Otele adım attıgımızda saate baktım. 05.48 mi oha ! Telefonumu tekrar cebime atıp Seren ablanın kolunu düzelttim. Merve ile ikimiz kolunun altına girmis onu odaya cıkarmaya ugrasıyoduk. Öyle sarhostu ki ayakta durmakta bile zorlanıyordu. Asansöre binip katımızın numarasına bastım. Seren abla kendi kendine sarkı mırıldanırken cebinden zorlukla anahtarını cıkardım. Oda arkadası gittigi icin odası bostu. Merve ile birlikte onu yatagına yatırıp camlarını kapattım. Merve de üzerini degistirince üzerini örttük. Tam odadan cıkarken Merve bana döndü.
"Bu anı degerlendirelim. Artık top atsan uyanmaz. Git odamızdan makyaj cantamı al." dediginde ikimizde sinsice güldük. Odadan cantayı alıp geri odaya girdim.
- - - -
"Karsılık olarak ne istiyorsunuz ?" diyen Seren ablaya baktım.
Merve ile kafamızı kasıyıp düsünüyor gibi yaptık. Gece Seren ablaya makyaj yapıp - ki ona makyaj denirse - fotograflarını cekmistik.
"Sence ne istemeliyiz Görkem ?" dedi Merve alayla.
"Bilemiyorum ki." dedigimde Seren abla gözlerini kısarak bana baktı. Merve
"İlerde karar veririz. Hadi birseyler yiyelim." deyip ilerlediginden pesinden gittim.
Gec uyandıgımız icin kahvaltıyı kacırmıstık. Ögle yemegine ise Merve hazırlanırken gec kalmıstık. Simdi yemek yoktu ama cay saati oldugundan hamur isi yiyecekler vardı. Tabagıma bolca pogaca alıp iceceklerin karsına gectim. Cay servisine dogru ilerlerken kulagımda hissettigim nefesle irkildim. Doruk
"Kahvaltı icin sencede gec degil mi ?" dediğinde
"Bilmem. Öyle mi ?" diye karsılık verdigim sırada kahve makinelerinin önünde cesitlere bakıyordu.
"Gece uzun sürdü sanırım." derken bir tusa bastı ve bardagı dolmaya basladı. Kahvenin enfes kokusunu icime cekerken yan tarafındaki cay makinesinin önüne gectim.
"Sayılır."
"05.48"
"Sen bizi mi izliyorsun." dedigimde bardagını aldı ve ilerlemeye basladı.
Cevapta vermedi ki. O degilde bu cay makinesi niye böyle yavas ? Bunları düsünürken Doruk'un sesiyle kendime geldim.
"Cayını almamakta ısrarlı mısın ? Daha fazla beklersem kahvem soguyacak." dediginde bardagıma baktım. Dolmustu. Bu arada Doruk beni beklemisti.
"Dalmısım." deyip yürümeye basladım.
"Sapık falan degilim." aniden söyledigi sey karsısında ilk önce afalladım.
"Anlamadım."
"Sabaha kadar sizin gelmenizi beklemedim. Uyurken gülme seslerinizden uyandım." dediginde mahcup bi tavırla
"Özür dilerim." dedim.
"Sorun degil. Zaten alarmım calıcaktı." dediginde sasırdım. Uyanmak icin fazla erken degil miydi ?
"O saatte uyanıp ne yapıyorsun ?" dedigimde Berke'nin ve Merve'nin oturdugu masanın basına gelmistik.
Doruk gecip karsıdaki sandelyeye oturdu. Merve hanımda Berke ile sohbet ediyordu. Bunun tribini atmayı unutmamalıydım. Doruk
"Otursana." deyince karsısındaki sandalyeye oturdum. Oguz ya bizi görüpte üzülürse diye düsünürken tedirginligimi kenara atıp Doruk'un söylediklerine odaklandım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YERYÜZÜ GÖKYÜZÜ'NE AŞIK
Teen FictionOnların aşkı farklıydı. Kız ; Gökyüzü'ydü. Herkesin hayran olduğu , kimsede olmayan güzelliğe sahipti. Ama kimsenin ulaşamayacağı kadar uzaktaydı. En çokta ona. Yeryüzü'ne ... Erkek ; Yeryüzü'ydü. Kimsenin bilmediği , kimseye anlatmadığı ama içinde...