"Bir dakika." deyip telefonu açtım.
"Nerdesin kızım ?"
"Arkadaşlarımla oturuyorum anne bir şey mi oldu ?"
"Hayır. Seni merak ettim."
"Egemen gideceği için onunla vedalaştık. Sonrada arkadaşlarımla kafeye geldik."
"Tamam canım. Görkem bir şey soracağım. Babanla aranda ne geçti ? Seni aramış ama açmamışsın."
"Anne beni arkadaşlarım bekliyor. Evde görüşürüz." deyip hızlıca telefonu kapattım.
Bu konu hakkında konuşmak istemiyordum.
Masaya döndüğüm de Doruk "Bir sorun mu var ?" dedi.
Hayır anlamında kafamı sallayıp gülümsedim. 1.5 saattir buradaydık. Her şey öyle güzeldi ki. Çok eğlenmistim. Sanırım ben telefonla konuşurken sohbet filmlerden açılmıştı.
Berke bana ve Merve'ye bakarak "Transformers'ı izlediniz mi hiç ?"
"Evet ama tüm serisini izlemedim."
"Ben de ismini duydum ama hiç izlemedim."
"Kesinlikle izlemelisin Merve. Harika bir film."
"İzlerim eve gidince." tam konuşacaktım ki tekrar telefonum çaldı.
Gene babam. Bugün en az 15 defa aramıştı. Reddetip telefonu masaya koydum. Doruk dikkatle beni izliyordu.
"Gene o mu ?" dedi.
"Kim ?" diye cevap verdim. Cevabı biliyordum. Tabi ki Egemen !
"Kafede ki."
"Hayır. Babam." bu konunun açılması beni gererken Doruk'un beni koruması hoşuma gitmişti.
"Git konuş gel. Biz buradayız."
"Ondan değil. Konuşmak istemiyorum." içimden daha fazla soru sormasın diye dua ederken
"Sen bilirsin." dedi. Gülümseyip sıcak çikolatamdan içtim. Merve telefonuna bakıp
"Görkem kalkalım mı ? Saat geç olmadan gidelim." deyince ayağa kalktım.
"Olur. " deyip telefonumu aldım.
Ve o an...
Tokalaşalım mı sayrılalım mı ? Merve'nin Berke ile vedalaştığını görünce bende atağa geçtim ve Doruk'un karşısına geçtim. Elimi uzatıp tokalaştım. Sonrada Berke'nin yanına gidip elimi uzattım. O tokalaşmak yerine sarıldı. O değil de Berke çok iyi. Samimi , eğlenceli , cana yakın , sempatik...
Ayrılınca "Bana telefon numaranızı verir misiniz Güzel Bayan ?" dedi.
Gülümseyerek "Bilmem. Versem mi ?" diye karşılık verdim.
Sonra telefonunu verdi bende numaramı yazdım. Veda faslı bitince Merve ile taksiye bindik.
- - - - -
Alarmın sesiyle küfrederek uyandım. Okullar niye bu kadar erkendi ki ? Telefonumu açıp arayan soran var mı diye baktım. Hadi ama kimi kandırıyorum ki Doruk'un mesaj atmasını bekliyordum. O geceden sonra hiç konuşmamıştık ve aradan epey bir zaman geçmişti.
Mesaj bile atmamıştı. Berke ise 1-2 kere mesaj atmıştı o kadar. Bunları düşünmek yerine yatağımla vedalaşıp banyoya gittim. Yüzümü yıkayıp alt kata -mutfağa- indim. Masada duran tosttan ısırıp tekrar odama çıktım.
Okulumuzun iki renk tişörtü vardı. Siyah ve Beyaz... Siyah olanı giydim. Altımada krem rengi şort eteğimi giyip siyah ayakkabılarımı giydim. Saçlarımı da güzelce at kuyruğu yaptığımda hazırdım. Yada değildim. Çantam ! Dolaptan tatil boyunca çıkmayan düz siyah çantamı alıp içine boş kalmasın diye bir şeyler tıkıştırdım ve merdivenlerden uçarak inip tostumu yedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YERYÜZÜ GÖKYÜZÜ'NE AŞIK
Teen FictionOnların aşkı farklıydı. Kız ; Gökyüzü'ydü. Herkesin hayran olduğu , kimsede olmayan güzelliğe sahipti. Ama kimsenin ulaşamayacağı kadar uzaktaydı. En çokta ona. Yeryüzü'ne ... Erkek ; Yeryüzü'ydü. Kimsenin bilmediği , kimseye anlatmadığı ama içinde...