10.BÖLÜM: DOLU SANILAN BOŞLUKLAR

8K 493 258
                                    

10.BÖLÜM: DOLU SANILAN BOŞLUKLAR

BÖLÜM: DOLU SANILAN BOŞLUKLAR

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Bazı boşluklar vardır. Doğuştan olanlar, sonradan oluşanlar, zorla oluşturulanlar.

Sevgi arayışının kalpteki boşluğu doğuştan geliyordu. Bazı şanslı insanların o boşluğu onun bir şey yapmasına gerek kalmadan başkaları tarafından dolduruluyordu, kimilerininkinin dolmasına ise hiçbir zaman izin verilmiyordu, o gruba dahil değildim. Bendeki o boşluk doldurulmuştu, annem tarafından. Sonra ben kendime bir zarar vermiştim, dolmuş o boşluğun yanına küçücük bir gedik açmıştım ve orayı da babamın doldurmasını istemiştim, hayır yakın zamanda değil, çocukluğumda.


Ne o boşluğu kendi ellerimle oluşturduğumun farkına varmıştım, ne de o boşluğun yerine sevgi değil yaralar dolacağını tahmin edebilmiştim.

Yıllar geçti. O yıllar geçtikçe açtığım o boşluk bana hiç belli etmeden usul usul kendini büyüttü, sonra yavaş yavaş içine acılar yaralar dolmaya başladı. Sonra biraz daha zaman geçti, kendi kendine büyümüş o boşluğa bu kez nefret ve kin dolmaya başladı. Boşluğun kendini büyütürken geçen zamanla, büyüyen yerlerin diğer duygularla doluşu birbiriyle yarıştı. İçim yıllarca çıkmazlarda dolaştı. Sonra o gün geldi, çirkin gerçeklerle yüzleştiğim o gün dün geldi ve o boşluğun içi tamamen kaplanıverdi.

Artık orası tamamen ama tamamen nefretle doluydu, ağzına kadar nefretle. Çünkü babamdan artık hiç ama hiç etmediğim kadar nefret ediyordum ve küçükken onun sevgisi için açılmış o boşluk onun nefretiyle dolup taşmıştı. Baba deyince içimde dolaşan tek şey kanımda dolaşan öfke olarak kalacaktı, ne tek bir acı duyacaktım ondan görmediğim sevgiye, ne de açlık.

Dün babamın neden benden ve annemden nefret edip düşmanına yapmadığı eziyeti neden bize yaptığını öğrendikten sonra dakikalarca gülerek ağlamış, sonra da hiçbir şey demeden evden çıkıp gitmiştim.

Yanağımdaki gözyaşlarını elimin tersiyle sertçe sildim. Derince nefeslendim. Soğuk her yerimi kuşatmış içime içime işlemişti. Bacaklarıma sarılı kollarımı gevşetirken tutulmuş boynum sancımıştı. Başımı yasladığım duvar kenarından ayırıp boynumu sağa sola hareket ettirdim. Ayağa kalkabilmek için elimi duvara koyarak bedenimi yukarıya çekmeye çalıştım. Ayağa kalktığımda rüzgar kapüşonumu geriye atıp saçlarımı da arkaya itti. Ilık ılık akan kar tanelerinin birkaçı yolunu yüzümde son buldurdu.

Kapüşonumu yeniden başıma geçirip şafaktan süzülen güneş ışınlarına karşı yürümeye başladım. Dişlerim titriyordu. Sadece yürümekten yorulduğum için oturduğum iki apartmanın arasındaki boşlukta uyuyakalmıştım. Hâliyle kışın orada sabahladığım için donmak üzereyken uyanmıştım. Daha fazla bu havada dışarıda kalırsam ölmeyeceğimi bilsem o eve bugün geri dönmezdim de, yoktu başka çarem.

SÜKÛTA MAHKÛM VİCDANLAR •tamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin