.
|Pasaj yorumları mutlaka istiyorum.|
|Keyifli okumalar!|.
-
Sağ omzunda kurşunun açtığı delik ile oldukça fazla akan sıvıyı fark etmeyip, olabildiğince hızlı koştu karanlık koridorda. Gözleri, vücudunda saniyeler geçtikçe azalan kan ile uyuşuyor; kararıyor ve git gide direnci düşmeye başlıyordu.
Gözlerinden bir an olsun çekilmeyen saf korku ve yüzünde oluşan endişeli hal ile etrafına deli gibi bakıyor, bazen de "Ada!" Diye tüm koridorların başında sevdiği kadının ismini bağırarak ona sesleniyordu Kaptan. Omzuna atılan kurşun ve vücuduna defalarca yediği tekme ona acı vermemişken; Ada'nın hiçbir yerden sesinin gelmemesi, hiçbir yerden çıkıp da gelemeyişi onu her saniye deliye döndürüyordu. Ada'nın olmayışı, onu bitiriyordu.
Bir süre sonra koşmayı bıraktı. Çıplak ayaklarıyla bütün katlardaki koridorları uçtan uca koştu, koştukça "Ada!" Diye haykırmaya devam etti. İlkin korkunç derecede çıkan yüksek sesi, umudunun tükenmesi ile git gide alçaldı, uysallaştı. Acıyan kalbinin derinliklerinden, inlercesine sesler çıktı "Ada." Diye. Artık fısıldıyordu. Alacak nefesi bile yoktu. Ada için koşmaktan, onun uğruna olan aşkından, ona zarar gelecek korkusundan.
- 1. Kata indiğinde elleri ile gözünden akan yaşları silip kapkaranlık, hiçbir aydınlatmanın ve pencerenin olmadığı koridorda tek başına yürüdü. Öz abisi Ali, gitmişti. Küçükken oyun oynayıp eğlenmek için bilerek ışıkları kapatıp karanlıkta bıraktığı Abisi, yıllar sonraki öcünü böyle almıştı. Onu oyun için karanlıkta bırakarak kahkaha atan Kaptanı, öz kardeşini, yıllar sonra ona öz abisine çektirdiği aynı korkuyla baş başa bırakmıştı Ali. Ömer her ışığı kapattığında Ali korkardı. Ama Ömer, abisinin korku dolu ifadesi ile her zaman eğlenirdi. Ama şimdi, yıllar sonra aynı karanlıkla kendisi baş başa kalmıştı Üstelik karanlık oyunlarına bir kişi daha dahil olmuştu.
Sevdiği kadın, Ada.
O'nu karanlığa saklamıştı. Defalarca bıçağı vücudundaki aynı yere tekrar tekrar saplayarak, kardeşinin sevdiği kadına acı çektire çektire onu oyunun tam ortasına yerleştirmişti Ali. Ömer'in ilk defa karşılaştığı karanlıktan kaçmak gibi bir seçeneğini almıştı elinden. Çünkü karanlığın tam ortasında Ada vardı. Korksa bile kaçamayacaktı. Yıllar önce abisine yaşattığı o karanlıkta, şimdi sevdiği kadını bulmak için, onu yaşatabilmek için hayatta kalacaktı. Karanlığa alışacaktı.
Karanlığın içinde, duyulamayacak kadar kısık bir duydu.
Omzundaki kurşun yarası git gide ağırlaşarak kendini belli ederken üzerindeki tişörtün bir kısmı kan içinde kalmış, ter içinde kalan yüzüne göz yaşları karışmıştı. 20 dakikadan fazladır bu haldeydi ve acı çekiyordu.
-1. Katta sarsak adımlarla yürümeye çalışırken dakikalar sonra aynı ses tekrar geldi. Soğuk hava deposunun geniş kapılarının önünde durduğunda, sesin içeriden gelmemesi için dua etti Kaptan.
Haftalar önce kendisinin atıldığı buz gibi yerden şimdi Ada'yı çıkarmak, onu mahvederdi.
Geniş kapıları kurşun girmeyen sol omuzuyla ittirip buz gibi alana giriş yaptığında, yerde yatan kadın ile gözünden bir damla yaş düştü. Dizlerinin bağı çözülmüş gibiydi, bacakları titriyordu.
Kızıl saçları buz gibi zemine dağılmış ve olduğundan daha solgunlaşmış görünüyordu. Ayakkabıları çıkarılmıştı, ayakları çıplaktı. Yüzü, ölü bir cesedin yüzü gibi bembeyazdı ve artık, dudaklarında morarmalar başlamıştı. Karın bölgesinden soğuk zemine akan kanlar akışkanlığını yitirmiş, soğuk zeminde yavaş yavaş katı hale dönüşüyordu. Gözleri kapalıydı.
