DORUK !?
Ben şaşkınla Doruk'a bakınırken o bana gülümseyerek kafasıyla selam verdi ve Egemen'e kısa bi bakış atıp arkadaşlarıyla yürümeye devam etti. Doruk az önce bana selam mı vermişti ? Hemde o muhteşem gülümsemesiyle birlikte ? Hiç değişmemişti. Zaten göreli ne oldu ki daha ? Ben Doruk'un ardından bakakalmıştım. Aptal gibi gözüktüğümden emindim. Egemen'in sesiyle irkildim.
"Tanışıyo musunuz ?"
"Sayılır."
"Sayılır ne ?"
"Muhabbetimiz yok. İsmimi de bilmez. Uzun hikaye."
Egemen daha fazla soru sormadan ben soru sordum.
"Beni seviyodun neden aldattın ?"
"Dedim ya insan kaybedince anlıyo."
"Kaybediyosan ve kaybetmekten korkmuyosan bu sevmek anlamına gelmez. Ayrıca tek amacın popülerlikti kabul et zorlamanın bi anlamı yok."
"Başta öyleydi kabul. Ama sonra ... Sonra kişiliğine aşık oldum. Biz birbirimizi tamamlıyoruz fark etmiyo musun ? Bi şans son bi şans ?"
sesi yalvarır gibiydi ve ben vicdanıma yenik düşüp umut verici bi şekilde cümle kurdum.
"Gidiyosun. Mesafeler ?"
"Sen bana bi şans ver asla bi yere gitmem."
dedi. Yanlış bi cümle kurmuştum. Sanki gitmese bi şansımız varmış gibi umut vermiştim.
"Tüm olay mesafeler mi sence ? Yaptıklarını ne çabuk unuttun. Beni aldattın lan. Benim de bi gururum var."
sinirlenmiştim bu kadar yüzsüz olamazdı. Ani bi şekilde ayağa kalktım ve devam ettim.
"Kendini ne sanıyosun ki ? Senin için gururumu ayaklar altına alcağımı mı sandın ? Sen beni aldattın öyle yada böyle bitti. En hayırlısı bu. Bundan sonra gitsende burda kalsanda biz diye bişey imkansız. Çık hayatımdan. Hatta giderken herkese kuyruk sallayan Eda'yı al."
dedim ve hızlı adımlarla yürümeye başladım. Egemen peşimde değildi çünkü bu çıkışıma şaşırmıştı. Hızlı hızlı yürürken yanından geçtiğim kafede Doruk ve arkadaşlarını gördüm. Biseyler anlatıyodu ve herkes dikkatlice onu dinliyodu. 1-2 saniye orda durdum. Doruk'a baktım yanımda olsa ne güzel olurdu. Tanımıyodum ama Doruk da diğerlerinde olmayan bisey vardı ve kendine bağlatıyodu. Bi kere çok içten bakışları ve gülümsemesi vardı. O masmavi gözleri yok mu baktıkça bakası gelirdi insanın. Hele o gülümsemesi ... Biraz izlesem fena olmazdı. Hem Egemen'e biraz bağırmıştım boğazım acıdı ve kurudu. Biseyler içsem iyi olurdu. Kafenin dışı cam olduğundan içi net gözüküyodu. Ben derin bi nefes alıp tam içeriye girecekken Doruk'un yanına bi kız oturdu. Esmer , çok hoş bi kızdı. 5 erkeğin arasında tek başına oturması pek iyi bişey değildi bana göre. Ben kıza ölümcül bakışlar atarken kızla gözgöze geldik. Kız sakince önüne döndü. Ben orda durmuş hala ikisini izliyodum. Kız tekrar bana baktı. Rahatsız olmuş gibiydi. Doruk'a bişeyler söyledi ama Doruk'un pek umrunda gibi durmuyodu. Kız bu sefer Doruk'un kulagına biseyler fısıldadı ve eliyle beni işaret etti. Doruk tam kafasını kaldırırken ben hemen kafenin ordan uzaklaşmaya başladım. Koşar adımlarla diğer sokağa döndüm. Sokak karanlık ve korkutucuydu. Sadece caddeden yansıyan zayıf ışıklar vardı. Duvara dayanıp biraz soluklandım. Tam yürümeye başlıcakken telefonumun çalmasıyla irkildim. Arayan "Oğuz"du.Derin bi nefes alıp telefonu kulağıma götürdüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YERYÜZÜ GÖKYÜZÜ'NE AŞIK
Genç KurguOnların aşkı farklıydı. Kız ; Gökyüzü'ydü. Herkesin hayran olduğu , kimsede olmayan güzelliğe sahipti. Ama kimsenin ulaşamayacağı kadar uzaktaydı. En çokta ona. Yeryüzü'ne ... Erkek ; Yeryüzü'ydü. Kimsenin bilmediği , kimseye anlatmadığı ama içinde...