Not= Dikkat, küfürlü bölüm!
Rezil oldum. Ben söylenirken niye beni dinliyosun sen di mi yani?
''Ne o öyle, sessiz sessiz girmeceler, dinlemeceler, felam.'' Dedim. Evet ''m'' ile hem de. Kroluk işte naparsın?
''Ne kızıyosun ya! Odaman giremez miyim?''
''Lafı çevirme... Bak bi de hala gülüyo ya.'' Gülüşüne bak oy oy oyy.
''Tamam. Tamam. Sustum.'' Dedi ve pes edercesine ellerini havaya kaldırdı. Aferin. Adam ol böyle.
Mesaj sesiyle yerimden sıçradım. Çağrı malı. Al işte.
KİMDEN= ÖDEMELİ
3agallllajj74jsh
Bu ne ya?! Diyee düşünürkeen Çağrı'nın telefona oturabilme potansiyelinin olduğu aklıma geldi. Daha önce bin defa yapmıştı salak. Haince sırıtarak cevap yazdım.
KİME= ÖDEMELİ
Çağrı telefonun üstüne oturmuşun yavru.
Anında mesaj geldi. Anında dediğim 7 saniye falan sonra. Yes, piskopatım. Saydım.
KİMDEN=ÖDEMELİ
Allah kahretmesin yaa. Kıçım titredi az kalsın korkudan altıma ediyodum.
Vee görev başarıyla tamamlanmıştır. Birşey yazmadan gülerek telefonu arka cebime sıkıştırdım ve yatağa sırt üstü uzandım.
''Kimdi o?'' Ayy merak da edermiş.
''Arkadaş.'' Sinir etme mod= on
''Hangi arkadaş?'' Kıskanıyo mu lan bu beni O.o
''Tanımazsın.''
''Açık açık söyle şunu lan.''
''Sanane. Ya bi rahat yok ya bırak dinleniym odamda.'' Oha ne güzel trip attım beee.
Tam o sırada kapı çalındı ve izin beklenmeden girildi. Zaten izin almadan girilmesin bizim Çağrının olduğunu anlamışsınızdır.
''Oldu mu şimdi bu?'' Dedi.
''Ne oldu mu yeaaaa?'' Esnedim de azcık.
''Sana diyorum kıçım titredi sen cevap yazmıyosun. Bilerek yazmışsındır sen kesin.'' Rezil oldum. Hem de ikinci kez. Ben burda Kerem'e tripleniyorum sen gelmiş beni rezil ediyosun?
''Hıı. Tanımazsın sen,'' diye beni taklit etti Kerem. ''Oldu ben kaçiym ocakta yemek vardı.'' Oha. Kerem espiri yaptı. Benle takıla takıla tabi.
''Off Çağrı off!! Yürü git sevgilinin yanına ya!''
''Aaah ah. Hey, dostum. Ormana gidiyoruz. Peşimize takılın. Zaten takılmazsanız gidemeyiz çünkü Kerem'in arabası var.'' Aptal ya. Bi de triplere giriyo bizim peşimize takılın diye.
''Bi dakka... Sen okul otobüsüne binmedin mi?'' Yaa tabi binmedi. Yoksa fark ederdim ben bu taşı. Biliyodum o kadar kör olmadığımı.
''Otobüslerden nefret ederim.'' Kısa ve net. Kafamı salladım ve sustum. Üstümüzü giymemiz toplanmaız falan 10 dakka sürdü. Arabaya bindik. Çağrı arabayı sürmek isteyince Deniz'le beraber öne oturdular. E haliyle biz de Kerem'le arkadayız...
Sevinsem mii? Üzülsem mii? Heyt yavrum benim bee. Daş çocuk gelmiş yanına oturmuş sen hala aptal aptal ''Üzülsem mi diyon'' HAYVAN! Tamam tamam atarlanmıycam.
Araba çalıştığında Kerem dibime girdi. DİBİME.
Ona ne oldu dercesine baktığımda sadece omuz silkti. Tam yolu yarılamıştık ki Kerem kulağıma bişiy fısıldadı. ''Seni becermemek için zor duruyorum.'' Sonra da kulağıma üfledi. İlk birkaç saniye şokun etkisiyle öylece durdum. Kafama dank ettiğinde de karnımdaki kelebek yuvası kırıldı ve kelebekler etrafa saçılmaya başladı. Kendini kaptırma Deriiin. Diye hatırlattım kendime. İnanın bana, taş bi çocuk asıldı diye götü kalkacak tiplerden değilim.
Sadece Kerem'e tip tip bakmakla yetindim. O ise hala gülüyordu. Tabi sinirlendim ben de.
''Asıl ben seni becericem şimdi!'' Diye ağzımdan kaçtı. Gülmesi yüzünde donarken, ''Sen de o var mı birader?'' Dedi. Vee kelebeklerin dolaşma vakti bu kadarmış.
''Yok yenge. Hadi sen dön önüne.'' Daha demin Kerem'e yenge mi dedim ne?!
''Tamam dayı.'' Dayı? Hem de bana?
''Sıçarım ağzına şimdi!'' Fısıltıyla konuştuğumuz için benim yüksek sesim tuhaf kaçmıştı.
''Sıç bana.'' Ne?! Bundan da mi tahrik oluyordu yani?
''Ergensin.''
''Sanki sen değilsin.''
SNDN NFRT EDYRM KRM.S.S (Söylemeden duramadım.)
Ona sanki bokmuş gibi baktıkdan sonra küfürlü ağzıma bir süreliğine güle güle dedim. Küfür kötü bir şeydir. Cık cık cık. (Toplumsal mesajımı da verdiim.)
Piknik yerine vardığımızda bir süprizle karşılaştık...