Bir adam tanıdım.
Önce kalbimde hissettim nefesini. Sonra ondan öğrendim hassas kalplerin de dünyadaki cehennemden kıl payı sıyrılabileceğini.
Bir gece ansızın hayatıma giren bu adamın önceden de hayatımın uzak bir köşesinde yer aldığını bilmiyordum...
uzun zaman sonra bildirim :) nasılsınız görmeyeli? ve sınavdan çıkanlara geçmiş olsun♥︎
eklemeyi planladığım ama arka plana attığım birkaç yer vardı, öylesine okurken o kısımların eksikliğini hissederek o eklentileri getirdim ve kitabı bitirenlerden 'bundan bizim neden haberimiz yok' linçi yememek için bölümü güncelledim. yani gelen (ve gelecek gibi olan) bölüm bildiriminin sebebi bu canımlarım. yahu çok özlemişim bizimkileri ve burayı🥹
bu arada buradan zihnin enkazı'nı okumaya gelenlerin sayısının azlığı karşısında şaşkına dönen kerim kırım kırım kırılıyormuş, bildirmemi istedi ve 'hiç kıymetimiz yokmuş be buse' diyerek böyle baktı
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
neyse ben kaçıyorum, kerim'le birlikte ağlayarak sizi profilimde bekliyor olacağız :3
keyifli okumalar!
14.BÖLÜM: KARARLAR VE YANILGILAR
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ne garip bir kavramdı bu hayat.
Her yılımın en kötü günü olarak ilan ettiğim bir 28 Ekim akşamı çok garip bir karşılaşma sonucu hayatıma bir adam dalmıştı, o adam sınıf arkadaşım çıkmıştı. Ve ben o adama tutulmayı başarmıştım, öyle bir çekmişti ki dikkatimi ona duyduğum meraktan kıvranır hale gelmiştim. Platoniği olmuş, hiç karşılık almayacağıma emin ola ola ona doğru kapılmaya devam etmiştim.
Ve bana karşı fazla kayıtsızken ansızın bir gece karşıma çıkıp demişti ki, evlen benimle.
Tuhaf bir şekilde şimdi de evlilik yolundaydık. Daha birkaç ay öncesine kadar birbirimiz için hiçbir şeyken şimdi basbayağı evlilik yolundaydık.
Bu olay içimi kıpır kıpır ediyordu, kendimi birden duvarlara aptal aptal gülümserken buluyordum. Yemek yerken dalıyor, su içerken dalıyordum. Onu en son dün öğlen görmüştüm ve şimdi bugünün akşamı olmuştu, o zamandan beri onu düşünüyordum. O yakışıklı yüzü aklımdan bir an olsun çıkmıyor, o can alıcı teklifi ederkenki çekici sesi bir an olsun kulaklarımdan silinmiyordu. Az kalmıştı, onu düşüne düşüne sıyıracaktım artık.
