Final

11.9K 491 8
                                    

''Bana söyleyebilirdin." Dedim bağırmaktan kısılan sesimle. Eliyle benden habersiz akan göz yaşımı sildikten sonra da kendisininkini sildi. ''Ben... ben o an düşünemedim. Sana 2 aydır söylememek için kendimi çok zor tuttum. Belki binlerce kez kapının önünden geri döndüm.''

''Neden?'' Şu an sesimden nefret ediyordum.

''Korktum. Sana birşey olacak diye. Tabii bir de dedikodulardan.''

''Neden bana birşey olsun ki?'' Burnumu çektim.

''Sen bunlarla kafanı yorma.'' Dedi ve bir süre bekledi. Sonra da yavaş hareketlerle ayağa kalktı ve bıçağı alıp çöpe attı. Tam neden attın diye soracağım sırada, ''Kötü anıları hatırlatan şeylerden hoşlanmam dedi.'' Gülümsemek isterdim ama bu kötü anıydı. Ve kötü anıyı ben yaratmıştım. Aslında daha çok Kerem, ondan da çok Selin denen aşşağılık yüzündendi. Yine de intihar etmekte neydi öyle? Ben ne zaman bu kadar salak olabilmiştim? Kriz anı diyerek kendimi sakinleştirmeye çalıştım ve ayağa kalktım. Kerem ortalarda dolanıyordu. ''Bu... bu aramızda kalsın. Deniz'le Çağrı bilsin istemiyorum.'' Dedim yorgun sesimle. Başım çatlıyordu.

''Sorun yok.'' Sesi garip bir şekilde neşeli çıkıyordu arkamı döndüğümde de gülümsediğini gördüm. Tuhaf tuhaf ona baktım. ''Neden gülümsüyorsun?''

''Beni kendinden çok seviyorsun. Kendi yaşamından bile.'' Dedi ama sanki kendi kendine konuşuyormuş gibi söylemişti. ''Biliyordum. Beni hala sevdiğini biliyordum. 2 ay boyunca yüzüme bile bakmayınca ben sandım ki...''

Lafını böldüm. ''Hayır. Seni unutmadım. Ya da sevmeyi bırakmadım. Sadece araya biraz nefret ve hüzün eklendi.'' Gülümsedim. O da gülümsedi.

''Bu da bir şey.'' Dediğinde kahkahalarla gülmeye başladık. Söylediği şey belki o kadar da komik değildi ama sinirlerimiz bozulmuştu ve gülmeye ihtiyacımız vardı.

Evet, belki eski Derin'i kaybetmiştik. Eski, neşeli, komik Derin'i. Ama bunun yanında iyi bir şey kazanmıştık. Büyümek. Büyümüştük. Ve herşeyin sizin istediğiniz gibi olamayacağını, dünyanın her zaman sizin etrafınızda dönemeyeceğini anlamıştık. Hayatımızda daha çok Selin gibi insanlar olacaktı. Ama ben eski Derin olmayacaktım. Benimle, bizimle uğraşmamaları için elimden geleni yapacaktım daha çok üstüne gidip karşı savaş açmak yerine. Kimseyi rezil etmeyecektim. En önemlisi de bundan zevk almayacaktım. Belki ani olacak dediğim ama Selin benim büyümemde yardımcı olmuştu. Nedeni önemli değildi ama olmuştu. Hem ben sadece 2 ayımı kaybetmiştim. Herşey yavaş yavaş eskiye dönüyordu. Ama o onun deyimiyle ''herşeyini'' yani popülerliğini kaybetmişti ve geri de kazanamayacaktı. Fakat umarım ki bu olaylar ona da ders olmuştur ve önemli olanın popülerlik değil de gerçek dostlar kazanmak ve gerçek bir dost olmak olduğunu anlamıştır.

Artık o eski kız yoktu ve olmaycaktı da. Tabii ki eğlenecektim. Espiriler yapıp, gülecektim. Ama kimseyi yargılamayacaktım. Herkesi olduğu gibi kabul edecektim ve bulaşmamam gerekenlerden uzak duracaktım.

Bu bir oyundu ve oyunu kazanan ben oldum.

3 AY SONRA...

Hukuk fakültesini kazanmıştım. Kerem mi? Kerem'le yeni eve çıkmıştık ve o da hukuk fakültesini tercih etmişti. Sayısalı daha iyi olduğu için bunun saçmalık olduğunu söylediğimdeyse ''Sadece haksızlıklara göğüs germek istiyorum. Kendini savunamayanları savunmak...'' diye ciddi bir konuşmaya girmişti bile. Bense zaten hukuğu istiyordum. Kerem'le aynı sebeplerden dolayı. Haklı insanların haklarını aramayı, haksızlıklara göğüs germeyi seviyordum. Çağrı, Deniz'e evlenme teklif etmişti. Üniversiteyi bitirdikten sonra evleneceklerdi. Ama aynı eve çıkamamışlardı çünkü Deniz'in okuluyla Çağrı'nın okulu birbirinden çok uzaktaydı. Deniz edebiyat fakültesindeydi. Çağrı'ysa diplomat olmak istediği için Uluslar Arası İlişkiler'le ilgili bir bölüme gitmişti -üniversitenin ismini hatırlayamıyorum.-

Hayat böyle harika geçiyordu. Bir haftaya üniversiteye başlayacaktık ve çok heyecanlıydık. ''Umarım herşey iyi gider.'' Diye mırıldandım kendi kendime. Ve Kereme bakarak gülümsedim.

Yaz ÖküzleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin