G | 22

1.3K 70 73
                                    




.

|Pasaj yorumları mutlaka istiyorum.|
|Keyifli okumalar!|

.





Yasladığı kafası yavaş yavaş Kaptan'ın omzundan düşmeye başladığında yeniden kafasını kaldırıp genç adamın boynuna yasladı ve burnunu Ömer'in boynuna sürterek uyku sersemliği ile gözlerini kapattı. Küçük ellerini Kaptanın gövdesine koyup dudaklarının değdiği esmer tene küçük bir öpücük kondurdu. "Ne zaman bırakacaksın beni ."

Kaptan, boynunda uyuklayan kadının sıcak ve düzenli nefeslerini hissedip hafifçe gülümsedi. Kucağından kaldırmaya niyeti olmayan bir tavırla Ada'nın alnına bir öpücük kondurdu. "Hiçbir zaman."

Sol eliyle tuttuğu resim kalemini dakikalardır tuvale sürüp kucağına oturttuğu kadının yüzünü çiziyor, ilaçların etkisiyle çok çabuk uykusu gelen Ada ise Kaptanın kucağında şekilden şekle girerek uyumamaya çalışıyordu. İlk dakikalar gözlerini kapatmamak için dirense de, zaman geçtikçe genç adamın boynuna sinip uyku pozisyonunu almaya başlamıştı. Kaptanın ise onu bırakacağı yoktu.

Ada, kollarını Kaptanın çıplak omuzlarına bırakıp dudaklarını onun boynuna dayadı ve tam anlamıyla uykuya dalacağı sırada, Kaptanın ayaklandığını hissetti. Adamın büyük elleri genç kadını çıplak sırtından ve belinden tutmuştu. Daha yeni yeni eli kalem tutmaya başladığı şu günlerde, Kaptanın çizimi yine yarıda kalmıştı.

Kucağındaki kadının karın boşluğundaki bıçak yarasına dikkat ederek Ada'yı taşıdı ve bir süre sonra hafifçe eğilip musluğu çevirdi. Küvete Ada ile birlikte girdiğinde genç kadını yavaşça döndürüp sırtını gövdesine yaslamasını sağlayarak kucağına oturttu. Ada'nın kafası, arkasındaki esmer tenle kaplı omuza yaslanmıştı.

"Hep bu ân'ın içinde kalsak. Şu odanın, hatta şu küçücük küvetin içinde kalsak hep ." Ada, uyku mahmurluğundan mırıldanarak konuşurken Kaptan bir elini Ada'nın beline, diğer elini ise genç kadının bembeyaz yanağına koymuştu. Küvetin içi yavaş yavaş ılık su ile doluyordu. "Sadece ikimizin olduğu yeni bir hayatla karşılaşmamıza az kaldı Ada. Çok az kaldı güzelim."

Ada, gözleri kapalı bir şekilde gülümsedi ve "Sadece ikimiz ." Deyip derin bir iç çekti. Kaptan, kendi omzuna dağılmış kızıl saçları öpüp Ada gibi yineledi. Bu cümle, onların hasretle beklediği, tüm umutlarını içinde bulundurduğu duygularla doluydu. "Sadece ikimiz."

Ada, uyku uyumamak için güçlükle direnip başını Kaptanın omzundan kaldırdı ve bir kolunu Kaptanın ensesine koyarak adamın kucağında hafif yan döndü. Kaptanın, onu görmesiyle parıl parıl parlayan gözlerine derince baktı ve gözleri yüzünün diğer kısımlarına kaydı. Yüzünde derin bıçak izlerinin yanında yaralar, hafif morarıklıklar da vardı ve dudağı patlamıştı. Ada, endişeli ve üzgün gözlerini Kaptanın gözlerinin içine doğrulttu ve sol elinin parmaklarını, adamın yanağına atılan uzun bıçak izine yavaşça yaklaştırıp naif bir şekilde dokundu. "Onu öldürmedin değil mi ?"

Ömer, gözlerini alıkoyan hınç ve öldürememe hissi ile bakışlarını Defne Ada'dan kaçırıp olumsuz anlamda kafasını salladı hafifçe. Ada'ya dün geceyi yaşatan abisinin cezası ölüm olacakken, son anda hastanede Ada'dan gelen telefon ile başaramamıştı. Birkaç saniye sustu, daha sonra başını hızla kaldırıp kara gözlerini kucağında oturan kadının irislerine dikti. "Ama ona, sana yaşattığı acının aynısını yaşattım. O ölmeden, rahat nefes alamayacağım Ada."

Girift Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin