Gece olmuştu, Duru oldukça yorgun ve bitkindi. Hayatında son 18 yıldır yaşamadığı kadar şeyi son bir kaç gündür yaşıyordu. Yatağa girdi. Aklında sadece Toprağın dediği sözler dönüyordu:"O sana ailenden kalan tek şey, o senin tek mirasın, onu kucaklamalısın..." Çok fazla etkilenmişti bu sözlerden. Çünkü bu doğruydu, ailesinden ona kalan tek şey vampir güçleriydi. Duru her zaman gerçek aile sevgisinden yoksun kalmıştı. Can doğmadan önce ailesinin ona çok fazla soğuk davranmasını soru etmiyordu, onların yapısının soğuk olduğunu düşünüyordu ve bu doğal geliyordu. Fakat Can doğduktan sonra anne ve babasının Can'ı ne kadar sevdiğini ve onu nasıl koruduklarını görünce aslında sevilmediğini ve dışlandığını hissetmeye başlamıştı. O günden beri anne ve baba sevgisine içten içe özlem duyuyordu ve Can'ın yerinde olmayı hep hayal ediyordu. Birilerinin seni kendi canından çok sevmesi nasıl bir duyguydu? hep bunu merak etmişti. Gerçek anne ve babasını hayal etti. Onların başını okşadıklarını düşündü. Bu kadar güçlü olduğu için anne ve babasının onunla gurur duyduğunu düşündü. Bu düşüncelerle derin bir uykuya daldı.
Bir çatışmasının ortasındaydı Duru. Kulakları duymuyordu, sadece bir cızırtı geliyordu. Yerde etten cesetler doluydu. Üstünü ve başını inceledi, ellerine baktı, her yeri kan olmuştu. Sanki kan banyosu yapmış gibiydi. Ağzını sildi. Ağzından et parçaları çıkıyordu. Kusmaya başladı. Kusması geçince yerdeki cesetleri incelemeye başladı. Sürüsüyle insan vardı yerde. Hepsi fena bir şekilde ölmüştü, cesetlerin her yerlerinde ısırık izleri vardı. Sonra cesetler içinde tanıdık bir kıyafete rastladı. Arkası dönük olduğu için ilk başta kim olduğunu anlayamadı. Ceseti çevirince bir anda Kaan'ın yüzünü gördü. Çığlık atmaya başladı. Kaan'ın tüm vücudu delik deşik olmuştu. Kaan'ın başını avuçlarına aldı. Haykırarak ağlamaya başladı. Kaan'ın boynundaki kanı farketti, başını çevirip baktığında kocaman ısırıkları gördü. Daha fazla çığlık atmaya başladı. "KAAN, KAAN" diye haykırıyordu. Sonra omuzunda bir el hissetti. Bu Toprağın eliydi. Toprak Duruyu kaldırmaya çalışıyordu. Duru ise Kaan'a sarılmış bırakmıyordu. Toprak zorla kaldırdı Duru'yu.
"Duru acilen gitmeliyiz buna vaktimiz yok artık. Bunun olması gerekiyordu, zamanla anlayacaksın, tek şansımız buydu, başka şansımız yoktu."Duru ağlayarak, ter içinde uyandı. Derin derin nefes almaya başladı. Hem rüya olduğu için rahatlamış, hem de oldukça gerçek geldiği için huzursuz hissediyordu. Yataktan hemen çıktı. Sanki on saattir uyuyor gibiydi, oysa daha güneş tam doğmamıştı bile. Düşünmeye başladı. "Ya bu rüya gerçekse, ya bir öngörü gördüysem" diye düşünmeden edemiyordu. Sabaha kadar uyuyamadı. Kaan'a zarar verebilme ihtimali bile onun kafa yemesi için yeterliydi. Böyle bir şeyi ölse dahi yapmazdı. Ama o ısırıklar. Acaba bunu yapmış olabilir miydi? Onca insan kanı... Tuvalete koştu ve rüyayı her düşündüğünde tekrar tekrar öğürmeye devam etti.
...
Sabah olmuştu, Duru'nun hala kafasında gece gördüğü rüya vardı. Kaan için kahvaltı sofrası hazırladı. Kendini durmadan meşgul edecek şeyler arıyordu, gördüğü şeyleri unutmaya çalışıyordu. Her hatırladığında tüyleri diken diken oluyordu. Koşuya çıkmaya karar verdi. Toprak ve Kaan hala uyuyordu. Sessizce kapıyı kapadı ve koşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafya Ve Melez Vampir
VampirosBaşına geleceklerden habersiz her gün gibi normal bir güne uyandığını düşünüyordu ama yaşayacakları bütün bildiklerini değiştirecekti. Normallık artık ona çok uzaktı...