•
|Pasaj yorumları mutlaka istiyorum.|
|Keyifli okumalar!|•
-
Aradan geçen dört gün inanılmaz bir yavaşlıkla hayatlardan silinip giderken, yeni düzene alışmaya çalışıyordu Defne Ada. İki haftadır doktorluğunu üstlendiği hastasını bırakmış, onun yerine üç tane çok da ağır vaka olmayan yeni hastalar almıştı. İşini isteksiz bir şekilde yapıyor, boş vakitlerinde odasında oturup sadece dışarıyı izliyordu. Tek yaptığı şey, günlerini doldurmaktı.
Eren, iki gün hastanede yatmasının ardından taburcu edilmişti ama evde istirahat ediyordu. Bundan dolayı kocasının hastalarına da geçici bir süreliğine bakıyordu ve aslında işi çoktu. Ama kafası bambaşka yerlerdeydi ve düşüncelerini bir türlü oradan koparamıyordu.
Onu dört koca gündür görmemişti.
Ne yaptığını, nasıl olduğunu fazlasıyla merak ederken, kendine kızıyordu bir taraftan. Aklını ve kalbini dört gün önce, son kez çıkıp gittiği odada bırakması canını sıkmıştı.
Kaptanın hakkında bildiği tek şey, yeni doktorunun Ahmet olmasıydı. Son derece gaddar bir adamdı ve Defne Ada'nın ara sıra rahatsız hissetmesine neden olurdu. Ama kızıl saçlı kadın evli olduğundan, ileriye gidemezdi.
Yakışıklı, mütevazi yüzü olan bir adamdı ama asla merhametli biri değildi. İçinde bir yerlerde dört gündür kötü şeylerin yaşandığını hissettiren acı bir his vardı ama elinden bir şey gelmiyordu kadının. Eli kolu bağlıydı. Böyle olmasını kaptan istemişti.
Ve evet, itiraf etmeliydi ki ona öfkeli olduğu kadar özlem de duyuyordu. Boynundan gelen deniz kokusunu, konuşmasını, sesini, mahzun yüzünü... Aynı çatı altındaydılar ama birbirlerini görmüyorlardı. Görse, daha kötü olacağından çok fazla koridora çıkmıyordu Defne Ada.
Ona ait bir fotoğraf bile yanında yoktu ama yaşadıkları ânların görüntüleri her zaman aklında bir yerlere kazılıydı. Yemek yediğinde, uyumak için yatağa yattığında, yeni hastalarının odasına gittiğinde, toplantılara katıldığında, konuşma yaptığına... Aklının bir köşesinde kaptan, yerli yerinde duruyordu. Ona gülümseyerek baktığı, boynunda ağladığı anlar yeşeriyordu zihninde.
Nasıl başaracağını bilmiyordu ama artık kafasını toparlaması gerekti. Hiçbir şey vazgeçilmez değildi ve kaptan, genç kadından vazgeçmişti.
-
Taktığı dinlendirici gözlüğünün üzerinden yeni hastasına dik dik bakarken, elinde tuttuğu hasta defterini kapatıp yatağa yaklaştı. "Defne'nin doktorluğunu neden istemedin ?"
Başında duran yeni doktoruna bakıp, gözlerini kaçırdı esmer tenli kaptan. "Öyle olması gerekti."
Yüzündeki alaylı ifade ile "Aptal." Dedi Ahmet. "Defne Ada gibi bir doktoru bırakmışsın. Ruh hastası." Yüzündeki alaylı gülüş çoğaldı. "Ki zaten..."
Derin bir nefes verip yattığı yatakta yana döndü kaptan. Üç gündür kafasında bu sahne, bu cümleler dönüp dolaşıyordu. Gece uyuyamadığında, duvarlarla bakıştığında, ağladığında... Her anında bu cümleler ve Defne Ada'nın hayali vardı.