"Ben sana vurulmuşum."

11.4K 309 30
                                    

Herkese merhaba arkadaşlar yeni bölümle karşınızdayım umarım beğenirsiniz. Bu arada medyadaki resim bana Zeyrek'in halini anlattı gibi geldi. Sizinle paylaşmak istedim...

Keyifli okumalar

Burnumdaki keskin kolonya kokusuyla gözlerimi yavaşça araladım. Başımdaki ağrı ölmek istememe sebep olacak kadar fazlaydı. Neredeydim ben Allah aşkına? Tepemde hala bileklerime kolonya süren 50 yaşlarında bir kadına vardı. Gözlerimi kırpıştırırken aklıma son yaşadıklarım geldi. Olamaz olamaz bunlar gerçek olamaz. Böyle saçma şey mi olurdu? Başımdaki kadın arkasına bir bakış atıp, "Kendine geliyor." deyince o adam hemen yanımda bitti. Onu gördüğüm gibi uzandığım koltuktan doğruldum ama bu hareket hem başımın dönmesine hemde başımdaki ağrının artmasına sebep oldu. Tek elimin ayasını şakağıma dayayıp ağrının dinmesini diledim. Başım çok kötü dönüyordu ve bu yaşadıklarıma bir anlam veremeden baş ağrım da baş dönmem de geçmeyecekti. Ellerimi koltuğa dayayıp başımda dikilen adamın önünde doğruldum.

Başım hala çok fena dönüyordu ama dik durmalıydım. Yutkunup kuruyan ağzımı ıslattıktan sonra, "Lütfen bana yaşadıklarımın bir rüya olduğunu söyle. N'olursun." dedim yalvarırcasına. Gözlerinin tam içine bakıyordum. Bu kadar güzel gözlü bir adam nasıl bu kadar soğuk bakabilirdi? Gözlerini gözlerimden ayırıp arkama baktı ve "Bizi yalnız bırakın." dedi otoriter bir sesle. Arkamdan gelen ayak sesleriyle uzaklaştıklarını anladım. Gözlerimi tekrar kahvenin en güzel tonu olan gözlerine sabitledim. Yutkunup, "Yanlış duyduğun bir şey yok. Bundan sonra burada yaşayacaksın." dedi buz gibi bir sesle. Artık sinirlerime hakim olamıyordum. Bu da sesime yansımış olmalı ki "Öyle mi? Peki neden bundan benim haberim yok? Keşke bana da haber verseydin!" dedim neredeyse bağırarak.

"Bir bana bağırma. İki zorluk çıkarmazsan iyi edersin yoksa seni sadece eve değil odaya da kapatırım. Beni sınama" dedi bir ve iki derken parmaklarıyla aynı zamanda göstererek. Onun da sesi yüksek çıkmıştı. Alnındaki damarlar şişmeye başlamıştı. Bu haliyle çok korkutucu gözükse de bu beni zerre etkilemiyordu. Derin bir nefes alıp sakinleşmeye çalışarak, "Hangi sıfatla, ha söylesene hangi sıfatla beni bu evde hapsediyorsun? Ne sanıyorsun sen kendini ha dünyanın sahibi falan mı? Bana bak hemen buraya bir taksi çağırıyorsun yoksa olacaklardan ben sorumlu olmam." dedim işaret parmağımı havada sallayarak.

Dudağının kenarı kıvrılır gibi olurken hemen kendini toparlayıp, "Hiçbir şey yapamazsın. Ve sıfat konusuna gelince zorla benimle evlenmek istemiyorsan şu anki sıfatımla iyi geçinmeye çalış. Yoksa..?" deyip sustu sesi bu sefer gerçekten gür çıkmıştı. Hafiften korkmaya başlamıştım. Yanağımdan aşağı sıcak bir sıvı akarken ağladığımı yeni fark ettim. Ellerim yumruk halini alırken göğsünü yumruklayıp, "Neden, neden, neden ben ha? Ne istiyorsun benden para mı ha, ne istiyorsun? Zaten yıkılmış bir hayatım var, daha neyi almayı planlıyorsun ha?" diye bağırdım. Artık gözyaşlarım dur durak bilmiyordu. Karşımdaki ismini bile daha bilmediğim adam kollarımdan tutup beni kendine çekti ve sıkıca sarıldı. Ben hala onun göğsünü yumruklarken aynı zamanda onu kendimden uzaklaştırmaya çalışıyordum. Ayaklarım tutmayınca dizlerimin üzerinde yere çöktüm. Adamda benimle birlikte çökmüş bana sıkıca sarılmış sakinleştirmeye çalışıyordu. Hala haykırışlarımın arasında "Neden?" diye soruyordum. Ağlamaktan nefesim kesilmeye başlamıştı. Nefes almakta bile zorlanıyordum. Göğsüm sıkışıyordu. Ben tam toparlanıp hayatıma odaklanacakken neden başıma böyle şeyler geliyordu? Allah'ım ben kimin günahını almıştım da bunlar başıma geliyordu.

Haykırışlarım hıçkırıklara dönüşürken içimdeki ölmek isteme isteğini bastıramıyordum. Her şey başa sarıyordu. Ben tam psikolojik sorunlarımı çözmüşken başıma öyle bir şey geliyordu ki yine aynı yere dönüyordum. Yine içime tamamen kapanacak ve yine mutsuzluktan ölme noktasına gelecektim. Nefeslerim yavaş yavaş yerine gelirken yine aynı soruyu sordum ağlamaklı çıkan sesimle.

DEMİRHANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin