Yüzüğün Sırrı

7.2K 370 38
                                    




Koşar adım eve girdik.

"Önce sen üzerini değiş" dedi. Duşumu alıp üzerimi giyindim. Zafer elinde kıyafetleri ile çıkmamı bekliyordu.

Üşüdüğümüzden hasta olma ihtimalimiz hayli yüksekti. Sıcacık ıhlamur demledim. Fincanları sehpanın üzerine bırakırken Zafer banyodan çıktı. Siyah eşofman takımı giymiş, elinde ki havlu ile saçlarını siliyordu.

Kanepeye oturunca fincanı önüne doğru ittim. Bir yudum alıp teşekkür ettikten sonra televizyonu açtı.

Bir uçta ben, diğer uçta o oturuyorduk. Ihlamurlar bitene kadar sessiz kalmayı tercih ettik. Birbirimize de bakamadığımıza göre bahçede yaşadıklarımızdan utanmış olabilirdik.

Boş fincanları tezgaha bıraktım. Bunca zamanı geçirebilmem için kendime oyalacak uğraşlar bulmalıydım. Mutfak dolaplarını kurcaladım. Ne yapsam derken kek olabilir diye düşündüm.

Yumurtaları kaseye kırıp çırpmaya başladım. Zafer yanıma gelip

"Hayırdır?" dedi. Ona bakmadan

"Zaman dolduruyorum" dedim. Tek eliyle tezgaha dayandı ve boynunu uzatarak kasenin içine baktı.

"Boş zamanlarını böyle mi doldurursun?" dedi.

"Yani, sen boş zamanlarını nasıl doldurursun?" dedim. Kısa süre etrafına bakındı.

"Bilmem, hiç öyle bir kaygım olmadı" dedi.

"Boşa geçirecek zamanın mı yok, boş zamanın mı yok?" dedim. Tezgahta ki meyve tabağından elma alıp kütür diye ısırıp

"Aslında boş zaman kavramını tanımıyorum" dedi. Elmasını yerken kekin yapılışını öğrenmek ister gibi gözünü ayırmadan seyretti. Keki kalıba döküp fırına sürdüm, karıştırma kasesini yıkadım hala yanımdaydı. Ellerimi kurularken

"Kendine özel zaman ayırmaz mısın? Hobiler olabilir, zevk aldığın şeyler veya bir film seyretmek, kitap okumak gibi.... sen hiç film seyrettin mi?" dedim. Hınzır gülümsemesinden ne anlamalıydım?
Anlamak için sormalıydım.

"Bir çok kız arkadaşın olmuştur, sinemaya gitmediniz mi?" dedim. Aynı gülümsemeyi hiç bozmadan gidip koltuğa oturdu.

"Küçük hanım, kızlarla film evde açılır ama izlenmez" derken mimiklerinin yardımıyla anlatmış oldu. Kendimi tutamayıp aniden

"Terbiyesiz!!" deyi verdim.

"Gençlik, cahillik denir buna. Lise zamanında arkadaşlarla aksiyon, komedi, bilim-kurgu tarzında filmleri izlemek için sinemaya giderdik. Büyüyünce işler değişti ama bitti. Kimseyle izlemiyorum artık" dedi. Yani o işleri bıraktım mı demekti bu?

Hevesle atladım
"Tamam, kek pişince film izleyelim, ama izleyelim" dedim. Tek kaşı kalkıp yüzü ciddiyete bürününce kesin kabul etmez diye düşünürken

"Sen kendini başkalarıyla karıştırma" dedi sert sert....

Bu ne demekti şimdi? İzlerim demek mi, sana dokunmam demek mi? Sen dokunulacak kadın değilsin demek mi?

Ayağa kalkıp kapıya yöneldi. Kesin çekip gidecek derken bana dönüp

"Yusuf'un bilgisayarını alıp geleyim" dedi. İki duygu arasında kalmaktan sıkılmıştım. Demek ki gerçekten film izlemek istemişti.

Dışarı çıkıp çok sürmeden elinde bilgisayarla döndü. Sehpanın üzerine koyup açtı. Ekran da gördüğüm resim beni şaşkına çevirdi. Yusuf ve boynuna sarılmış bir genç kız vardı.

Esmer Rüya 2 -inat- ( Tamamlandı )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin