1 hafta sonra...
Toprak yaklaşık bir haftadır okula gelmiyor.
Merak ediyorum acaba başına bir şey mi geldi?
Bir çok kez mesaj attım ama iyi olduğunu söyledi, fakat benim içimde bir his var. Sanki her an, her şey kötü olacakmış gibi.
Sanırım havalardan olmalı, bu sıralar sonbaharın gelmesiyle havalar iyicene bozdu, zaten çok fazla güneş görmeyen bir yerde yaşıyoruz, artık tamamen güneş bize veda etti.Okula şu sıralar her sabah Kaan ile gidiyoruz, futbol da sezon arası verildiği için çok az antrenman yapmaya başladılar bu yüzden eski günlerdeki gibi hep Kaanla beraberiz.
Aklım hep Toprakta okula girer girmez gözlerim onu arıyor, belki bugün gelmiştir.
Etrafa baksam da Toprağı göremiyorum.
Sınav haftası başladı, genelde evde ders çalışmıyorum okulun yakınlarında kitap cafe var, orası çok sessiz olduğu için genelde orayı tercih ediyorum.
Ders bitti, bugün Kaan'ın antrenmanı var, çok ısrar etti izlemem için fakat ders çalışmalıyım, bu yıl son yılım, üniversite sınavı ve okul oldukça zorluyor beni, pek fazla zaman bulamıyorum derslerden başka bir şey yapmaya.
Kitap cafeye geçme kararı aldım, orada biraz olsun ders çalışırım.
Bu sessizlik beni kendine aşık ediyor, o kadar huzurlu ki burası... Bir yandan kitap kokusu, diğer yandan kahve kokusu ve tatlıyla her şey mükemmel.
Cafe'nin kapısı açılıyor, gözüm ister istemez kapıya gidiyor. Toprağın içeri girdiğini görüyorum ve şaşkınlıkla yüzüne bakıyorum.
Gülerek yanıma geliyor.
-"Duru, seni burada bulucağımı biliyordum."
Nasıl yani, nasıl biliyor ki?
-"Sessiz olmalısın, insanlar bir şeyler okuyor farkındaysan."
Toprak sesini alçaltıyor:
-"Kızma hemen, tamam sessizim"
Toprak sandalye alıp yanıma çekiyor.
Dip dibe geliyoruz.-"Ne okuyorsun."
-"Edebiyat sınavı için kitap."
-"Puslu Kıtalar Atlası, güzel kitap"
-"Konuşturma beni, yarın sınav var, sanki senin sınavın yok gibi davranıyorsun, ayrıca dünkü sınavlara girdin mi sen? "
-"Ne sınavı ya?"
-"Ne yani sınavlara girmiyor musun sen?"
-"Ben mezun oldum bir yıl önce"
Toprak hakkında gerçekten hiçbir şey bilmediğimin farkına vardım.
-"O zaman ne arıyorsun bizim okulda?"
-"Profesyonel futbol oyuncusuyum ben, sizin okul beni transfer etti 1 yıl boyunca sizin takımda kaptanlık yapıcam."
Şimdi her şeyi daha iyi anlıyorum. Kaanın sevmeme nedeni Toprağı takım kaptanlığını alması, okula gelmemesinin nedeni de sezon arası olmalı.
-" Niye bunu daha önceden söylemedin! "
-" Ee, sormadın."
Bu lafından sonra ağzını burnunu kırasım geldi bir an.
Toprak çantasından içecek çıkarttı ve bana uzattı.
-"İçer misin, annem hazırladı, içinde bin bir çeşit meyve var, mevsim geçişlerine birebir, grip olmazsın. "
Elindeki şişeyi aldım içindeki sıvının rengi kırmızı, nar falandır herhalde ne olabilir ki. İçiyorum.
Tadı garip nar gibi değil. Kendimi tuhaf hissediyorum , başım dönüyor.
Bir kaç dakika sonra başımın dönmesi geçti, kendimi garip şekilde dinç hissediyorum, çok fazla enerjik hissediyorum.-"Bu nasıl bir şey ya, şu an 10 km koşabilirim."
-"Ee kimin annesi yaptı."
...
Kaanla bir süre Cafede oturduk ben kitap okumaya çalıştım, o ise beni izledi.
Yani çaktırmadan izledi, ben öyle hissettim.Canım o kadar koşmak istiyordu ki, cafeden çıkar çıkmaz kendimi ormana atıcam. Bu nasıl bir içecektir, sanki bana vitamin enjekte ettiler.
-"Toprak lütfen bana bundan hep getir."
-"Bilemiyorum, eğer bulursam... Yani annem yaparsa getiririm."
-"Sanırım ben biraz ormana gidip koşacağım."
-"Benim biraz işim var, beni mazur gör."
-"Sorun yok zaten tek başıma koşmayı severim."
Vedalaşmadan yanından koşarak ormana gidiyorum.
...
Her yerim kan ter içinde kaldı, fakat yorulduğumu hissetmiyorum. Yaklaşık bir saattir koşuyorum, sanırım forumumdayım daha önceden hiç bu kadar hızlı koşmamıştım. Sadece karnım çok aç, açlıktan ölmek üzere gibi hissediyorum.
Etrafta keskin bir kan kokusu alıyorum, bir hayvan ölmüş olmalı, kan kokusuna doğru gidiyorum.
Yerde bir yaban tavşanı görüyorum oldukça büyük, çok korkunç görünüyor, karnı yarılmış. Nasıl olurda böyle yarılır? Yerde ise çok az kan var. Bu kadar büyük bir hayvandan bu kadar az kan çıkması çok ilginç, daha ilginç olanı ise ben bu kadar az kanın kokusunu nasıl aldım.
Miğdem çok bulandı, galiba kuscam.
Koşarak ormandan uzaklaşıyorum, eve doğru koşuyorum.
Koşarak eve ulaştım, her yerim kan ter içinde
Saate bakıyorum, nasıl bu kadar hızlı gelebildim, bu imkansız!
Bu olanlara anlam veremiyorum, kafam iyicene bulandı.
Gözlerim kararıyor, bir kaç dakika sonra kendimi yerde buluyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafya Ve Melez Vampir
VampireBaşına geleceklerden habersiz her gün gibi normal bir güne uyandığını düşünüyordu ama yaşayacakları bütün bildiklerini değiştirecekti. Normallık artık ona çok uzaktı...