Herkese merhabalarrr; Ben geldim. Çok güzel, çok sıcak olduğunu düşündüğüm bir bölümle karşınızdayım. Umarım benim yazarken aldığım keyfi siz okurken alırsınız. Keyifli okumalar.)
Bu kadar gecikmemin sebebi kafamın çok allak bullak olmasıydı. Günlerdir hiçbir şey yazamıyordum. Korku filmi izleyecek, kitap okuyacak ya da sessiz bir ortam oluşturmak için bile imkanım yoktu. Sonunda bugün bir yığın kıyafet ütülerken son ses müzik dinledim ve bir şeyler yazmayı başarıp bölümü bitirdim.
Bu arada bölüm 6550 kelime, bu kadarını ben de beklemiyordum doğrusu. Nasıl oldu anlamadım, bir anda bu kadar yazı çıktı ortaya. ;)
Ve son olarak şimdiden kurban bayramınız kutlu olsun. Bu arada günlerdir dilimden bir türlü "Yine mi sen? Bayram günü gibi gelen..." şarkı sözünü düşürmüyorum. Sebepsiz anlam arıyorum ama pek bulamadım
En sevdiklerimizden, hayatımızda en çok değer verdiğim insan tarafından yarı yolda bırakılmak, kandırılmak bu hayatta başımıza gelebilecek en kötü şeydir. Bu bazen bir arkadaş iken bazen bir kardeş, bazense bir eştir. Her kim olursa olsun ona verdiğiniz değer kadar yaşadığınız hayal kırıklığı da o kadar büyük olur. Canınız sıkılır, nefes alamadığınızı hisseder, hatta ve hatta bu günleri göreceğime ölseydim bile dersiniz. Onu arkanızda bırakmak ya da olanları unutmak gibi bir şans olmazken diğer yandan da ondan asla ayrılmak istemezsiniz. Çünkü bir kere değer vermişsinizdir ve değerin çöp olmasını göz göre göre gerçekleştirmek istemezdiniz. Her ne kadar canınız yansa bile.
Zeyrek elindeki evlilik cüzdanıyla bana doğru gelirken öylece duruyordum. Ne diyeceğimi bilmiyordum? Söyleyeceğimi bulsam da bunu dile dökecek sesi bulur muydum içimde bilmiyorum. Kesik kesik nefes alırken "B- bu ne?" diyebildim zor çıkan kısık sesimle. Zeyrek yanıma varınca durup gözlerini gözlerimden ayırmadan "Sakinleş anlatacağım." diye mırıldandı.
"Ne- neyi anlatacaksın? S-en bu- bunu na-nasıl yapar-sın? Sa-na inanamı-yorum! Bu ne demek? Hani sen evli değildin!" diye zor çıkan kesik ve kısık sesimle konuştum. Kendimde ayağa kalkacak gücü bulamıyordum bile. İçimden geçen tek şey ayaklanıp Zeyrek'i tokatlamak ama bunu yapacak güç bile yoktu bende.
"Bi' sakinleşir misin? Geçen sefer gibi yapıp ortalığı ayağa kaldırma. İzin ver konuşayım, anlatacağım sana her şeyi. Sakın bağırmaya da kalkışma sonra çok pişman olursun. Çünkü yine her şeyi yanlış anladın." diyen Zeyrek'e şaşkınca baktım. Neyi yanlış anlamıştım pardon!
"Ya sen ne diyorsun, nesini yanlış anladım. Zira ben seninle evlendiğimi hatırlamıyorum, başkasının nüfus cüzdanının da sende olması çok mantıksız olduğuna göre bu durumun bir izahı olamaz!" diye gürledim denilebilir. Zeyrek ya sabır çekip "Off tamam ilk önce aç şunu ve içindekilere bak sonra her şeyi anlatacağım. Yoksa senin beni dinleyeceğin yok!" deyip elindeki evlilik cüzdanını uzattı. Uyuşan kolumu zar zor kaldırıp titreyen ellerimle uzattığı nüfus cüzdanını elinden aldım. Öylece evlilik cüzdanına bakarken diğer elimi de zar zor kaldırıp sonunda açabildim cüzdanı. Karşıma çıkan resimler ise bir şok daha gerçirmeme sebep oldu. Ama bu nasıl olur?
"Seni bu eve getirdiğimin ilk haftasında babama durumu açıkladım. O ise bana direk hem imam hem de resmi nikah kıymamı yoksa asla böyle bir şeyi kabul etmeyeceğini söyledi. Ateşle barut yan yana durmazmış. Ben de kabul ettim. Ama senin resmi nikahı bilmeni istemiyordum. Bana aşık olduğunda sana düzgünce evlenme teklif edip sanki şimdiye kadar sevgiliymişiz de yeni evleniyormuşuz gibi olsun istedim. Her şeyin normal olmasını... İmam nikahından hemen sonra resmi nikahı da bir şekilde hallettim. Sen tekrar okula dönünce çok büyük sorun yaratır sanmıştım ama onu da bir şekilde hallettim. Hastanede sistemde Şura Demirhan olarak gözüküyordun ama ben bunu da belli etmemelerini sağlamayı başardım. Fark ettiysen geçen kışın hastalandığında hep eve doktor çağırdım sırf hastaneye gitmeyelim ve sen gerçeği öğrenme diye... Dediğim gibi bunu yapmamın tek sebebi her şeyin olması gerektiği gibi olmasını sağlamak içindi. Maalesef ki bir şeyler planladığım gibi gitmedi. Eğer bu kaza olmuş olmasaydı şimdiye düğünümüzü yapıyor olabilirdik. Bu cüzdanı şimdi ortaya çıkarmamın tek sebebi ise sensin. Kendini kötü hissetme diye. Resmi olarak evli olmadığın bir adamdan çocuğun olmadı senin. Dinen de kanunen de evli olduğun kocandan hamilesin. Keşke böyle olmasaydı ama elimden bir şey gelmiyordu. Senin için bunu yapmalıydım." deyip susan Zeyrek karşısında göz yaşlarımı dökmekten ileriye gidemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEMİRHAN
Literatura FemininaAcıyla kıstığım gözlerimi aralayıp Zeyrek'e baktığımda dişlerinin arasından tıslayıp, "Nereye gitmeyi düşünüyorsun bakalım sen ha? Bir şeyleri daha tam kavrayamamışsın sen sanırım ama ben sana anlatayım bundan sonra buradasın ve benim izin verdiğim...