Eve geldiğimde bizimkilere olanları anlatmadım çünkü şu an hiç azar çekilcek halde değilim, zaten eninde sonunda öğrenecekler o yüzden artık olayları akışına bırakıyorum.
Doğum günüme sadece bir hafta kaldı fakat sanırım 18.yaşımı bu yıl yalnız kutlayacağım. Kaan'a bozuğum Toprak ise benden eminim nefret ediyordur. Bu yüzden sanırım yalnızlığıma boyun eğmem gerek.
...
Sabah oldu ve ben maalesef erkenden uyanmak zorundayım çünkü evdekiler durumu bilmiyor.
Yapabileceğim en yavaş şekilde kahvaltı edip ormanda falan takılmayı kasabayı gün boyu turlamayı planlıyorum.
Evden çıktım ve ormana doğru yürümeye başladım. Hava güzel ve güneşliydi. Normalde güneşli havalar yerine yağmurlu havalar daha çok tercihimdir. Fakat şu an güneşin tenimi yaktığını canımı acıttığını söyleyebilirim. İlk kez başıma böyle bir şey geliyor canım yanıyor.
Koşa koşa kitap kafeye doğru yürüdüm. Güneşi görmeyen bir yere gidersem canımın acısının azalacağını umut ediyorum. Korkuyorum neden böyle bir şey oldu. Tenimi incelediğimde görünen bir şey yok fakat sanki içi tenimin yanıyor.
Nefes alışverişi de normale döndü, olan şeye anlam veremedim.
Akşama kadar bir sürü kitap inceledim fakat güneşin canımı ne kadar yaktığını unutamıyorum ve hala o acıyı hissediyorum.
Eve artık dönebilirim ve anneme neden böyle olmuş olabileceğini sorabilirim.
Eve doğru ormandan yürüyorum, her zamanki gibi kimse çevrede görünmüyor.
Bir anda karşımda biri belirdi, korkudan yere düşücek gibi oldum. Toprak karşımda dikilmişti.
"Duru seninle acil konuşmamız lazım."
Çok şaşırdım, nedir bu kadar acil olan? Korkarak:
"Ne oldu Toprak, konu ne?"
"Konu sensin ve zamanımız çok az"
Toprak ne demeye çalışıyor, bu tavrı beni oldukça ürkütüyor.
"Toprak ne diyorsun anlamıyorum, ne oldu."
"Bugün güneş tenini yaktı mı? Tenine sıcak su dökülmüş gibi canın yandı mı?"
Korkudan yüzümün kireç gibi olduğunu hissettim, Toprak ne demek istiyor ve bunu nerden biliyor.
"Evet oldu, Toprak ne oluyor delircem şu an çok korkmaya başladım."
"Korkma duru ben yanındayım, sadece bu olan değişimden kimseye bahsetme seninle yarın sabah 11 de göl kenarında buluşalım sana her şeyi anlatıcam artık zamanı geldi."
"Toprak ne diyorsun sen? Bilmece gibi konuşma! Kimseye neden bahsetmiyim ne diyorsun ya?"
"Bak Duru şu an sana her şeyi anlatmak isterdim ama gitmeliyim sadece sana tek bir şey dicem etrafımdaki kimseye güvenme, bildiğin her şey yalan. Sana her şeyi yarın uzun uzun anlatıcam, sadece şunu bil ben senin yanındayım ve seni seviyorum."
Toprak ağzımı açmama izin bile vermeden ortalıktan yok oldu, şok oldum. Ne demeye çalışıyor, bildiğin her şey yalan demekte ne demek? İçimi sadece korku bürümüştü, o kadar korktum ki durduğum yerden bile eve girmek için haraket edemedim.
Bir kaç dakika sadece ayakta dikildim daha sonra eve doğru boş bakışlarla yürüdüm sadece Toprağın dediklerini düşünüyorum. "Etrafındaki kimseye güvenme, bildiğin her şey yalan ve seni seviyorum..." Bütün bunlar ne demek? Bir an önce Toprağın ne demek istediğini öğrenmek istiyorum. Kafam allak bullak olmuş durumda.
Eve geldim, hiç salona girmeden doğrudan odama çıktım. Boş bakışlar ile tavanı izledim. Gece boyu tek düşündüğüm şey Toprağın söylemiş olduğu şeyler oldu. Annem kontrol amaçlı odama bir iki kere geldi fakat ona çok yorgunum, karnım aç değil gibi yalanlar uydurarak başımdan savmayı başardım.
Toprağın dedikleri o kadar çok kafamı bulandırmıştı ki uyumadan önce odamın kapısını kitlesem mi diye düşündüm, ilk başta kitlemek çok saçma ve mantıksız geldi fakat daha sonra içimde oluşan huzursuzluk beni odamın kapısını kitlemeye itti. Odamın kapısını kitledim fakat yinede gece boyu içimdeki oluşan huzursuzluk beni uyutmadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafya Ve Melez Vampir
WampiryBaşına geleceklerden habersiz her gün gibi normal bir güne uyandığını düşünüyordu ama yaşayacakları bütün bildiklerini değiştirecekti. Normallık artık ona çok uzaktı...