"Peh evlenecekmiş kızımla, halt etmiş."

6.3K 210 24
                                    

Herkese merhaba arkadaşlar. Yepyeni bir bölümle karşınızdayım umarım beğenirsiniz. Şimdiden keyifli okumalar...)

Sabah hava aydınlanmaya başlarken gözlerimi yeni güne araladım. Olduğum yerde gerinirken yerimde kıpırdandım. Zeyrek arkadan belime kollarını dolamıştı ve başı da boyun girintimdeydi. Biraz hareket edip yataktan çıkacağım sırada gözlerini araladı. Uyku sersemi etrafını incelerken yanağımdan öpüp "Günaydın meleğim." diye mırıldandı. Kollarımı gerdirirken "Sana da, izin verirsen kalkacağım." deyip belimdeki vücuduma sardığı kollarını gösterdim. Saçlarımı koklayarak öperken "Daha çok erken, biraz daha uyu." deyince omuz silkip "Uyandım artık uyuyamam hem duş almam gerekiyor." deyince bir off çekip "Tamam güzelim kaç bakalım." deyip kollarını üstümden çekince hızla yataktan doğrulup banyoya geçtim. 

Üstümdekileri çıkarıp sıcak suyun altına bıraktım kendimi. Sıcak su iki gündür gergin olan bedenimi gevşetirken derin bir oh çektim. Bir süre vücut ağrısı çekmeyecektim en azından. Sadece baş ağrım devam edecek gibi duruyordu. Gerçi bunun için hastaneye gitmem gerekiyordu ama şuan o kadarına bile vaktim yoktu. Stresten olduğunu düşünüyordum sonuç olarak sadece başım ve biraz boynum ağrıyordu o kadar.   

Duştan çıkınca saçlarımı kurutup soyunma odasına geçtim. Zeyrek hala yatakta gözleri kapalı uzanıyordu. Herhalde geri yatmıştı. Üstüme bir pantolon ve kazak geçirip saçlarımı taradım. Taradığım saçlarımı gevşek bir örgü yapıp soyunma odasından çıktım. Odaya geri döndüğümde Zeyrek'in hala yatakta olduğunu gördüm. Hızla yanına gidip kolunu dürttüm ve "Zeyrek kalk hadi üstünü giyin, ben de yatağı toparlayayım." deyince gözlerini aralayıp "Hatun başıma bela mısın sen? Rahat bırak beni başım ağrıyor zaten." deyince başımı iki yana sallayıp "Sanki ben dedim iç o kadar diye. Kalk hadi evde misafir var, zaten bu gün gidecekler." deyince oflaya puflaya kalktı yataktan. Belindeki gevşeyen havluyu düzeltip soyunma odasına geçerken ben de yatağı toplamıştım. Etraftaki kirlileri sepete atıp ortalığı toparladıktan sonra odadan çıkıp aşağı indim. Kahvaltı hazırlıklarına yardım etsem iyi olacaktı.

 Mutfağa geçip kızlara selam verip yardım için kolları sıvadım. Kafam rahatken çalışmak güzeldi ama onun dışında ölüm gibi bir şeydi çalışmaya kalkışmak. Baş ağrısı verem ediyordu beni.

 Beraber kahvaltı hazırlıkları yaparken Zeyrek içeri girdi. Kızlar saygıyla selam verirken Zeyrek eliyle başını ovup "Şura bana sade bir kahve yapsana, başım çatlıyor." deyince başımı sallayıp "Geç sen içeri ben yapıp getiriyorum." deyip yaptığım işi Aynur Hanım'a bıraktım ve Zeyrek'e kahve yapmaya başladım. Kahve pişince bakışlarımı Sevgi, Gül'cüğüm ve Aynur Hanım arasında gezdirip "Ne diyorsunuz biraz tatlandırayım mı kahveyi?" dedim yüzümdeki muzip sırıtışla. Sevgi kocaman gülüp "Yapın valla biraz kıymetinizi bilsin." derken Gül Sultan onaylamaz bakışlarını gönderip "Aaa kızım yapma öyle oğluma yazık günah." dese de onun da bir yanının bunu istediği belliydi. Hızla Sevgi'nin uzattığı tuzu alıp içine bir tatlı kaşığı tuz boşalttım. Gül Sultan dayanamayıp "Kızım dur öldürecek misin adamı genç yaşta?" deyince biraz daha koyup kahveyi tepsiye koydum. Tepsiyi Sevgi'ye uzatıp "Sen bunu götürüp Zeyrek'e ver. Ben de normal bir kahve yapayım başı ağrıyordu zaten." deyince tepsiyi alıp gitti. Gül Sultan müşfik gülümsemesini gönderip "Kızım sen delisin valla. Bir tuzlu kahve gönderiyorsun bir baş ağrısı için normal kahve yapıyorsun." deyince omuz silkip kahveyi yapmaya döndüm. Sevgi elini ağzına kapatıp mutfağa koşturarak girerken merakla gözlerimi ona diktim. 

 "Kahveyi verdiğim gibi hızla yanından ayrıldım. Bana kızar diye korktum valla." deyince sessizce gülüp "İyi yapmışsın, şimdi gelir o buraya beni azarlamak için." dememin üstünden daha on saniye geçmeden Zeyrek mutfağa girdi. 

DEMİRHANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin