Evet bana göre baya huzurlu olan bir finali geride bıraktık. Bundan sonra tabii ki yazmaya devam edeceğim ama bu aralar hazırlanmam gereken bir sınav var ve ileride pişmanlık yaşamamak için bir süre yazmaya ara vereceğim. Her ne kadar bunu yapmak beni rahatlatsa da siz okurlarımın beni beklerken harap olmasını istemem. O yüzden kısa bir süre ortalıkta yokum canlarım.
Tabi ortalıkta olmamam boş duracağım anlamına gelmiyor. Bir çoğunuz biliyorsunuzdur Kanlı Esved adlı kitabımı yarım bırakmıştım. Orada acayip bir şekilde betimleme yaptığım için çok boğucu bir anlatımım var. Bu yüzden onu baştan sona yeniden şekillendireceğim. Öte yandan kafamda iki yeni kurgu daha var. İkisinin de yüzeysel temelini attım sayılır. Ara ara kafamı boşaltmak için yazacağım ve bu kitaplarımda olabildiğince az yazım hatası karşınıza çıkaracağım. Demirhan'da çok yazım hatam vardı bunların sebebi hep bölüm yetiştirmeye çalışırken acele acele yazmamdan kaynaklanıyordu. Ama dediğim gibi yeni yazacağım hikayelerimde bunlar olmaması için yoğun özen göstereceğim.
Ve bu nasıl söylenir bilmiyorum ama ben neredeyse bir altı ay boyunca ortalıklarda görünemeyeceğim. Yani öyle düşünüyordum ama sonra düşündüm ki böyle sizden ileride olmak ve o hikayenin aksiyonunu sizden ayrı yaşamak bana hiç eğlenceli gelmeyecek. Çok sık ve düzenli olmasa da yazdığım bölümleri yayımlayacağım. Eminim ki siz de bu yoğun sınav döneminde beni anlayışla karşılayacaksınız. Gerçekten bir yazarın en büyük destekçisi okurlarıdır. Tabii kendime yazar demeyi henüz layık görmesem de sizin en ufak bir tepkiniz beni oldukça mutlu ediyor ve kendimi geliştirmem için büyük olanak sağlıyor.
Spoiler; sıkı tutunun 15 Aralık'ta Mara ve Ali ile tanışacaksınız ;)
Öte yandan yazdığım hikaye her ne kadar zorbalığı temsil etse de Zeyrek asla diğerleri gibi olmadı. O hep kibar ve düşünceliydi. Asla ama asla sevdiğine bir fiske vurmaya dahi kalkmadı. Zaten öyle bir şey olsa sevmiş olmazdı. Bu tamamen bir takıntıdan ibaret olurdu. Ben yazarken kendimi Şura'nın yerine koydum ve sanırım asla ama asla bana en ufak tokat atan birine bile aşık olmazdım. Belki sinir anıyla yapıldı belki farkında değildi ama ne olursa olsun. Bir kadına el kaldıran herkes hatta bir canlıya dahi zevk ile zarar veren herkes tedaviye muhtaçtır.
Ben özellikle Şura'yı Başak burcu yapmıştım. Çünkü onun hissettiklerini daha iyi kavrayıp ona göre hareket etmek istiyordum. Öyle de oldu. Şura'nın hissettiklerini her zaman en içimde hissettim. Bunun için de çok mutluyum. Bana göre yaşadıklarını hep en doğru şekilde anlattım. Kendi dilim açısından.
Ve Zeyrek. Canım adam. O belki de benim tanıdığım en güzel seven adam. Onun kadar güzel seveni daha görmedim ben. O neredeyse hiçbir zaman sevdiğine KIZIM demedi. Çünkü sevdiğin kadına kızım demek ensest ilişkinin temelini oluşturur. Kızım dediğin insana o gözle bakamazsın, bakmamalısın. Kızım dediysen sonradan aşk gözüyle bakmayacaksın. Ya da o gözle baktıysan kızım demeyeceksin. Zeyrek de demedi zaten, dedirtmem. Çünkü o tanıdığım en şerefli insan bence. O böyle yapsaydı zaten bu kitap böyle bitmezdi.
Sevdiğin kadına kızım demeyeceksin, ona vurmayacaksın, onu incitmemek için elinden geleni ardına koymayacaksın, ona deli gibi sinirlensen bile sırtını dönmeyeceksin yüzünü başka yöne çevir ama sırtını çevirme! Bazen aksi anlarınız olacak, kavga etme sebepleriniz oluşacak ama sen yine de gitme. Onu koruyacağım adı başlığı altında yıllarını verdiği işten okuldan alı koyma hakkına zerre sahip değilsin. Lan o kadın gidip yıllarca okusun çalışsın sonra senin gibi itin birini bulup emeklerinden olsun değil mi? Yok öyle dünya. Eğer onu seviyorsan ona saygı duymayı bileceksin. Sevdiğini koruyacaksan bile o özgürken ona belli etmeden koru, onu kısıtlamadan koru. Birinden mi kıskandın bunun acısını sevdiğinden değil kıskandığın heriften çıkar. O senin dibinde otururken başkası ona bakınca hıncını kadından çıkarmaya hiç ama hiç hakkın yok. Git dağıt adamın yüzünü gözünü ama sevdiğine yapma bunu. O senden başkasını görmezken sen ona hayvan gibi davranma. Adam ol da yanındakinin kıymetini bil!
Kısacası onları üzüp kırmayın, siz unuttuğunu sansanız bile her zaman o kırıklık tam kalplerinde kalır. Hatırlayıp hatırlayıp üzülürler bu duruma.
Sizler canım okurlarım, bu süreçte yanımda olduğunuz ve beni cesaretlendirdiğiniz için çok ama çok teşekkür ederim. Çok yazım hatam oldu belki fikir ayrılığı yaşadığımız anlar da oldu ama siz yine hep benim yanımda oldunuz. Ben mesela yazım hatasının ortalıkta kol gezdiği hikayeleri asla okuyamam anında bırakırım onu olduğu yere. Ya da kadına şiddetti gösterip gösterip sonra da adam iki öpünce uysallaşan kadınları da anlamam. Kendi kendimizi bitirişimizdir bu. Yapmayın. Bunu bize yapmayın, en çokta kendinize yapmayın.
Şimdilik hoşça kalın, kendinize çok çok iyi bakın. Canınız ne zaman isterse hepinize kapım açık sohbet etmek için. Siz benim için gerçekten çok ama çok değerlisiniz. En az Zeyrek ve Şura kadar. Onlar benim evlatlarım ve sizler de onlar tarafından edindiğim dostlarsınız. Torunlarım Aka, Zal ve Nira benim ilk torunlarım. Onlar da büyüyüp tıpkı anne ve babaları gibi olacaklar. Her ne kadar Şura zamanı durdurduğunu düşünse de onlar kendi içlerinde akıp ilerleyecekler. Biz belki göremeyeceğiz ama hissedeceğiz. Bir yerlerde akıp giden bir huzurun olduğunu hep bileceğiz.
Neyse çok uzattım. Kendinize çok çok iyi bakın, sizi çok seviyorum;)
İnstagram; İloyaa6
E o zaman Fırtına'ya ve Anka'ya bekliyorum;)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEMİRHAN
ChickLitAcıyla kıstığım gözlerimi aralayıp Zeyrek'e baktığımda dişlerinin arasından tıslayıp, "Nereye gitmeyi düşünüyorsun bakalım sen ha? Bir şeyleri daha tam kavrayamamışsın sen sanırım ama ben sana anlatayım bundan sonra buradasın ve benim izin verdiğim...