Dünya hazır değil

9K 489 31
                                    

Kerem'in sorusu üzerine gülümsedim ve ''EVEEET!'' Diye bağırdım. Tam o sırada Kerem'in suratı endişeli ve üzgün bir ifade aldı. Tam arkamdan alkış sesi gelmeye başladı.

''Etek yırtılma numarası ha?'' Şaşkınca arkamı döndüm.

''Selin? Senin burada ne işin var?'' Dedim ama beni cevaplamak yerine kahkaha atmaya başladı. Şaşkınlıkla ve ufak bir endişeyle Kerem'e döndüm. ''Kerem? Noluyo?''

Kerem'in yüzü daha da kederli bir hal alırken içimi endişe kapladı.

Selin, ''Deriiin, Deriiiin, Deriiin.'' Diyerek tam Kerem'le benim aramda durdu. Ama Kerem'i görebiliyordum. Acı çekiyor gibi duruyordu. ''Ne kadar da saf ve masumsun.''

Hemen savunmaya geçerek, ''Seni bütün okula tam iki kez rezil eden bir insan olarak bunu söylemen güzel.'' Dedim. Yüzünün düştüğünü gördüğümde devam ettim. ''Şimdi sökül.''

''Eveeeet!'' Diye taklidimi yaptıktan sonrs tiz bir sesle kahkaha attı. Yüzümü buruşturdum. ''Cidden Kerem'in sana evlenme teklifi edebileceğini mi düşündün? Bunların hepsi bi oyundu. Kerem sana evlenme teklifi etmedi ve etmeyecek de. Di mi Kerem?'' Diye Kerem'e döndü. Kerem sessiz kalarak yere bakmaya devam etti.

''İşte şimdi benimle uğraşmaman gerektiğini anladın.'' Dedi ve Kerem'e doğru yürüyerek onu bir anda öpmeye başladı. Kerem ona karşılık verirken gözlerim dolmaya başladı. Mutlulukla geldiğim yoldan koşarak ve ağlayarak çıkıyordum. İyiki Deniz'in arabasıyla gelmişiz diye düşünerek arabaya atladım. Son ses müziği ve pencereyi açtıkdan sonra hıçkırarak ağlamaya başladım.

Kerem bunu nasıl yapabildi?

Selin ne ara bunları planlamıştı ve nasıl Kerem'e yaptırtmıştı?

Ağlayarak eve vardım. Anneme görünmeden odama girdiğimde annemin sesi geldi.

''Kızııım, gelsene nasıl geçti parti anlat bakalım?'' Annemin sesini duyduğumda daha çok ağlamaya başladım. Gizlice ağlamak çok zor. Denemeyin. Tavsiye etmem.

Öksürürmüş gibi yaptım ve, ''Anneciğim çok yorgunum yatacağım. Yarın anlatırım.'' Diyebildim zorla. Annemle birbirimize iyi geceler dedikten sonra üstümü değiştirdim ve yatağa girip yorganı üstüme kadar çektim. Ağlamaya başladım. Sol tarafımda istemsizce bir ağrı vardı. Kalbim sıkışıyormuş gibi hissediyordum. ''Kimseyle evlenmiyeceğim.'' Diye fısıldadım ağlamalarımın arasında. ''Şimdi okulda napacağım?'' Diye sordum kendi kendime.

Tam o sırada yorganımı biri açtı. Deniz olduğunu görünce rahatladım. ''Deriiiin, noldu sana?'' Diye sarıldı.

''Bişey yok. Niye burdasın?''

''Arabamı almaya gelmiştim. Çağrı bırakıp gitti. Neyse beni boşver de-- Hala neden ağlıyosun?!''

''Bağırma! Bağırma. Ağlamıyorum.''

''O zaman gözünde musluk var ve acilen tamir ettirilmesi gerek çünkü su sızdırıyor.''

Güldüm. ''İstemsizce akıyor.''

''Kalbin de ağrıyor mu?'' Dedi neredeyse ağlıyacakmış gibi duran ama kendini zor tutan arkadaşım.

''Sakın ağlama bak seni döverim. Bu arada sen geleceğin doktoru olabilirsin boşuna edebiyat bölümünde kendini harcama. Nasıl bakıp da anladın ağrıdığını ponçik?''

''Hüzünlüyken ponçik demezsin sen demekki biraz olsun kafanızı dağıttabildik ponçik hanım.'' Dedi keyifle. ''Şimdi ne olduğunu anlat?''

Ona olan biteni sonuna kadar anlattım.

Zaman zaman Kerem'e küfretti. Zaman zaman değil hep Selin'e küfretti. Çoğunlukla küfretti zaten ya. En sonunda, ''Anlayacağın fena kazık yedim değerli dostum Deniz.'' Diye bitirdim trajedimi.

İlk başta kaşları çatık bir şekilde bana baktı. ''Aklıma bir fikir geldi!''

''Olamaz. Bir Deniz planına daha bu Dünya hazır değil.'' Dememe aldırmadan gülümsedi.

Yaz ÖküzleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin