"Bir öpücüğü hak ettim ha?"

7.5K 199 23
                                    

Yeni bölüm geldi canlar. Umarım beğendiğiniz bir bölüm olur. Uzun zamandır beklediğiniz kavuşma gerçekleşiyor gibi bakalım bakalım neler olacak? Keyifli okumalar...)

"Hadi gidelim." diyen Zeyrek'e yüzümdeki şaşkın bir o kadar da mutlu gülümsemeyle baktım. Ne diyordu bu herif Allah aşkına? "Nereye gidelim?" diye sorarken terasın çıkışına doğru çekiştiriyordu. Durup bana döndü ve yüzündeki çapkın sırıtışla "Nereye olacak eve tabiki. İşim var seninle." deyince inanmazca ona baktım. Yok artık! Acaba ben mi fesat anlamıştım yoksa o mu iyice arsızlaşmıştı?

"Aaa delirdin iyice, ne evi?"

"Hatun duramam bu saatten sonra, hadi çabuk toparlan gidiyoruz." 

"Manyaksın sen yemin ediyorum. Gitmiyoruz hiçbir yere, hem daha hediyeleri vermedik." 

 "Kadın delirtmesene beni, çabuk toparlan gidiyoruz. Sonra verirsin hediyelerini." deyip tekrar elimden tutup çekiştirince direnip yerimden kıpırdamadım. Bu hali korkmama sebep oluyordu. Kıpırdamadığımı fark eden Zeyrek tekrar bana dönerken bu sefer ciddileştim. "Zeyrek dur Allah aşkına korkuyorum sen böyle yapınca. Şunun şurasında bir saat kaldı eve dönmemize, biraz sabretsen ne olur sanki? Hem çok ayıp böyle çıkılır mı evden?"

"Ayıp mayıp bilmem ben, ben iki yıldır sürünürken kimse beni düşündü mü? Sabır falan edemem, sen de yürü." deyince yanaklarıma bir ateş bastı. Eve gidince başıma geleceklerin kısa bir senaryosu gözlerimin önünden geçerken içime küçük bir korku düştü. Ben bu boyutunu hiç düşünmemiştim. Evet onu istiyordum ama ne bileyim işte? Daha önce böyle bir şey yaşamamıştım ve her ne kadar onu istiyor olsam da korkuyordum. Belki de canım yanacaktı. Durgunluğumu fark eden Zeyrek yanıma gelip yanaklarımı avuçladı. Baş parmaklarıyla yanaklarımı okşarken "Meleğim korkma ben sana zarar verecek bir şey yapar mıyım?"

 "Yapmazsın değil mi?"

"Yapmam tabi sakinleş tamam mı her şey çok güzel olacak hatunum."

"Tamam ama şimdi gitmeyelim, geceyi burada sonlandırmayalım." "Gece daha yeni başlıyor ama peki sen nasıl istersen öyle olsun." deyince kocaman gülümsedim sevdiğim adama. En çok da bu şefkatli hallerini seviyordum canım adamın. Elimi kavrayıp "Hadi aşağı inelim, çok soğuk burası üşüteceksin." diyen Zeyrek'i kafamla onayladım. Beraber terastan çıkıp içeri girdik. Neşe teyzenin bizim için ayırdığı yatak odasından hediyelerimizi alıp aşağı indik. Davetlilerin büyük bir kısmı gitmişti ve geriye çok az insan kalmıştı. Kendi aralarında toplanmış hediyeleşen aile bireylerinin yanına ilerledik. İçim kıpır kıpırdı. Bizi gören Neşe teyze anlayışla gülümserken teker teker herkesin yeni yılını kutlayıp hediyelerimizi verdik ve onların hediyelerini kabul ettik. Bulut uyuduğu için hediyesini annesine vermiştim. Ama ben onun tepkisini çok merak ediyordum.

 Hala evlerine dönmeyen davetlilerle evin koca salonunda vakit geçirirken Zeyrek sabırsızca yerinde ritim tutuyordu. Sessiz sakin adamı tek cümlemle ne hale getirmiştim. İki de bir hadi gidelim diyordu. Ben biraz ileride babası ile konuşan Zeyrek'i seyrederken Naz'ın kolumu dürtmesiyle kendime gelip ona döndüm. 

 "Efendim?"

 "Abimin neyi var, deminden beri eve gitmek için huysuzlanıyor." 

"Bilmem sıkıldı herhalde."

 "Acaba? Bana daha çok bir şey için sabırsızlanıyor gibi geldi ama?" 

 "Ne alakası var?" 

 "Baksana bir sana bakıp bir saatine bakıyor, siz ne karıştırıyorsunuz?"

 "Ne karıştıracağız Naz Allah aşkına sende!" deyip gözlerimi kaçırınca kolumu çimdikledi. Acıyan kolumu tutup ona dönerken "Yeme beni şimdi, anlat çabuk ne oldu yukarı çıkınca? Ne yaptın da abimin fitilini ateşledin?" deyince gözlerim ardına kadar açıldı. Ağzımda kem küm ederken karşımdaki laz kızından korkup başımı önüme eğerek "Onu sevdiğimi söyledim." diye fısıldadım. Şakınca bana bakarken birden boynuma sarılınca neye uğradığımı şaşırdım.

DEMİRHANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin