Yeni bölüm geldiii! Keyifli okumalar
Özgürlük neydi? Ölmek mi, yoksa yaşamak mı? Sevmek mi, aşık olmak mı? Neydi bizi bu kadar mutlu edip özgür hissettiren. Ya da aslında hiçbirimiz hiçbir zaman özgür olamayacak mıyız? Biz ne zaman özgür olacaktık?
Yanı başımda ritmik bir şekilde öten makine sesi ile gözlerimi beyaz bir odada açtım. Gözlerimi karanlıktan aydınlığa alıştırmaya çalışırken bir kaç defa kırptım. Elime bir damar yolu açılmıştı ve serum takılıydı. Odaya göz gezdirdiğimde tek başıma olduğumu fark ettim. Beynim son yaşadıklarımı gözlerimin önünden bir film şeridi gibi geçirirken planım kafama dank etti. Odaya göz gezdirip bir umut telefon var mı diye bakındım ama hiçbir şey yoktu.
O sırada odanın kapısı açıldı ve Zeyrek tüm ihtişamıyla içeri giridi. Uyandığımı görünce gözlerinde ufak bir buğulanma gördüm sanki ama emin olamıyordum. Beynim hala tam olarak işlevini gerçekleştiremiyordu. Zeyrek seri adımlarla yanıma gelip elini yatak başlığına dayadı ve üstüme eğildi. Ben ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışırken sıcak dudaklarını alnıma bastırdı. Alnımı öperken aynı zamanda saçlarımdan derin bir nefes çektiğini hissettim. Dudaklarını alnımdan ayırıp gözlerini gözlerime dikti. Boşta kalan elini yanağıma çıkarıp baş parmağıyla okşadı ve çatallaşmış bir sesle, "Çok korktum." diye fısıldadı. Gözlerimi bir an olsun gözlerinden ayırmıyordum.
Bana olan aşkını belki gözlerinde görürüm diye baktım ama sanırım farkında olmadan sinirli bir şekilde baktığım için hiçbir şey göremedim. Zeyrek sertçe yutkunup, "Bir daha sakın bana bunu yaşatma nefesim." deyip dudaklarını tekrar alnıma bastırdı o esnada tam elmacık kemiğimin üzerine bir damla yaş düştü. Bu...Bu benim gözyaşım değildi. Bu onun gözyaşıydı. Zeyrek ağlıyordu...
Benim için ağlıyordu.
Allah'ım ben ne yapacaktım? Bu adam benim için ağlıyorsa çok seviyor olmalıydı. Bir erkek bu hayatta sınırlı sayıda kadın için ağlardı. Annesi, kız kardeşi ve... Ve sevdiği kadın için. Adım gibi eminim gidişimle bu adamı öldürecektim. Ama gitmezsem de ben ölecektim. Ne yapacağım ben?
Zeyrek hafif kızarmış gözlerini gözlerime dikip yanağımdaki yaşı sildi. O esnada kapı tıklatılınca Zeyrek üstümden doğrulup, davudi sesiyle "Gir." diye emir verdi. Üzerindeki beyaz önlükle kırklı yaşlarının sonunda bir doktor odaya girdi. O an tam zamanı olduğunu düşünüp planımı kafamda tarttım.
Doktor Zeyrek'e bir baş selamı verip bana küçük bir tebessüm ederek, "Geçmiş olsun Şura hanım. Uzun süre vücuda besin girmemesinden kaynaklı kan şekeriniz düşmüş. Önemli bir şeyiniz yok, ama beslenmenize dikkat etmelisiniz bünyeniz çok zayıf." dedi yatağın ucundaki dosyalara uzanırken tam vakti diye düşünüp Zeyrek'e döndüm ve "Şey bana biraz su getirir misin? Çok susadım." deyince başta bu duruma şaşırsada bir şey demeden odadan çıktı. E haklı tabi onunla ne zaman konuşsam sürekli sinirli oluyordum.
Zeyrek odadan çıkarken doktorun konuşmasına izin bile vermeden, "Lütfen bana yardım edin. Demin odadaki adam beni kaçırdı, telefonunuzu kullanabilir miyim? Ya da siz arayıp polise hab-" ben daha cümlemi bitiremeden adam sözümü kesip, "Kusura bakmayın hanım efendi, böyle bir şeyi yapamam. Hem Zeyrek Bey bunu öğrenirse hayatım biter. Ayrıca o benim patronum sayılır bunu ona yapamam." dedi. Cümlesi biter bitmez Zeyrek odaya girmişti. Yaşadığım şokun üzerine bir de adamın Zeyrek'e her şeyi anlatacağını düşünerek korkuyla bakarken Zeyrek yüzüme incelercesine bakıp kaşlarını çattı. Doktor boğazını temizleyip, "Serumunuz bitince çıkabilirsiniz. Geçmiş olsun Zeyrek Bey." deyip odadan çıktı.
Korkum bir nebze azalırken Zeyrek'in kolumdan tutmasıyla korkuyla yerimden sıçradım. Zeyrek'in kaşları iyice çatılırken, "Ne oldu neyin var senin? Suratın bembeyaz, doktor bir şey mi dedi?" deyince hızla kafamı iki yana sallayıp "Hayır bir şey demedi, dalmıştım korktum birden." deyince kaşları bir nebze olsun düzeldi. Doğrulmama yardımcı olurken elindeki su şişesini ağzıma yaklaştırıp içmeme yardımcı oldu. Son umudum da ellerimden kayıp gitmişti. Şimdi ne yapacaktım ben? Adamın söylediklerini düşünürken aklıma gelen şeyle "Bu hastane senin mi?"diye sordum Zeyrek'e. Sorum karşısında şaşırsada kafasını sallayıp, "Evet de niye sordun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEMİRHAN
ChickLitAcıyla kıstığım gözlerimi aralayıp Zeyrek'e baktığımda dişlerinin arasından tıslayıp, "Nereye gitmeyi düşünüyorsun bakalım sen ha? Bir şeyleri daha tam kavrayamamışsın sen sanırım ama ben sana anlatayım bundan sonra buradasın ve benim izin verdiğim...