HER ZAMAN VE SONSUZA DEK

TEŞEKKÜR

Biliyorum biraz kısa oldu ama sınav hafta tam olarak başladı o yüzden cumartesiye kadar yb gelmeyecek. Umarım beni anlarsınız. Bu arada unutmadan bu bölümü moonday_ a ithaf ediyorum. Tarih ve kimya sınavın için başarılar!

MEDYA:SELİNE

••••

Kapının ardından giren Seline ile beraber Caroline'ın yüzünde büyük bir şaşkınlık oluştu sonra da hayal kırıklığı.

"Merhaba Abla."

"Sen , sen bana ihanet ettin."

11.BÖLÜM :TEŞEKKÜR

CAROLİNE FORBES

"Bu kadar da kişisel algılama ama ablacığım. "

Seline'i birden duvara yapıştırdım , zihin gücümle. Bu olayı seviyordum .

"Neyine güveniyorsun acaba sen!"

"Bana değer vermen yetmez mi?"

"Artık yetmez." Tek bir düşünceyle Seline'i bayılttım. Klaus olanlara şaşkınlıkla bakıyordu. "Siz kardeş misiniz?"

"Üvey. "

"Üvey? "

"Evet , üvey. Hecelememi ister misin? Aslında öz - üvey ayrımı yapmazdım ,bu ana kadar. O artık annemin ikinci kocasının kızı. Hiçbir ilgimiz yok." Dediklerime sessiz kaldı.

"Neyse konu benim ailevi sorunlarım değil. Hadi şimdi şu beceriksizin yaptığı laneti bozalım. " şaşkınlıktan mutluluğa döndü yüz ifadesi. Ailesine ve şehrine çok önem veriyordu belliki.

"Ne zaman uyanacak?"

"Ben istediğimde. "

KLAUS MIKAELSON

"Ne çeşit bir cadısın sen?"

"Ne?"

"Yani kelimelere ihtiyaç duymadan , şu saçma büyülü sözcüklere istediğin her şeyi yapabiliyorsun. "

"Boşuna melezim demiyorum her halde."

"Hazır cevap!"

"Efendim, bir şey dedin galiba. Duyamadım."

"Hayır duydun." Bizi büyük bir laf savaşından Seline'in uyanması kurtarmıştı. Caroline vampir hızıyla bir kase getirmişti ardından ağzından ilk defa duyduğum birkaç sözcük söylemişti. Bunu yapmasıyla beraber Seline kan kusmuştu.

"Bu ne içindi? "

"Bu tür lanetlerin bozulması için yapan kişinin kanı gerekir. Yoksa lanetin bozulmasını istemiyor musun?"

"Böyle bir şey söylemedim. "

"Her neyse hadi bozalım şu laneti."

●●●

"Galiba bu bir ilk olacak ama teşekkür ederim."

"Asıl ben teşekkür ederim . Senin sayende Seline'in gerçek yüzünü gördüm. "

"Ona ne yapacaksın? "

"Hiçbir şey. "

"Hiçbir şey mi? Gerçekten mi?"

"Onu öldüremem Klaus."

"Seline sana karşı kendisine beslediğin sevgini kullanıyor. "

"Seninle tartışmayacağım. "

"Neyse benim New Orleans'a geri dönmem gerekli. Yeniden teşekkürler. "

"Yazdım bunu kenara, sadece kuru bir teşekkür ha? " yüzümde oluşan şaşkınlığı görünce gülmeye başladı.

"Hey, sadece şaka yapıyorum. Benim için zevkti." Sadece gülerek karşılık verdim. Aklıma çok iyi bir fikri sokmuştu. Gerçekten kuru bir teşekkür yetmez diye düşündüm. New Orleans'da onun şerefine bir balo organize edecektim.

Nihayet Mystic Falls sınırından çıkınca Elijah'ı aradım. Laneti bozmak amacıyla bir şeyler yapmıştık ama ne kadar işe yaramıştı öğrenmeliydim.

"Aferin sana kardeşim başardın Marcel artık aç değil."

" Caroline olmasaydı bu lanet hala devam ediyor olurdu asıl teşekkür etmen gereken kişi o"

" Elbette eğer yanındaysa telefona istiyorum onu."

" Maalesef yanımda değil .Ben de ona teşekkür etmek için bir balo düzenlemeyi düşünüyordum. New Orleans yolundayım 1 saate orada olurum .Sonra görüşürüz abi."

Şehre adımımı attığımdan beri değişikliği farketmiştim. Turistler yeniden neşeyle dolaşıyor, sokak müzisyenleri ezgilerini çalıyorlardı. Eve vardığımda kapıdan çıkan Marcel'i gördüm.

"Hey Klaus!"

"Ne var Marcel? Bakıyorum da karnını doyurabilmişsin."

"Ben sadece teşekkür edecektim. Daha fazla birilerine gereksiz yere zarar verseydim vicdanım bunu kaldıramazdı."

"Her zaman." Açıkçası Marcel'den beni nasıl mahzeninde zincirlersin tarzı bencillikler bekliyordum.

İçeri girdiğimde hazırlıklar çoktan başlamıştı. "Bu ne hız? İnsan beni bekler."

"Evet Nik. İnsan bekler , ama biz insan değiliz."

"Her zamanki gibi çok espirituelsin Rebekah."

"Evet, Elijah gibi sıkıcı olmadığım için mutluyum." Rebekah gerçekten haklıydı. Çünkü Elijah kitap okuyordu.

"Elijah davetlilerle ilgilenirsin diye düşünüyorum.

"Hallederim Niklaus."

"Yalnız sadece vampirleri davet et. Birde Caroline'ın davetiyesiyle özel olarak ilgileneceğim."