığını hissettim.
"Bal arısı, ne yapıyorsun burda?"
"Ah, Kaan."

Kaan'a sımsıkı sarıldım. Kaan tedirgin olmuş gibi.

"Ne oldu bir sorun mu var?"

"Büyük bir sorun yok aslında ama yine geç kaldım ve bu sefer sınıfta kalabilirim..."

"Duru ne zaman akıllanacaksın sen? Bekle ben halledicem şimdi."

Kaan okulda çok sevilen biri, hocalar bile Kaan'ı çok sever. Yani anlıcağınız Kaan'nın hocalarla arası bayağı iyi ve ne derse desin hocalar ona güvenir.

"Ne yapıcaksın?"

"İzle ve gör."

Mafya Ve Melez VampirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin