HER ZAMAN VE SONSUZA DEK

"ZAYIFLIK"

"Neden yaptın? "

"Bu seni ilgilendirmez Nik."

"Gördün mü Elijah? Bu beni ilgilendirmezmiş. O zaman şimdi yapacağım şey de seni ilgilendirmez Elijah."

Klaus'un bunu demesiyle beraber kalbimde bir acı hissettim. Hissediyordum tenim solmuştu ve kanım çekiliyordu. Hareket edemiyordum. Işte hayat döngüm böyleydi. Biraz nefes alırdım sonra bir hata yapardım ve ceza olarak gözlerimi yumardım. Benim cezam buydu. Tekrar ve tekrar...

●●●

7.BÖLÜM: ZAYIFLIK

"Sen nasıl bunu yeniden yaparsın? Nasıl? O bizim kardeşimiz. "

"Hak etti Elijah."

Elijah , Klaus'a sert bir yumruk attı. Klaus karşılık vermedi. O da memnun değildi bu durumdan lakin bunu dile getirirse geri dön derlerdi. Geri dön kararından. Böyle bir şey söz konusu bile olamazdı ona göre. Çünkü bu bir prensip meselesiydi. Tek bir istisna dahi devamını beraberinde getirirdi ve bu savaşta buna yer yoktu. Yumruğun devamı gelmemişti. Elijah böyleydi işte sinirinin sadece bir azını dışarı vurudu.

Klaus telefonunu çıkardı ve Elijah'a mesaj yazmaya başladı " Mystic Falls'a geri dönüyorum. Cadı meselesini çözeceğim. Sen Marcel ile ilgilen. Söz veriyorum bu olaylar biter bitmez Rebekah'ın hançerini çıkaracağım. "

Evden çıkıp New Orleans sokaklarında dolaşmaya başladım. Sonra aklıma gelen fikirle cebimden telefonu çıkarıp Seline'i aradım.

'Ne var?"

"Bana karşı saygılı olmalısın. Bu senin yararına olur cadı. "

"Ne istiyorsun Klaus? "

" Peki öyle olsun. Nezaket işini Elijah'dan öğrenmeni sağlarım. Yalnız bana teşekkür etmelisin. Bu fırsat bir daha ayağına gelmez."

Telefondan Seline'in sinirle aldığı nefesini duydum. Bu hoşuma gidiyordu. Insanları sınır etmek. Onların karşımda sinirle kudurup hiçbir şey yapamayacaklarını bilmeleriyle sunmaları.

"Her neyse. Konuma geçiyorum. ''

''Sonunda.''

''Bana Caroline denen cadıyı iyi tanıdığını söyledin. Onun tüm zayıflıklarını öğrenmek ıstiyorum. Eğer vaktim olsaydı yüz yüze konuşurduk ama hiç vaktim yok o yüzden dökül. "

''Tek bir zayıf noktası var. Senede bir gün. Aynı senin ve ailenin tek zayıflığı gibi. Bunu sadece ben biliyorum. Eğer başkaları bilseydi kaçmak zorunda olurdu."

"Şu lanetin ne olduğunu anlat artık! ''

''Caroline lanetli olarak doğdu. Altı yaşından beri bu lanet tepesinde ve emin ol yaşı sizin kadar vardır. Bu lanet doğanın bir cezası. Onun olduğu şey imkansız. Ama bir o kadar da büyüleyici. Çaldı tarafı için beyni anlatılamaz bir acıya giriyor. Kurt tarafı için kemikleri defalarca kırılıyor. Vampir yönü içinse ömrü biyunca içtiği tüm kanları kusuyor. "

"Çok da ağır değilmiş. "

"Inan bana. Çok acı verici. Dediğim gibi tarif edilemez . "

"Senede bir gün dedin. Hangi gün bu?"

'Doğum günü. Yani iki gün sonra. Bu zamanlarda agresif olur. Acı tam olarak doğum gününün gecesinde başlar. Yani 00'da . Tam olarak 12 saat sürer. Bu acı yaşamı boyunca katlanıyor. Ve bu seferki çok güçlü olacak. Bu arada acı bittikten sonra daha da güçlenecek.

Öğreneceğimi öğrenmiştim . Bu şey elimde büyük bir kozdu. Artık Mystoc Falls yolculuğunun zamanı gelmişti.
●●●

"Yine mi sen? Kapıdan kovuyoruz yine geliyorsun Klaus."

"Sana da merhaba Damon. Eski dostum yok mu?"

"Malesef kendisi şu an miami de ."

"Klaus!"

"Selam Elena. Merak etme seni öldürmek için gelmedim."

"O neden burda Damon? "

"Ben de tam onu soruyordum. Neden buradasın Klaus."

"Aslında bir süre burda kalacağım."

"Ne! Hayır, hayır, hayır. Hayır demiş miydim!"

"Ah , ne kadar da komik bir cevap böyle. " Vampir hızıyla Elena'yı duvara yapıştırdım. Beni engellemeye çalışan Damon ise duvarla nasibini almıştı.

"Küçük sevgilinin hayatı benim ellerinde Damon. Şimdi başa alalım. Merhaba Damon. Bekle, ben senin yerine söylerim. "Klaus? Bu ne kadar da hoş bir sürpriz? Hoşgeldin. "

"Ihım , ıhım. " sesimi düzeltip devam ettim. "Hosbuldum Damon. Aslında bir süreliğine misafirin olmak için gelmiştim. " ardından sesimi biraz değiştirerek devam ettim " Tabi kalabilirsin." Ardından Elena'yı bıraktım. "Bir sorun mu var?"

"Hayır bir sorun yok. Git ve istediğin odayı seç. "