23.BÖLÜM: YAKANLAR VE YALANLAR

8.1K 491 283
                                    

23.BÖLÜM: YAKANLAR VE YALANLAR

Hayatın zor anlarında sığınabileceğim bir kucak, baş yaslayabileceğim bir omuz bulamamıştım yıllarca

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hayatın zor anlarında sığınabileceğim bir kucak, baş yaslayabileceğim bir omuz bulamamıştım yıllarca. Annem hem gözyaşlarımda hem gülüşlerimde sığındığım tek kucaktı bebekken, çocukken, büyürken. O zamanlar büyümediğimi, öldüğünde anlamıştım. Çocuk yaşta büyümek ne demek, öldüğünde anlamıştım. Kimse kalmamıştı sonra, ne ağladığımda kollarına sığınabileceğim, ne güldüğümde yanında anlatabileceğim. Gerçeği o ya, hiç de gülmemiştim.

Bunlara alışarak geçirdiğim tüm o yılların, büyüdüğüm o tüm yaşların hepsinde sarıldığım şey çocukluğum, sığındığım şey hayallerim olmuştu. Kendi kendime sığınmaya çalışmaya ve kendimi sadece ben kokurken kendime en büyük zararı da yine kendim vermeye öyle çok alışmıştım ki yıllarca, etrafımda beni seven insanlar var olmaya başladığında da içimde bir şeyleri değiştirmeye güç yetiremiyordum. Hâlâ kendi kendime boğuluyor, hâlâ kendi kendime düşüncelerimle oradan oraya savruluyordum. Ama o kadar yıldan sonra ilk kez, her şeyi anlatabilip her şeyimle sığınabileceğim bir kucak bulduğuma inanıyordum. Çünkü annemde bulduğum sıcaklığa çok yakın bir sıcaklığı ve sarsılmaz güveni sadece onun kollarında bulabiliyordum, buna rağmen hâlâ gidip ona içimi açamıyordum, alıştığım şey kimseye hiçbir şeyi açmadan yaşamaktı ve o alışkanlıktan istesem de kurtulamıyordum.

Uyuyup kaldığım koltukta yan dönmüş, üzerime örtülmüş örtüye sarılmış, dakikalardır onu izliyordum. Bir diğer koltuktaydı, yayışık bir halde oturmuş ve ensesi koltuğun üst kısmına yaslıyken uyuyakalmıştı. Ne zaman gelmiş, ne zaman burada olduğumu fark etmişti bilmiyordum, uykum hafif olmasına rağmen hiç hissetmemiştim çünkü çok zor ve geç uyumuştum.

Başı hafifçe kıpırdarken çenesi kasılmış, dudakları kıpırdarken derin bir nefes almıştı. Karnındaki eli koltuğa yaslandı, çok geçmeden de tahmin ettiğim gibi uyandı ve kısık bakışlarla karşısını izlemeye başladı. Gözleri çok geçmeden üzerime döndüğünde, ona burnuma kadar çektiğim örtünün altından baktım. Saçları karışık, yüzü uyku mahmuru, kaşları çatıktı.

Önce öylece bir süre ona bakan gözlerimi izledi, uykusunu açtıktan sonra da iç çekerken kalkıp yanıma ilerlerken, "Neden burada uyudun?" diye sordu.

Yattığım yerden doğrulduğumda hemen yanıma oturdu, yarı oturur hâle geçmişken bir an sersemce bakındım, kolumdan tuttuğunda bunu bekler gibi yaklaşıp göğsüne yaslandım. Kolunu omzuma atıp, aşağı sarkan saçlarımla oynamaya başladı, elimi karnına yanağımı omzuyla göğsü arasına yaslarken dudaklarımı ıslattım ve sorusunu cevapladım.

"Bilmem, odamda uyuyamayınca burada dalmışım öyle."

İç çekip çenesini başıma sürterken, "Bana benden kaçmak için yanıma değil de buraya gelmişsin gibi geldi," diye fısıldadı. "Ağladın değil mi?"

SÜKÛTA MAHKÛM VİCDANLAR •tamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin