Uzun bölüm oldu. İyi okumalar.
Aptal okul üniformamı giydikden sonra saçımı yukardan topuz yaptım ve kalın siyah kenarlı gözlüğümü taktım. Şimdi siz bu ne yeaa inek gibi diyceksiniz ben de olsam öyle derdim ama değil. İnek değil de daha çok cool gözüküyo. Benden görüp aynı şeyleri yapan 5 tane kız var hem. Sevinsem mii üzülsem mii bilemedim -_-
Okul çantamı almadım. İlk günden çanta mı alcam uleyn?! Neyse atar yaptım.
Evden çıktım ve yürüme mesafesiyle 10 dkka olan okuluma yürüdüm. Bu ne hava böyle ya? Yağmur yağdı yağıcak. Koşturarak okula girdim. 12-B'yi buldum. Ve içeriye girdim. Deniz herzamanki yerimizde beni bekliyodu. Koridorda gözlerim Kerem'i aradı ama yoktu. Şimdi filmlerdeki gibi okula geç kalmak ya da gelmemek yemezdi heralde.
Deniz'le klasik konuşmamızdan sonra ders başladı. Yeni bi kız gelmişti onunla tanıştık, bütün senenin programını yaptık falan filan...
Sabahki derslerin hepsi böyle geçmişti. Çağrı desen ortalıklarda görünmüyodu.
KİME= ÖDEMELİ
Uyuya mı galdın anaaamm!!!
2 salise sonra mesaj geldi. Ne kadar da hızlı yazmıştı öyle O.o
KİMDEN= ÖDEMELİ
He valla uyuya kalmışım okula koşturuyorum yavru. Öğle yemeğine yetişirim. Siz bizim masaya kurulun.
Vay be uzun mesaj. Çağrı'nın az yaptığı bişey. Cevap yazmadan Deniz'i de aldım bahçedeki masamıza gittim. Masa dediğim de çardak gibi bişeydi baya güzeldi yani. Zaten okulun tek beğendiğim şeyi de buydu. Çardak.
Tam bizim masamızın karşısındaki masaya da Selin'ler oturdu. ''Popüler grup ha.'' Diye konuştum ve güldüm.
Deniz de sırıttı ama bu gergin bir sırıtıştı. Hemen anlarım.
''Sorun ne?''
''Ne sorunu?'' Kesin sorun var!
''Bişey olmuş sana. Bak, sakın kıvırma çok pis küserim!'' Diye çirkefleştim.
''Tamam. Tamam. Selin beni tehtid etti.''
''Ne dedi?'' Selin Deniz'i bu kadar tedirgin edecek kadar ne demiş olabilirdi ki?
''Ben geldim yavrulaaaar!!'' Tam zamanında ha Çağrı!
''Ah, Çağrı geldi sonraya artık.'' Dedi Deniz.
''Unutmam ben ona göre.'' Diye fısıldadım ve Selin'e baktım. Çağrı'ya ve Deniz'e pis pis bakıyodu. Ne hırs ama! Onunkinin sevgi olduğunu düşünmüyordum hatta biliyordum. Ama Deniz'inkiyse aşktı. Deniz'in Çağrı'sız yapabileceğini düşünmüyordum açıkçası. Çağrı'ya bişey olursa intihar bile edebilirdi.
''Piiiştt. Nerelere daldın yine?'' Çağrı'yı umursamadan parmaklarımla oynamaya başladım.
''Bak sana yeni bi espiri yapıcam.'' İşte şimdi dikkatimi çektin Çağrı.
''Ne?!''
''Sen DUYdun ben de ampül!!'' Bi de DUY harflerini üstüne basa basa söylemez mi?
Ben gülmekden ikiye bölünecekken Deniz yüzünü buruşturdu. Bu espiriye nasıl gülmezsin ki?
Öğleden sonraki dersler de aynı şekilde devam etti ve sonunda eve gitme vakti geldi.
''Eve gidip muhteşem yüzyılın tekrarını seyredebileceğiiiimmm!!!'' Tam bunu düşünürken karşıma Kerem çıktı. Daha doğrusu Kerem'in arabası.
''Atla.'' Cidden mi Kerem? Çok centilmensin. Centilmen değil centilwoman. Ok kestim sesimi.
Kendi kendime gülümseyerek arabaya bindim. Evet, aklımdan yaptığım espirilere gülüyorum, kabul.
''Niye gülümsüyosun?'' Sorusunu görmezden geldim.
''Niye okula gelmedin?''
''Canım istemedi.'' Vay be, okul açıldı diye badboy havalarına girdik hemen.
''Nereye?''
''Soru sorma.''
''İşim vardı. Nereye?'' İşim falan yoktu. Sadece izliyeceğim bir dizi vardı.
''Ne işi?''
''Herneyse.'' Diziyi boşver. Kerem burda lan.
Tam o sırada Kerem'in telefonu çaldı. Arayana baktığımda ''Selin'' ismini gördüm.