Misafirimiz var!

5.1K 375 45
                                    



Ertesi sabah Şahika'nın, kapıyı kırarız, seni döverim, camdan girerim gibi uçuk kaçık tehditlerine yenildim.  Zafer'in evde olmadığına dair yeminler ettirdim. Emin olunca üzerimi giyinip açtım kapıyı. Zehra ve Şahika beni severek sarıldılar. Onlar için çok kıymetli olduğumu anlatan cümleler kurdular. Kahvaltı yapmam için kollarımdan tutarak beni salona indirdiler. Prensesler gibi nazlandırılıyordum.

Kahvelerimiz içerken Zuhal kontrol amaçlı aradı. İyi olduğumu söylesemde ikna olmayıp Şahika ile konuştu.

Kapı zilinin sesini duyduk, Zafer mi geldi şüphesiyle gerildim. Herkesten önce kapıya koşup mercekten baktım. İyi giyinimli güzel bir kadın vardı.
Yoksa!...

Açtım ve karşımda gördüğüm kadının resimlerden tanıdığım Zafer'in annesi Ferda Hanım olduğuna hayret ettim.

Zafer'in annesi....
Yüzünde tatlı bir tebessümle bana bakıyordu. Ağzım açık şekilde donup kaldım. Ne söylemem gerektiğini unuttum. Arkamdan gelen sesin sahibi Şahika idi.

"Ferda Hanım!...." derken salonu inleterek bağırdı ve boynuna sarıldı. Ben şok olmuş halde onlara bakıyordum. Şahika ve Ferda Hanımın sarılması iç acıtıyordu. Yılların hasreti, yaşanmış anılar, çekilen sıkıntılar... Ferda Hanımın oğlunu güvenerek bıraktığı kadındı Şahika...

Ferda Hanım benimle göz göze gelince
"Sen Asiye olmalısın, Zaferimin sevdiği karısı" deyip Şahika dan kollarını çekti ve bana doğru ilerledi. Başımı iki yana sallayarak kendime geldim. Elini öpmek için uzandım ama izin vermeyerek sarıldı.

"Çok şükür sizi sağsalim gördüm. Maşallah çok güzelmiş benim gelinim" dedi.

Ben de
"Sizi çok bekledik ama değdi" dedim.

Zehra ile tanıştırdım, salona buyur ettik, karşısına dizilip oturduk. Bir süre kimse ağzını açıp tek kelime edemedi.

Şahika
"Ben hemen yemek hazırlayayım. Ferda Hanımın gelişine yakışan bir sofra kurmalıyım" dedi ve hevesle mutfağa gitti, peşinden Zehra da kalktı.

Ferda Hanım
"Zafer evde değil mi?" diye sorunca mideme kramp girdi. Kavuşmalarını izlemeye kalbim dayanır mıydı, bilmiyordum.

"Haberinizi almıştır, bence birazdan burada olur" dedim. Resimlerde gördüğüm kadar güzel bir kadındı. Geçen yıllar saçlarına aklar yağdırmış, yüzünde bir kaç çizgi bırakmış olsa da güzelliğini etkileyememişti. Asil duruşu, ses tonu, bakışları hayranlık uyandırıyordu. Uzun boyu, mankenlere taş çıkaran fiziği, edası başkaydı. Bakımlı olduğuna göre sefalet çekmemişti. Kahve saçlarında boya yoktu, makyaj yapmamıştı, elleri narindi, oje sürmemişti, tamamen saf bir güzelliğe sahipti.

"Oğluma çok destek olmuşsun, sen de sıkıntı yaşamışsın, nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum. Hacı Müslüm senden çok bahsetti. Gözü kara, kocasının arkasında, Zafer onu sevmekte haklı dedi" demesi beni utandırdı.

"Estağfirullah, Zafer'in sizi görmesini en az onun kadar istedim—" derken kapı açıldı. Gelen Zafer'di.

Yavaş adımlarla salona geldi, karşımızda durdu. Ferda hanım ve ben ayağa kalktım. Bakışları annesine kilitlenmişti, yüzünde hiç bir ifade yoktu.

Ferda Hanımın sessizce yanaklarından süzülen yaşların farkında olmadığını görüyordum.

"Oğlum!.." dediği anda Zafer yönünü bahçeye çevirdi ve aynı yavaş adımlarla ilerledi. Ferda Hanım bana baktı, ne yapacağını şaşırmıştı.

"Gidip oğlunuza sarılın, o annesine sarılması gerektiğini yedi yaşında unuttu. Koşup boynunuza atlamasını beklemediniz umarım" dedim.

"Beni asla affetmeyecek..." derken arkasından bakıyordu.

Esmer Rüya 2 -inat- ( Tamamlandı )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin