Söz vermiştim. Sözümü tuttum. 2 bölüm birden. Hadi iyi okumalar.
''Ulan artık dayanamıycam! Nasıl girdiniz lan siz! '' Kerem öyle bi bağırmıştı ki anında ciddileştiler. ''Ne zamandan beri burdasınız? Çıkmıştınız daha demin?!''
''Sadece dudak olayını gördük.'' Pısırık Çağrı. Pıstılar hemen.
''Niye orda sessiz sessiz bekliyosunuz! Biz sizin özelinize dalıyo muyuz lan!'' Dedim ilk defa bu kadar yüksek sesle. Herkes şaşırmıştı. Kerem bile. ''Nasıl girdiniz!''
''Yedek anahtar vard--'' diyen Deniz'i susturdum.
''Güle güle!'' Hala öylece duruyorlardı.
''Biz özür dileriz.'' Dedi Deniz.
''Çağrı seni becerirken içeri girelim biz de o zaman. Sonra da özür dileyelim.'' Kerem biraz ağır olmadı mı gülüw?
''Burada öyle birşey olmuyordu.'' Dedi Çağrı.
''Ya olsaydı?'' Kerem bildiğiniz çileden çıkmış bir haldeydi. Deniz ağlamak üzereydi. Ve Çağrı'nın sinirli olduğu nadir anlardandık.
''Ne bağırıyosun kıza lan?''
''Siktir git Çağrı!''
''Gitmezsem nolur?''
Kerem Çağrı'ya yaklaştı ve yumruk attı. Çağrı geriye doğru sendeledi ama düşmedi. Çağrı da güçlü çocuktur bi yumrukta yere yıkılmaz. Deniz sessizce ağlarken ben küçük bir çığlık attım.
Çağrı kafasını hızla iki yana salladı. ''Kendime geldim beeaaa!''
Bir anda herkesin sinirleri patladı ve gülmeye başladık. Çok tuhafız.
Çağrı bir anda gülmeyi kesti. ''Yemekte görüşürüz.'' Odadan çıktıklarında derin bir nefes verdim ve yatağa çöktüm. Kendimi yatağa sırt üstü bıraktım. Telefon titreyince mesaj geldiğini anladım. Çok zekiyim çok.
KİMDEN= PONÇİK KAFA
Çok özür dilerim :*
Haince sırıttım ve 2 saniyede mesajı gönderdim.
KİME= PONÇİK KAFA
Not found error 404
Kahvaltıya indik. Beklediğim gibi olmadı. Kimse sabahki gerginliği takmıyor gibiydi. Çağrı'nın sol gözü hafifçe kızarmıştı.
''NO ZOMON TOTOL BOTOCOK?''
''Ağzında yemek yerken konuşma be! Off, Çağrı ya!'' Dedi ponçik.
''Arkadaşlar, 'ne zaman tatil biticek?' Diyo.'' Saol Kerem ya hiç anlamamıştım.
Ağzıma peynir tıktım. ''BOR HOFTOYO BOTOCOK.''
''Al birini vur ötekine.'' Diye homurdandı Kerem.
SNDN NFRT EDYRM KRM.S.S
ŞAKA YA ÇOCUKTAN ÇOK HOŞLANIYORUM. HATTA SEVİYORUM. EVET BEN KEREMİ SEVİYORUM.
Bir an düşüncelerimden dolayı öksürmeye başladım. ''Ağzındakini bitirmeden konuşursan öyle olur.''
Sen öyle san Kerem efendi. Ben düşüncelerimde boğuluyodum. Can yeleği atın uleeyn. Biraz daha yedikden sonra bizim ''müthiş.'' Çift yiyişmeye başladı. Her kahvaltıda da olmaz ki yha.
''Ayıp. +18 yapıyolar. Cık cık cık.'' Dedim yanımda duran Kerem'e. Fısıldamamıştım ama duymamışlardı. Kerem, ağzını oynatarak ''Erkekler,'' dedi.
''Biz de yapabiliriz istersen.'' Yüzüm dehşet bir ifadeyle kızarırken Kerem gülüyordu. Homurdanarak yerimden kalktım ve odama çıktım. Kapıyı sertçe çarptım.
''Erkeklermiş. Mal. Ama Çağrı malların malı zaten. Git sevgilinle başka yerde yiyiş ulan!'' Diye söylenmeye başladım.
Arkamdan gülme sesi gelince aniden durdum.