1. BÖLÜM > İHANET

1.1K 60 31
                                    

Eda arkamdan deli gibi bağırıyodu. Bense sonunu bilmediğim bu dar yolda hızl bir şekilde koşuyodum. Bulunduğum yerin neresi olduğu konusunda hiç bi fikrim yoktu. Koşmaya devam ederek arkama hızlıca bi bakış attım ne Eda ne de Egemen görüş alanımda değildi. Zaten şu an görmek isteyeceğim son kişilerdi. Takip edilmediğimi anlayınca kaldırıma doğru yöneldim.

Kenara dizilmiş taşların üzerine oturup elimle gözyaşlarımı sildim. Şu an berbat göründüğümün farkındaydım. Yani anlayabiliyodum. Akmış rimellerim ve koşarken rüzgardan mahvolmuş saçlarım. Farketmesi zor şeyler değildi. Hala ağlıyodum.İçinde bulunduğum durum sıradan birşey değildi. Herkesin başına gelmezdi. Ama bunları düşünmenin ne zamanı ne de yeriydi.Hızlıca toparlanıp oturduğum yerden yavaşça kalkıp etrafıma bakındım. Daha önce böyle bi yerde hiç bulunmamıştım. Çevremde sürekli havuzlu villalar ve AVM'ler vardı. Ama burda duvarlarında sprey boyayla yazılar yazılı olan eski evler ve köşede minik bi bakkaL vardı. Etrafda şu an kimse yoktu. Sıcak olduğundandır diye düşündüm. Eğer biraz mantıklı düşünülürse bu sıcakta dışarı çıkılmazdı keşke bende çıkmasaydım da bunları yaşamasaydım diye düşündüm içimden ve derin bi nefes alıp geldiğim yola doğru yürümeye başladım.

Etrafımdaki evlerİ incelemeye başladım. Burda yaşamın ne kadar zor olabileceği geçti içimden. Ama insanlar bi şekilde hayata tutunuyodu. Ve onların hayatı huzurluydu. En azından benimkinden daha huzurlu olduğundan emindim. Para mutluluk getirmez denen sözle bi alakası yok. Babam ve annem ayrıydı yani ben 8. sınıfa giderken boşanmışlardı. Onlar için ne kadar zor bi durumsa benim için 10 kat daha zor bi durumdu. Ayrılmalarının iyi tarafıysa -tabi böyle durumun iyi bi tarafı nasıl oluyosa- artık evde bağırış çağırış olmuyodu. Hergün tartışmalarıdan ben bile yorulmuştum. Çok zor bi dönem olsa da bitanecik arkadaşlarım sayesinde bu dönemide atlatmıştım. Aradan 3 yıl geçmişti. Artık bu duruma alışmıştım. Boşanan ilk anne-baba benim ki değildi sonçta.

Bunları düşünerek yürürken aklıma Merve geldi. Ona söz vermiştim , bugün onunla parkta 15.30'da buluşucaktık. Hemen telefonumu çantamdan çıkarıp saate baktım saat 15.55'ti. Hemen telefonumu geri çantama koyup birine burdan parka nasıl gidebileceğimi sordum. Yol tarifini alıp hızlıca yürümeye başladım. Yürüdüğüm yollarda beni gören bi daha bi daha dönüpbakıyodu. Tamam güzel bi kızdım ama ne olursa olsun insanların bana böyle bakması hoşuma gitmemişti. Ve sonra aklıma geldi.Tabi bakcaklardı rimelim ve saçlarım. Nasıl unuturum! Hemen yolun kenarındaki kafeye girip bi görevliye lavabolarınI kullanıp kullanamayacağımı sordum. Görevli bana lavabonun yerini gösterdi ve hemen aynaın karşısına geçtim. Gerçekten çok korkunç gözüküyodum. Hemen çatamı açıp içinden ıslak mendil çıkardım. Akmış rimelimi silebildiğim kadarıyla silip yeniden rimel sürdüm. Biraz da parlatıcı sürüp elimle saçlarımı düzelttim. Süper gözükmesemde güzel gözüküyodum. En azından az önceki halimle kıyaslanınca gerçekten büyük ilerleme kaydetmiştim. Ben aynada kendime bakarken telefonum çalmaya başladı.

Hemen çantamdan çıkarıp arayanın kim olduğunu baktım. Ekranda 'REDROSE ' yazısını görünce düşünmeden telefonu açtım ve onun bişey söylemesine izin vermeden konuşmaya başladım. "Çok geç kaldım farkındayım. Bekletilmekten nefret ettiğinide biliyorum. Ama başıma neler geldiğini bilemezsin. Endişelenmene gerek yok 5 dakikaya ordayım." deyip cevap vermesine izin vermeden telefonu yüzüne kapattım. Hemen eşyalarımı toplayıp tuvaletten çıkmak için kapıya yöneldim.

Kapıdan çıkıp iki adım atmamla orda çalışan elinde tepsi olan biriyle çarpışmam bir oldu. Ben çarpmanın etkiyle bi adım geri sendeledim. O ise hemen koşarak elindeki tepsiyi masaya koyup bana doğru gelmye başladı. Neyseki tepsinin içinde hiçbir şey yok diye düşündüm içimden. Bu sırada yanıma geldi benden daha uzundu. Başımı hafifçe kaldırıp yüzüne baktım. Resmen dünyanın 8. harikasıydı. Gerçekten yakışıklıydı. Kumraldı. Mavi gözleri , sakalları , kaşları herşeyiyle cidden yakışıklıydı. Sakal birine en fazla bu kadar yakışabilir dedim kendime kendime.

Ben bu düşüncelere dalmış karşımdaki çocuğa bakarken kolumda hissettiğim sıcaklıkla gerçek hayata geri döndüm.

"Bi şey oldu mu ? İyi misin ? Oturmak ister misin ?"

diye sordu o bunları sorarken ben sesinin görünüşüyle birlikte ne kadar uyumlu olduğunu düşündüm. Ben cevap vermeyince

" Heyy iyi misin ?"

diye tekrarladı. karşımda sen varsın daha ne kadar iyi olabilirim diye düşündüm ama tabi ki böyle bi cevap veremedim.

"İ-iyiyim."

diyebildim sadece. Bide salak gibi kekelemiştim. Bu halimi görünce gülümseyerek

"Pek iyi gibi görünmüyosun. Su ister misin ?"

diye sordu. İçimden senin elinden zehir olsa içerim derken dışımdan sadece

"Teşekkürler. Gerek yok."

demekle yetindim.

"Seni götürmesi için birini çağırmamı ister misin ?"

dedi,harika sesiyle. Bu soruyu duyunca aklıma Merve geldi. Karşıda ki saate baktım konuşalı 5 dakika olmuştu. Bakışlarımı takip edip o da saate baktı ve "Zaten birini bekliyosun sanırım." dedi. Bunu söylerken yüzü biraz asılmış mıydı,bana mı öyle geliyodu ? Tabi ki bana öyle geliyodu sadece çarpıştığımız için yanımdaydı beni kıskandığı falan yoktu yani.

"Beklemiyorum, bekletiyorum. Aşağıdaki parkta Merve beni bekliyo gitmem lazım."

dedim. Nedense ona karşı açıklama yapma gereği duymuştum.

" Tamam. Tekrar özü-"

derken arkadan gelen bi sesle sözü yarım kaldı. Bi bayan sesiydi

"Doruk hadi siparişler hazır gel al."

dedi gelen ses. Demek ismi Dorukmuş diye geçirdim içimden. İsmide kendi gibi harikaydı.

"Hemen geliyorum. Özür dilerim. Bi dahakine ikimizde daha dikkatli olmalıyız. Kendine dikkat et."

dedi muhteşem sesiyle. Resmen büyülenmiştim ama aptal gibi gözükmemek için hızlıca

"Bi dahaki olmıcak ama burda suç sendeydi sen önüme çıktın."

diye karşılık verdim.

"Burda seninle bu konuyu tartışmak isterdim ama gitmem lazım."

dedi ve gülümsedi. Dişleri yapma mıydı ?O kadar muhteşem duruyodu ki ama ben büyülenmemek için hızlıca cevap verdim.

"Tartışılcak bişey yok. Ben haklıyım."

diyip göz kırpıp gülümseyerek kafeden çıktım. Sürtük gibi mi durmuştm? Hayır hayır eğer öyle olsam daha kalıp işinin bitmesini bekleyebilirdim.Yada telefon numarısını isteyebilirdim. İçimden de geçmişti ama neyse. Bakışlarını sırtımda hissediyodum son bi kez dönüp baktım hiç kıpırdamamış aynı yerde durmuş gülerek ensesini ovalaıyodu. Ne kadar da tatlısın...

Bana hikaye için yardım eden ve destekleyen Merve'ye ve Şeyma'ya çok teşekkür ederim. Sizi çok seviyorum :* ♥

YERYÜZÜ GÖKYÜZÜ'NE AŞIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin