Kampanya vardı

18.2K 786 68
                                    

''Anne! Lanet olsun. Söyle artık.''

''Tamam. Tamam, kes.''

tek duyabildiğim şeyler bunlar oldu sonra da telefonun fırlatılış sesi. Meraktan ölcem aneeyy.

Ama eğer ben de Tatar ramazansam, ben bu oyunu bozarım!

Ne saçmalıyom lan yine ben? Ben tatar ramazan değilim ki.

İçeri girdiğimde oldukça sinirli bir Keremle karşılaştım ve hiçbirşey demeden yatağıma uzandım. Bu hareketimle rahat bi nefes verdi. Onu sorgulayacağımı falan düşünmüş olmalı heralde.

Yok yeaaa! Ben de canıma susadım zaten. Hakkaten susadım ya bi su içiym.

--

Kafama yastığı yiyince gözlerimi açmadan kafamı duvar tarafına çevirdim. İşte ben de böyle bi öküzüm. Kafama yastık atıyolar hala uyuyorum.

Sonra birden dünya tepetaklak oldu ve popom acımaya başladı. ''Hortum! Deprem! Heyelan!'' diye ayağa kalkarken Kerem'in kahkahasıyla karşı karşıya geldim. Kahkahası 'The World's Best Laughter' dalında ödül alabilirdi. Tamam, tamam kabul. Öyle bir dal yok. Çünkü o ağaç. Afshagskjakaak.

''Beyin travması mı geçiriyosun lan?'' diye beni sarsan Kerem'le ona döndüm ve bütün yellozluğumla bağırmaya başladım.

''Öküzsün! Ök-üüüz! Nası beni takla attırarak popo üstü yere düşürttün?'' dedim ve sonra kendi dediğim şeyin aptallığına güldüm.

''Değişiksin valla ya. Başka kız olsa ağzıma vurmuştu.''

''Vurmamı mı istiyosun?'' dedim ama içimden beybsi diye de eklemedim değil yani.

''Vur bana!'' dedi sapık bi sırıtışla. Çocuğa öyle bi baktım ki sanki çocuk vur bana değil de 'sik beni.' demiş gibi.

''Sapıklaşmazmısın?'' Ben bu kelimeyi nasıl söyledim?

''Aahahaha. En ufak birşeye bile utanmam çok komik ve... güzel.'' dediğinde ikimiz de aynı anda boğazımızı temizledik.

Biz daha çok aptallaşmada iyiydik romantikleşmede değil ki zaten ortada bir romantikleşme yok.

WTF!! Romantikleşme?? O ne lan?

Telefonumun cebimde titremesiyle ışık hızında elime aldım.

ARAYAN= THE ANNEM

Telefonu açtığımda Kerem hala yanımdaydı.  Why Kerem? Why?

Telefonu açar açmaz merhaba demek yerine trip atan bir anneyle karşılaştım.

''Kızım, hatırladın mı? Ben senin annenim.''

''Biliyorum.'' dedim daha da sinir etmek için. Hahahaaaa kötülük.

''Hani sana 3D Plazma TV alan kadın?'' Gülmemek için kendini zor tutan ben. ''Onu da biliyorsun.'' diye devam etti.

''Biliyorum.'' dedim. Puhahaha sinir etme mod: on

''Neden aldım?'' dedi annelerin en triplisi. 'Beni sevdiğin için.' dememi bekliyordu ama sinir etmeye başladık bi kere durmak olmaz.

''Kampanya vardı.'' dememle gülmem bir oldu. Ama nasıl gülüyorum öyle bir gülüş ki tükürüğüm boğazıma kaçtı. Bi öksürmeye başladım. Az kalsın ölüyorum sanmıştım ama sonra geçti.

''Bak anneyle dalga geçersen böyle olur. Hadi ben kapatıyorum.'' dedi ve kapattı. Canısı yaa. Ben bi ara gönlünü alırım onun. Annemle böyle konuşurken Çağrıy'la ilk tanışmamız aklıma geldi.

O zamanlar 4. sınıftayız. Hepimiz daha yeni fen öğreniyoz falan. Hoca da bize fenden proje vermişti. Bu bizim Çağrı da projeyi o kadar ciddiye almıştı ki her tenefüsünü okulun fen labaratuvarında geçiriyodu. Ben de bi gün dayanamadım gittim dedim,

'' Çağrı dur artık. Sen Newton değilsin.''

Evet, o zamanlar da böyle maldım. No Derin No Cry.

Çağrı da bana aynen bunu dedi: ''Tabii ki de değilim. Ben yerçekimini kafama elma düşmeden de bulabilirdim.''

Çağrı da aynı mal işte. Hiç değişmedik. Yani en azından ben. Çünkü Çağrı dersleri tınlamamaya başladı önceden tınlıyodu. Ben hiçbi zaman tınlamıyodum. Forever alone.

''Bu kadar gerizekalılık senin için bile fazla Derin. Kendi tükürüğünde boğuluyodun.'' dedi Best Model'ı andıran Kerem.

''Aah, ah. Öldürecek ne çok insan var.'' dedim iğneleyerek. Ama canı yanmadı. Asfahwgksja. Tamam vurmayın.

''Off neyse ya hiiiç uğraşamam. Ben duştayım.'' dedim ve havlumu alıp duşa girdim.

Yaz ÖküzleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin