4.BÖLÜM: KAÇIŞLAR VE YAKALANIŞLAR

9.5K 593 303
                                    

4.BÖLÜM: KAÇIŞLAR VE YAKALANIŞLAR

Hisleri kalbin yönettiğine inanırdım. Çünkü korku, heyecan, fazla mutluluk yaşadığım anlarda bazen farkında olmadığım şeyleri yaparken buluyordum kendimi. Eğer ki o anlarda kalbim değil de beynim devrede olsaydı o şeyler gerçekleşmeyecek gibi gelirdi. Bundan dolayı inanırdım kalbin gücüne lakin oraya uğrayan en güçlü duygu olduğu söylenen aşkı hiç hissetmemiştim orada. Varlığına inanırdım ama bu tamamen, çevremde yaşananlar, anlatılan masallar ve diğerlerini yalanlayamayacağım içindi. Öyle bir duygu gerçek değilse o hissi tadıp da acılarını döken herkes birer deliydi, bu yüzden inanıyordum. Ama içimde hissetmeden de varlığını kendime kanıtlayamazdım. Nasıl bir şey olduğunu da bildiğim yoktu. Hoşlantı hissettiğim ya da hissettiğimi sandığım birileri geçmişimde yer almamıştı çünkü babam karşı cinsime güvenmemem için en başlı nedendi.

O yüzden çözümleyemiyordum o adamı her gördüğümde neden afalladığımı. Sanırım bunun tek sebebi meraktı, çünkü onu tanımıyordum. Tanımadığım birine bir şeyler hissedebilecek biri değildim, en azından buna emindim.

Onunla karşılaştığımız sokaktan ayrılıp eve doğru dönerek yürümeyi sürdürürken gözlerimi avcumdaki yüzükte son kez gezdirip ellerimi ceketimin ceplerine soktum. Yağmurun şiddeti az da olsa dinmişti ama bir şey değişmeyecekti. Islanabileceğim kadar ıslanmıştım zaten.

Birkaç sokak daha geçtim, evin sokağına tamamen yaklaşmıştım ama gitmek istemiyordum. Muhtemelen o kadın hâlâ evde, annemin izlerini taşımayı sürdüren evde, babamın koynundaydı. Bu tabloyu görmeye alıştığımı sansam da olmuyordu, alışamıyordum.

En azından saygısı olabilirdi kendi elleriyle öldürdüğü kadına...

Yumruklarımı sıktığımı fark ettiğimde yutkunarak gevşettim kasılmış çenemi.

O an arkamdan gelen adım seslerini işittim. Hemen arkamda, yarım metre bir metre kadar uzağımda biri vardı. Sokağın ıssızlığı yüzünden ürkmeden edemeyip adımlarımı hızlandırdım, arkamdaki de hızlandı. Eve çok kalmamış oluşu güvendiğim tek şeydi.

Evin sokağına döner dönmez daha da hızlandığımda adımların iyice yaklaştığını sezdim ve o bana yetişmeden ben ona dönüp kaldırdığım ayağımı tüm gücümle karnına geçirdim. Beklemiyordu, başta dondu kaldı ardından acı bir inilti kopardı. Kim olduğuna bile bakmadan hızla eve koşmaya başladım.

Vuruşumu düzgün isabet ettirdiğimden nefesini kesmiş olmalı ki adam bir süre arkamdan gelememiş, kendine gelebildiğinde koşmaya başlamıştı. Hızlanabildiğim kadar hızlandım, elime aldığım anahtarı hızlıca deliğe sokup kapıyı kalbimin asla dinmeyen hızı eşliğinde açtığımda ve anahtarı aldığım gibi içeri girip kapıyı kapattığımda kurtulmuş, sırtımı nefes nefese arkama yaslamıştım.

Ayakkabılarımı hızla çıkarıp odama koştum, perdeyi az bir şey çekip o adamı aradım. Onu, kapının önünde eve bakarken buldum.

Takım elbiseli, uzun boylu ve otuzlu yaşlarda biriydi. Görünümünden tek sezdiğim tehlikeli bir şey olduğuydu.

Benimle ne gibi bir derdi olabilirdi ki?

Babam...

Düşman edinilebilecek bir herifti.

Dişlerimi sıkarak yutkunduğumda adam çok geçmeden yürümeye başlamış, sokaktan kısa sürede ayrılmıştı. Nefeslenerek komodinin üzerine oturdum. Kalbim hâlâ güm güm göğsüme çarpıyordu.

SÜKÛTA MAHKÛM VİCDANLAR •tamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin