25-TEK ŞANS

100 5 2
                                    

Toprak ve Duru arka koltukta uyuya kalmışlardı. Güneş ışıkları Duru'nun gözlerine gelince ışığın verdiği rahatsızlıkla Duru uyandı. Etrafı inceledi. Sapa, taşlı bir yola girdiler. Araba oldukça sallanmaya başladı. Sarsıntı yüzünden artık Toprakta uyanmıştı. Toprak hala Kaan'a tam güvenmiyordu. Hemen etrafa baktı, ıssız bir yoldan gittiklerini fark etti.

-"HEY, ne oluyor, nereye götürüyorsun sen bizi he"

Bu laflar sonrası Kaan arabanın el firenin çekti ve durdu. Duru yeniden tartışacaklarını fark etti. Mırıldanmaya başladı:"of yine başlıyoruz". Kaan arkasını dönerek konuşmaya başladı.

-"Bak dostum, bana güvenmiyorsun bunun farkındayım ve haklı da olabilirsin, nedenlerin var bir şey diyemiyorum. Ama birlikte bir yola çıktık. Duru için bir yola çıktık. Ve inan Duru'yu canımdan çok seviyorum. Bunu sana nasıl kanıtlayabilirim inan bilmiyorum. Gel istersen arabayı sen kullan. Şehir sınırından çıkalı 1 saat oldu, sapa yollardan sizi bir kulübeye götürüyorum. Burası benim takımdan arkadaşımın yeri, oldukça güvenli diyebilirim. İşin güzel kısmı babamın asla buraları bilmediği. Eğer cidden bir şansımız olmasını istiyorsan inan bana birbirimize güvenmeliyiz. Babam ve Duru'nun babasının kollarının nerelere uzandığını tahmin bile edemezsin. Onlar karşısındaki tek şansımız birbirimize sırtımızı yaslamamız ve birlikte savaşmamız."

Toprak Kaan'ın bu söyledikleri karşısında iyice yumuşamaya başlamıştı ve içten içe hak veriyordu Kaan'ın dediklerine, bu yüzden sessiz kalıp onaylar bir şekilde başını salladı. Duru ise konuşmanın bu kadar iyi gitmesi karşısında oldukça şaşırmış ve mutlu olmuştu. Duru Kaan'ın kolunu sıkarak.

"Hadi ruh öküzüm devam et, gidelim. Daha yeni yola çıktık ve gideceğimiz çok fazla daha yol var"

...

Bir iki saat daha yol gittikten sonra kulübenin yakınlarına varırlar. Ağaçlar o kadar sıktır ki arabayı kulübenin olduğu yere tam olarak götüremezler. Bu yüzden kulübeye beş dakikalık mesafede olan bir alana arabayı park edip kulübeye doğru  yürürler. Eşyaları çok fazla olduğu için hepsini kulübeye taşımama kararı alırlar. Kaan koruma amaçlı bir silah ve alabildiği kadar mermi alır. Toprak yiyecekleri taşır. Duru ise fener ve diğer bir kaç malzemeyi alır. Kulübeye geldiklerinde kabının kitli olduğunu görür Toprak.

-"Eee anahtar vardır senden artık, dimi Kaan?"

Kaan sırıtarak:

-"Ne anahtarı, ben size sadece takımdan arkadaşının kulübesi dedim. Herhalde ona buraya geleceğimizi söyleyip, izin isteyecek kadar aptal değilim. Babam benim sizin yanınızda olduğumu fark edince, selam verdiğim insandan tutup girdiğin her deliği inceleyecektir ve herkesi konuşturmak için elinden geleni emin ol yapar."

Toprağın bu duydukları oldukça hoşuna gitmiştir.

-"Düşündüğüm kadar aptal ve saf değilmişsin dostum. Kapıyı ben mi kırayım yoksa ev sahibimize mi bu şerefi armağan edeyim?"

Kaan gövdesiyle basit bir selam vererek.

-"Şeref duyarım efendim" der ve bir kaç tekme sonrası kapı açılır.

...

Duru ve Toprak ava çıkmıştır, Kaan ise evi kolaçan etmeye ve daha güvenli hale getirmek için kolları sıvamıştır. Duru çok heyecanlıdır, çünkü ilk kez bir hayvan avlacak ve taze saf kan içecektir. Avlanma sürecinde kana olan açlığı iyicene azmıştır. Ve artık hayvan kanı içme fikri midesini bulandırmıyordur. Uzakta bir sincap görürler. Toprak fark edince sincabı Duru'ya seslenir.

-"Duru iyi izle, bir az sonra sen aynısını yapıcaksın, hareketlerime odaklan."

Duru sincabı görünce ister istemez üzülür. Toprak koşmaya başlar. O kadar hızlı koşar ki Duru'nun dili tutulur. Sincap çok hızlı hareket ediyordur. Duru içinden sincabın yakalanmamasını ister. Ama Toprak bir zıplayışında 2 metreye ulaşıyor ve saatte nerdeyse 150 km hızında hareket ediyordur. "Zavallı sincap". Diye iç geçirir Duru. Toprak sincabı yakalayacakken Duru'nun gözüne geyik ve  bir çakal çarpar. Çakal geyiği yemek üzeredir. Geyik çaresizce kaçmaya çalışıyordur. Duru yaklaşık 5 saniye içinde çakalı avlamış, hatta taşıyıp Toprağın önüne getirmiştir. Toprak tam sincabı yerken, Duru durdurur.

-"Duuuur! Bak bunda yeterince kan var"

Toprak şoka girer.

"Nasıl ya? Çok güçlü bir vampir olduğunu biliyordum fakat bu kadar hızlı öğreneceğini asla tahmin edemezdim."

Çakalın kanını güzelce çıkarır Toprak. Duru kanı içemeye başlar. İçtikçe içinde bir şeyler olmaya başladığını hisseder. Terlemeye başlar Duru. Sanki hava 50 derecedir. Koşmak ister. Sanki dünyayı bir saatte iki tur dönebilirmiş gibi hisseder. Bedeninin verdiği bu reaksiyonlar karşısında telaşlanır. Toprak Duru'nun telaşını fark eder.

-"Şşşş güzelim korkmana gerek yok. Şu an sadece mutlu olmalısın. Çünkü benliğinle tanışıyorsun ve artık gerçek kimliğinden korkmamalısın, onu kuçaklamalısın. O sana ailenin bıraktığı tek miras, ailenden geriye kalan tek şey."

Mafya Ve Melez VampirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin