•| Pasaj yorumları mutlaka istiyorum.|
|Keyifli okumalar!|•
"Neden gittin ?"
Dakikalardır süregelen sessizlik bu soruyla sona ermişti. Ada, karşı koltukta oturan genç adama göz ucuyla bakarken, ellerini ovuşturup boş duvara taraf döndü. Bir şey diyemiyordu, her şey çok açıktı.
"Onu seviyor musun Ada ?" Eren, karşı koltukta sessizce oturan karısına kızarık gözlerle bakıp, tekrar sordu. "Beni bırakacak kadar seviyor musun onu ?"
Dakikalar geçti, Ada'dan bir ses gelmedi.
"Yaptığım her şey sırf senin içindi. Seni kaybetmemek için." Yavaşça oturduğu yerden kalktı genç adam. Karşı koltuğa doğru yürüyüp, Ada'nın önünde diz çöktü. Sesi incelmişti. "Yaptığım şeyi savunmuyorum. Yanlıştı. Seni kaybedeceğim korkusuyla bir sürü saçma şey yaptım. Gözüm dönmüştü."
Sol gözünden bir damla yaş süzülürken, "Özür dilerim." Diye ekledi. Genç karısının dudaklarına yaklaşıp hissedilmeyecek kadar hafif bir öpücük bıraktı. "Bu dudaklara başka dudakların değiyor olduğunu düşünmek beni raydan çıkardı. Onu seviyor musun Ada ? Beni ardında bırakıp ona gidecek kadar seviyor musun ?"
Saatlerdir aklında dönüp dolaşan cümleler ile yataktan kalktı Ada. Gece yarısına kadar uyumak için her yolu denese de olmamış, uyuyamamıştı. Kocası Eren'in, bu sabah eve döndüğünde yaptığı konuşma aklından bir türlü çıkmıyordu.
Eren'i sayılı zamanda bu kadar kötü görmüştü.
"Bir tercih yap Ada." Demişti bu sabah. Bunu son derece ciddi, gerçekçi söylemişti. Sabahlığını geçirip evin içinde volta atmaya koyuldu Ada. Kulağında Eren'in sesleri dönüp dolaşıyordu.
"Onu gerçekten seviyorsan eğer, yarın akşam bu eve gelme. Birkaç gün sonra anlaşmalı boşanma davası açılmış olacak."
Soğuk suyu yüzüne çarpıp kendine gelmeye çalışırken parmağındaki yüzük dikkatini çekti kadının. Bomboş olan evin salonuna geçti. Işıkları yakmadı. Eren her ne kadar yanında olmasa da, sesi vardı. Zihninde dönüp dolaşıyordu.
"Ama ben yarın akşam seni evimizde bekleyeceğim Ada. Kararın her ne olursa olsun, seni bekleyeceğim."
-
Etraftakilerin garip ve imalı bakışları arasında ağır adımlarla koridorda yürüyüp kapının önüne gelirken derin bir nefes alıp içeri girdi Ada.
Hastane koridorunda gördüğü her insan, altı günlük bir kaçamakta çok ahlaksız olaylar yaşanmışcasına, onlara tuhaf bir şekilde bakıyordu. Pek umrunda olmayacağını düşünmüştü ama az da olsa bu durum onu sinirlendirmeye yetmişti.
Ahmet, odasında görmeye pek alışık olmadığı kadına, aynı koridordaki insanlar gibi tuhaf bir şekilde bakarken sandalyesinde hafifçe kıpırdayıp eli ile önündeki boş koltuğu gösterdi. Yüzünde ufak bir sırıtış vardı. "Lütfen, buyurun."
Kızıl saçlı kadın gösterilen siyah koltuğa sessizce oturup bacak bacak üstüne atarken, "Hoş geldiniz." Dedi son derece imalı bir sesle. "Özlemişsinizdir buraları."
Ada, yerinde gergince kıpırdayıp hafif bir gülümseme ile Ahmet'e doğru bakarken, "Benim uzayan tatilimde siz de boş kalmamışsınız bakıyorum." Diye bir ses duydu. Tedavisi bana ait olan hastayla, buradan dışarı çıkmayı başarabilmişsiniz."