30.BÖLÜM: BİR SOLUK BİR YOKUŞ

6.3K 424 304
                                    

Çok yorum yapın ki çok bölüm atayım :D

Güzel okumalar♥︎

30.BÖLÜM: BİR SOLUK BİR YOKUŞ

Korku beyne nüksettiğinde insanların tümü aynını mı yaşardı bilmiyordum ama şimdi bana olan şeyler arasında en barizi buydu: kanım çekilmişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Korku beyne nüksettiğinde insanların tümü aynını mı yaşardı bilmiyordum ama şimdi bana olan şeyler arasında en barizi buydu: kanım çekilmişti. Neyden korktuğumu ise tam olarak bildiğim söylenemezdi. Ya da yanlış anlaşılmak... sanırım en çok bundan korkuyordum.

Ardımızdaki adım sesini işittikten sonra Kerim'in yakınımdaki yüzüyle ve duraksayan gözleriyle bakışmam sadece üç saniye sürmüştü çünkü Kerim'in yakasına sarılan el onu hızla uzağa taşımıştı. O elin sahibini Kerim'in yakasını tutarken tanıyordum, Kerim'e kafa atıp onun sertçe kenara savrulmasına neden olurken de tanıyordum. Ama hâlâ hiçbir tepki veremiyordum.

Kerim'in kalkmasını bile beklemeden üzerine yürüyüp onu kaldırdığında ve elini boğazına sararak arkasındaki ağaca yasladığında gözlerim büyürken hızla yerimden kalkarak gidip kolundan tuttum ama kolunu sertçe silkmesi geri düşmem için yetmişti. Yeniden kalktım, ne tepki vereceğimi bile bilemeden öylece bekledim.

Arkın Aral dişlerinin arasından, "Seni uyarmıştım!" diye ilk kez ağzını açtığında ne derece öfkeli olduğunu sesinden dâhi kavrayabilirken, tamamen ağaca dayanmış Kerim'in boynu sıkılı olduğundan başı az yukarı kalkık, haklı olduğunu kabul ettiğinden olmalı ki elleri iki yanından salınıktı.

Kerim'in gözleri hafif kısılırken zorlukla ve boğukça, "Arkın..." diye fısıldadı. "Yanlış anladın."

Nefes almakta fazla güçlük çektiğini anlayınca elimi Arkın Aral'ın ceketine sarıp onu az çekmeye çabaladım ama bu bir şey ifade etmedi, Kerim'in eli onun bileğine sarılırken alayla ve öfkeyle gülüp, "Hadi ya," diye karşılık verdi. "Neymiş yanlış anladığım?"

Kerim boynunu ondan kurtarmayı başarıp hızla soluklanırken karnına yediği yumruktan sonra yeniden sırtı ağaca çarptı ve dudağını ısırdı. Şu an tek sığındığım dal karşılık vermeyişiydi çünkü verse oluşacak kargaşayı düşünmek bile istemiyordum.

Arkın Aral ona yeniden yaklaştığında aralarına girmeye kalktım ama yüzüme dâhi bakmazken elinin tersiyle karnımdan itip elini Kerim'in yanaklarına sardı. "Bana seni gebertmemem için bir sebep söyle. Karımın ağzının içine düştüğünden seni gebertmemem için bana tek bir neden söyle!"

"Gerçekten yanlış anladın," dedim hızlıca kolundan kavrarken ama elimi itmesi uzun sürmezken. "Arkın lütfen, dinlemen gerek! Sakin olsan..."

"Sakin olsam?" dedi kaşlarını kaldırarak yüzüme dönüp. Gözlerindeki alevle yüzleşmek korkudan yutkunmama sebep olacak kadar fazla gelmişti, asla sakinleşmeyeceğini anlamam uzun sürmedi. "Başka isteğin de var mı?"

SÜKÛTA MAHKÛM VİCDANLAR •tamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin