G | 28

1.5K 72 72
                                    


|Pasaj yorumları mutlaka istiyorum.|
|Keyifli okumalar!|




-

Kış ayına yavaş yavaş hazırlanan günler uzamaya ve sabah hava geç aydınlanmaya başlarken, sessiz ve hala karanlık olan odada karısının kendi sakallarına dağılmış kızıl saç tutamları ile hayatlarının ilk gününü karşıladı Kaptan.

Gece boyu devam eden yağmur, havanın daha aydınlanmadığı karanlık sabahta durmuştu. Etrafta sadece karısının uyurken alıp verdiği nefes sesleri vardı. Kışın soğuğuna teslim olan havada ise karısının nefesi sıcak tutuyordu bedenini.

Kafasını yavaşça aşağı indirip, bedeninin üzerindeki incecik bedene baktı ve dudaklarının kenarı, merhamet dolu bir ifadeyle yukarı kıvrıldı. Gecenin geç saatlerine kadar gayet yakından inceleme fırsatı bulduğu karısının bedeni kendini Kaptanın üzerine bırakmış, küçük ellerini gelişigüzel bir şekilde gövdesine koymuştu. Sabaha karşı oluşan soğuk ile çıplak bedeni hafif ürperdiğinden, üstünde yattığı Kaptanın bedenine daha fazla sokulmaya çalışıyordu.

Ada'yı uykusundan uyandırmamaya özen göstererek, sırtına koyduğu kollarını genç kadının beline indirdi ve üzerindeki bedeni havalandırmadan, biraz sürterek yukarı doğru çekti. Ada, Kaptanın omzuna denk gelen kafasını uyku sersemliği ile hafif kaldırıp başını kocasının boyun girintisine koydu ve derin uykusuna orada devam etti. Gece boyunca yorulmuş olacaktı ki en ufak bir seste uyanan kadın, şimdi bir türlü uyanmıyordu.

Fakat şikayetçi değildi Kaptan.

Hastanede, Ada'nın onu duş kabinine soktuğu ve kendisinin de kızıl saçlı kadını masumca öptüğü o geceden beri hep hayalinde canlanan sahneyi yaşıyordu şuan. Herkesten, her şeyden ve tüm kötülüklerden uzak; sadece yalnız başınaydılar. Binbir türlü anılarının olduğu teknedeydiler ve Ada; altı yıllık karısı, gece yaşadıkları o unutamayacakları özel anlarından sonra koynunda mışıl mışıl uyuyordu. Bu, bir zamanlara kadar sedyede tek başına uykuya dalarken düşlediği bir hayaldi. Şimdi ise gerçeğini yaşıyordu. Geriye kalan tüm ömrünü bu ân'da, şu saniyeler arasında geçirse çok büyük bir şey istememiş olurdu.

Kollarını karısının vücuduna sardı ve kafasını yastıkta biraz geriye çekerek, Defne Ada'nın bembeyaz yüzünü inceleme fırsatı bulabildi.

Hafif kızarık dudaklarının arası biraz aralıklı kalmıştı, esmer tenli adamın tüm o içini ısıtan nefes bu aralıklı dudaklardan çıkmaktaydı. Uzun kirpikleri birbiri üzerine kenetlenmiş, kapalıydı. Ona aşkla bakan bal rengi gözleri ortadan kaybolmuştu. Fındık kadar burnu sanki sadece öpülmek için yaratılmıştı.

Karısının oldukça belirgin çene kemiğine uzanıp, kalın dudaklarını bastırdı Kaptan. Hafif pembe kalmış yanağını, onu uyandırmamaya çalışarak öptü. Öpülmek için yaratıldığını düşündüğü fındık burnuna da öpücüklerini sıralamayı ihmal etmedi. Alnını, kaşlarını, kirpiklerini öpüyor, bir kere öptüğü ile sınırlı kalmayıp; birkaç kez tekrarladığı oluyordu.

En son genç karısının aralıklı dudaklarına yavaşça yaklaştı ve yumuşak dudaklarını bastırıp, gözlerini kapattı genç kaptan. Ve onu her öptüğünde defalarca kez hissettiği duyguyu yeniden hissetti.

Girift Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin