Üç gün boyunca kaçıp saklandım, fare gibi. Sabah erken saatte evden çıkıyordu, gece yarılarında eve dönüyordu. Uyumadan kapımı kilitleyip, sabah o çıkmadan açmıyordum. Bir kaç kez aradı açmadım, cevap alamayınca tekrarlamadı.Ben ona duygularımı açıkça anlatmıştım, mutlu olduğunu görmüştüm. Bana karşı hislerinin varlığını hareketleri ile gösteriyor sanıyordum, yanlış mı anlıyordum?
Ertesi sabah beni arayan Erdem'di.
"Bücür, neredesin? Akşam yemeğinde toplanıyoruz, umarım planın yoktur. Olmasın da zaten gelmek zorundasın. Milleti zar zor ayarladım" dedi. Bir erkeğe göre fazla çenesi düşüktü. Belki de ben hep az konuşan erkeklere rast gelmiştim, Zafer gibi, Abim ve Babam gibi....."Tamam, gelirim" dedim. Evde pinekleyip Zafer baykuşundan kaçmaktan iyidir.
"Çok sevinirim, akşam sekizde görüşürüz. Sakın beni ekmeye kalkma!"
"Ekmem, kesinlikle geleceğim!" dedim ve kapattık. Madem Zafer Baykuşu ortağı Sahra kenafiri ile çalışmaktan çok yoğundu, ben de kendi çapımda program yapabilirdim. Kim kiminle görüşmek istiyorsa görüşsün, ben kimselerin kimselerine karışıyor muydum?
Zafer'in manasız kıskançlığı içini kemirmeye devam edebilirdi. Benim vicdanım fazlasıyla rahattı çünkü Erdem'i iyi tanıyordum. Erdem bana karşı yanlış düşünmedi, düşünmezdi. Günahı haramı bilirdi, sınırları keskindi. Bu huyunu elbet Zafer de anlayacaktı.
Kahvaltıdan sonra üzerimi güzelce giyindim, süslendim. Biraz kendime bakıp toparlanmalıydım, melankolik hallere sabrım yoktu. İçim yansa da dışımda çiçekler açtırmayı da iyi bilirdim. Ben Asiye'yim, asla acıyan yanımı açık etmedim.
Evden çıkınca Baba ocağını ziyaret edip akşama doğru Erdem'in mekanına gitmeye karar verdim.
Bahçeye çıkınca adamlarından beyaz arabanın anahtarını istedim.
"Abime sorsak—" demelerine aldırmadan anahtarı çekip aldım.
"Abine, yengem lise arkadaşları ile yemeğe gitti dersin" dedim.
Uzun zamandır elim direksiyona değmemişti. Başıma bela almaktan korunmak için besmele ile çevirdim kontağı.
Annem, babam, Zuhal ve minik yeğenimle akşama kadar hasret giderip mutlu saatler geçirdim.
Neydim, ne oldum? Aileme hiç yalan söylemezdim oysa ki. Zafer ile evlendikten sonra yalanı geçtim de her halim olmayan bir hayatın baş rolünü üstlenmek oldu.
Babama anneme bakarken utançtan yerin dibine girmek istiyordum. Bu durumun cezası çok ağır olacaktı!!
Erdem'in yeni aldığı mekanda yemek organize etmiş olmasına ailem çok sevindi, selamlarını iletmemi istediler. Erdem ve abim sıkı dost olduklarından da gözü kapalı güvenirlerdi.
Saat yedi olunca ayrıldım evden. Kör şeytanın aklıma sokup durduğu vesveseler beni rahat bırakmadı. Otele gitsem de sadece önünden geçebilirdim. Ayrıca adamları kesin Zafer'e yemeğe gittiğimi söylemişlerdi. Neden elbiseye çıldırdığı gibi peşime düşmemişti?
Yemeğe birazcık geç kalsam ne olurdu?
Asiye kızım sür otele, yoksa aklını oynatacaksın!!
Otelin giriş kapısından biraz geride durdum. Restoran kısmının önünde küçük bir bahçe vardı. Gözümle supermanin biyonik ışınlarına taş çıkaracak şekilde taradım etrafı.
Aman Ya Rabbim!!!!
Zafer ve Sahra karısı baş başa mı?
İşleri bitmiş mi, kahveler içilip kahkahalar atılıyordu? Zafer neden kocaman gülüyordu? Sahra cilve yapmaktan kendini kaybetmişti! Kardeşi ne cehenneme gitmişti de orada değildi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Esmer Rüya 2 -inat- ( Tamamlandı )
Lãng mạnKapak: @MasalByk Çukura düştüm ben.. Dört yanım zifiri karanlık.. Gökyüzü küsmüş, yıldızlar saklanmış... Bağırmaya yardım dilenmeye hakkım yok. Yanımda birisi var ama hali benden beter. Ona baktığımda yüzünü göremiyorum. Ellerinde kurumuş kan iz...