Son sözleri söylerken Doruk'un gözlerine baktım. Mutlu değildi sanırım. En azından bana oranla daha az mutluydu. Gözlerinde belirsiz bir hüzün var gibiydi. Şarkı bitince 4-5 metre ilerimizde ki grup alkışlamaya başladı. Bizimkilerde onlara katılıp bizi alkıslayınca gülümsedim. Doruk ise ifadesiz bir şekilde ileriyi izliyordu. Alkış faslı bitince Doruk ayağa kalktı. Yürümeye başlamıştı ki Berke arkasından
"Doruk nereye ?" derken Doruk telefonunu çıkarıyordu. Berke de ayağa kalkıp
"Dur arama." diye bağırdı ve peşinden koştu. Ben arkalarından bakarken Merve
"Ne oldu bir anda ?" deyince Cisem cevapladı.
"Rüya'yı arayacaktır."
"Rüya kim ki ?" diye sordum hızlıca.
"Doruk'un eski sevgilisi. Sanırım ayrılalı 4 ay oldu. Ama Doruk hala ona aşık sanırım. Kızsa Doruk'tan sonra kaç kere sevgili değiştirdi." Merve
"Sen nerden biliyorsun bunları ? Eski arkadaşsınız galiba." derken bana bakıyordu.
"Berke ile 6 yıldır arkadaşız. O söylemişti laf arasında." dediğinde Merve kafasını salladı. Kemal
"Hadi boşverin. Oyuna devam." derken ben Cisem'in söylediklerini sindirmeye çalışıyordum.
İcimdeki umut yerle bir olurken denize baktım. Daha fazla burda durmaktansa bizimkilere bir şeyler uydurup odaya çıktım. İçeri girer girmez kendimi balkona attım. Kendimi ihanete uğramış gibi hissetmem normal miydi ? Madem aklında biri vardı niye bana böyle davranıyordu ? En azından dün gece düşündüklerim doğruydu. Bunların doğru olması -saçma da olsa- moralimi düzeltirken bana hissettirdikleri moralimi bozuyordu. Sonuç olarak nötrdüm. Bu kadar kafama takmamam gerektiğini düşünüp telefonumu aldım ve aşağı indim. Kendime güzel bir içecek alıp otelin terasına çıktım. Saat geç olduğundan ve hava serinlediği için 2-3 kişi dışında kimse yoktu. Köşeye gidip parmaklıklara dayandım ve cebimden telefonumu çıkardım. Rehbere girip "O" harfini buldum. Arayıp aramamak konusunda çelişki yaşarken öylece ekrana bakıyordum. Canımın sıkılmasını da göze alarak aradım ve telefonu kulağıma götürdüm. Tam umudumu yitirmiş telefonu kapatacakken Oğuz'un sesi kulaklarımı doldurdu.
"Efendim ?"
"Oğuz ?" öksürdü ve
"Efendim Görkem ?" dedi. Sesi yorgun geliyordu.
"Sen iyi misin ?" derken endişelenmistim. Oğuz'a aşık olmayabilirdim. Ama onu seviyordum. Arkadaş olarak. Hani herkesin gözünü kapatıp güveneceği biri olurdu ya benimki de Oğuz'du. Bana yalan söylemiş olsada hala ona güveniyordum.
"İyiyim. Sen ?" dediği sırada telefondan sesler geliyordu.
"Meşgulsen sonra konuşalım."
"Yok uyumustum."
"Tamam. Sen yat sonra konuşalım."
"Sorun değil. Uyandım zaten boşver."
"Uykun açılmasın uyu hadi."
"Uyuya kalmışım zaten sorun yok." deyince kapatmak için daha fazla ısrar etmedim. Ben konuşmayınca Oğuz sessizliği bozdu.
"Sen hala otelde misin ?"
"Evet. Terasta keyif yapıyorum."
"Keşke bende orada olsaydım."
"Keşke." dediğimde tekrar sessizlik oldu. İkimizde ne konuşacağımızı bilmiyorduk.
"Hava nasıl orada ?" dediğinde onunda konu bulamadığını farkettim.
"Soğuk. Yada serin. Yani bilmiyorum ama ben hafiften üşüyorum." dediğimde güldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YERYÜZÜ GÖKYÜZÜ'NE AŞIK
Novela JuvenilOnların aşkı farklıydı. Kız ; Gökyüzü'ydü. Herkesin hayran olduğu , kimsede olmayan güzelliğe sahipti. Ama kimsenin ulaşamayacağı kadar uzaktaydı. En çokta ona. Yeryüzü'ne ... Erkek ; Yeryüzü'ydü. Kimsenin bilmediği , kimseye anlatmadığı ama içinde...