Neredeyim ben. Kafamdaki bu ağrı ne? Kafamı kaldırmaya çalışıyorum ama başaramıyorum. Durmadan kafam düşüyor. Etrafa bakmaya çalışıyorum ama her şey bulanık. Her şey film şeridi gibi kafamdan geçiyor: çocukluğum, canın doğumu, kaanla ilk tanıştığımız gün, annemin beni ilk sevdiğini hissettiğim gün ve toprakla olan ilk karşılaşmamız.
Rüyada mıyım şuan? Yatağımda mıyım? En son ne yapıyordum? Etrafımda seçemedipim sesler var ama kulağımdaki çınlamadan dolayı duyamıyorum.
Sesler:kızı ortadan kaldırmamız. Zamanı geldi. Çok geç olmadan.
Hangi kızı kaldırcaklar, bunlar kim? Beni öldürmek mi istiyorlar. Üstelik sesler tanıdık geliyor. Kim bunlar.
(adamlar Durunun kendine gelmeye başladığını farkederler ve yanına gidip beyaz tozu burnuna yaklaştırırlar)
Bu burnuma kaçan tuzlar ne, nefesim daralmaya başlıyor, başım ağırlaşıyor ve gözlerimi tamamen kapatıyorum, bilincimi kaybediyorum...
2 saat sonra
-Duru...Duru...Beni duyabiliyor musun?
Bu ses kimin. Bana bir şeyler söylüyor sanırım, hala aynı yerde miyim, yoksa öldüm mü?
-Duru, duru...
Biri beni dürtüyor ama çok net hissedemiyorum nereme dokunduğunu, sadece sarılma hissini hissediyorum.
-Duru burdan gidiyoruz bebeğim. Sana her şeyi anlatcam. Seni burdan götürüyorum. Artık her şeyi öğrenme vaktin geldi, savaşın başlaması lazım ve artık gerçek Durunun kim olduğunu öğrenmen lazım. Herkesin maskesinin düşme zamanı geldi.
Bu konuşan ses... Toprak. Bu ses toprağın sesine benziyor. Ağzımı oynatmak istiyorum ama bunun için çok güçsüz çenem. Beni kucağına almaya çalışıyor. Kolumu omzuna atmak istiyorum ama kaldıramıyorum.
4 saat sonra
Başım çatlıyor. Kafamda inanılmaz bir ağırlık var. Bir kanepe üzerinde uzanıyorum ve üstümde ince bir örtü var. Hala nefes almakta biraz güçlük çekiyorum. Tanımadığım bir evdeyim ve içerde kimse yok. Yoksa katıl mı beni buraya getirdi? Hiçbir şey hatırlamıyorum. Sessizce etrafı incelemek daha doğru olucak sanırım.
(Duru yavaşça yerinden kalkar ve etrafı inceler. Merdivenden ayak sesleri kulağına gelir. Bunun üzerine eline bibloyu alır ve kapının arkasına dayanır)
Şakkk!
Ahhhh!
Duru bir anda şoka girer.
-"Toprak ne arıyorsun burda sen? Ne oluyor?"
-"Duru sakin ol bebeğim. Her şeyi anlatcam sana."
Duru'nun yüzü buz kesilmişti ve elleri titriyordu. İnanılmaz korkmuştu. Olan hiçbir şeye anlam veremiyordu. Toprak bu savunmasız halini görünce Duru'nun yanına gitti ve ona sımsıkı sarıldı. Duru kollarının içinde hala titriyordu. Ağlamaya başladı Duru.
-"Kuzum benim geçicek her şey, korkma ben senin yanındayım. Tüm gerçekleri öğrenme vaktin geldi. Artık buna hazırsın. Her şeyin hesabını birlikte sorucaz"
Toprak Durunun saçını okşadı, ona papatya çayı yaptı. Sakinleşmesini bekledi. Onu bir çocuk gibi sevdi. Duru ona güveniyordu. Aslında güvenmesi belkide çok saçmaydı. Ama Toprağın yanında olmak şu an ona doğru geliyordu. Sanki baştan beri Toprağın yanında olmalıydı.
Ortam sessizleşti. Sadece şömineden ateş sesi geliyordu. Toprak doğru zamanın geldiğini düşündü. Artık kaybetcek vakitleri yoktu ve bir an önce işe koyulmaları lazımdı.
-Duru gerçekleri öğrenmeye ve hayatının en zor yüzleşmesi için hazır mısın?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafya Ve Melez Vampir
VampirBaşına geleceklerden habersiz her gün gibi normal bir güne uyandığını düşünüyordu ama yaşayacakları bütün bildiklerini değiştirecekti. Normallık artık ona çok uzaktı...