•|Pasaj yorumları mutlaka istiyorum.|
|Keyifli okumalar!|•
-
Evin dış kapısının kapanması ile şen şakrak sesler yerini sakin bir sessizliğe bıraktığında yavaşça yemek masasının önündeki sandalyelerden birine oturdu Defne Ada. Evde çalışan iki görevli de işlerini bitirdikten sonra misafir edilen saygın aileler ile birlikte evlerine dağılmış ve Defne Ada ile Eren, baş başa kalmıştı.
Elini sandalyenin başlığına koyup destek alarak karşısında sakince su içen Eren'e dalgınca baktı genç kadın. İnanılmaz bir baş dönmesi yaşıyor ve bunun yanı sıra, şiddetli bir ağrı beynine saplanıyordu.
"Yarınki biletleri iptal et Eren."
Genç adam, duyduğu cümle ile elindeki bardağı masaya koyup Ada'nın yanına yaklaştı. Kaşları çatıktı ve yüzünde sert bir ifade vardı. Sandalyede oturan kızıl saçlı kadının önünde diz çöküp bir elini Defne Ada'nın dizine yerleştirdi. "Bunu yapamam."
"Ben de seninle gelemem Eren." Kaşlarını çatıp büyük bir ciddiyetle Eren'in gözlerinin içine baktığında, derin bir nefes alıp sitemli bir ses tonuyla konuşmaya başladı. "Ailelerimize ne diyeceğiz peki Defne ?"
Kızıl saçlı kadın omuz silkerek "Bilmiyorum." Dedi. "Toplantım var de, önemli bir işim çıktı de-" devam edeceği sırada Eren, diz çöktüğü yerden kalkıp arkasını döndü ve birkaç adım attı. Elleriyle yüzünü sıvazlayıp sinirle gülümsedi. Sesi kalınlaşmıştı. "Ben ne diyeceğimi çok iyi biliyorum."
Sandalyede oturan Ada'nın bir şey söylemesine izin vermeden bağırarak konuşmaya başladı. "Bir ay önce hastaneye yatırılan deli bir adama aşık olan karım sebebiyle boşanma raddesine geldik. Dört yıllık karım Defne, o piç adam için kocasını tek kalemde sildi ve bunu size açıklayacağımız gece sürpriz bir şekilde kendimizi tatil planları yaparken bulduk diyeceğim!"
Eren'in adeta kükremesi ile oturduğu sandalyeden hızla kalkıp sarışın adamın tam önüne dikildi Defne Ada. İkisinin de gözleri alev saçıyordu. "Ömer hakkında tek bir kelime daha etme!" İşaret parmağını Eren'in yüzünü doğru sinirle savurdu ve sesi, aynı Eren'in sesi gibi duvarlarda yankı yaptı. "Ve eğer onun hakkında konuşmakta ısrarcıysan, laflarına dikkat et."
Eren, Ada'ya biraz daha yaklaşarak ona doğrultulan işaret parmağının kendi gövdesine değmesini sağlarken, "Etmezsem ne olacak" Deyip genç karısının gözlerinin içine baktı. "Benim de mi arkamdan iş çevireceksin Ada ?"
Ada, dişlerini sıkarak konuştu. "Ben kimsenin arkasından iş çevirmedim!"
İki elini yüzüne getirerek hızlıca sıvazlayıp "Hastaneyi şikayet eden kimdi!" Diye genç kadının yüzüne kalın sesiyle bağırdı Eren. Sinirden, stresten yüzü kıpkırmızı kesilmişti ve şakağındaki damarlar belirginleşmişti. "Hastane yönetimini, doçentleri, profesörleri, en yakın doktor arkadaşlarını, beni gözünü kırpmadan ateşe attın sen Defne! Kariyerini hiçe saydın; senelerdir kazanmak için kendini heba ettiğin diplomaların alıkonulması için elinden geleni yaptın sen! Kendini unuttun, yavaş yavaş bitiyorsun kendini ve farkında değilsin! Lanet olsun ki nasıl bir ateşe yuvarlandığının farkında değilsin!"
Ada'nın gözleri parkeyle buluştuğunda Eren, kızıl saçlı kadının gözlerini gözlerine sabitlemek için Defne'nin yüzüne eğildi. İnce bileğini sertçe kavrayıp bedenlerinin birbirine yaslanmasını sağladı ve belini kavradı. "Bizi yeniden kurtarmam için bana bir şans ver. Kimse girmesin aramıza Ada, yine en yakınımızda birbirimiz olalım."